Sahte peygamber!
Gazeteci İsmail Saymaz'ın "Şehvetiye Tarikatı" kitabından bazı konu başlıkları:
Veysel Karani borç istiyor.
Yüzbinlerce dolarlık tütsü,
Dua bilmeyen şeyh,
Keramet tiyatrosu,
İki çocuğu istismar etti,
Allah inancımı kullandılar,
Seks dergâhı,
"Eşimi badelerse mutlu olurum"
"İstismar değil, ibadet",
Nur çeşmesi,
Hırsızlıktan şeyhliğe,
Şifa diye artıkları yediler,
"Hayvanlara da aşkım derim"
Şeriatta haram, tarikatta helal…
Saymaz, kitabında devletin resmi tutanaklarına ve dava dosyalarına giren kayıtları kamuoyuyla paylaşmıştı.
"Merdiven altı" olarak tabir edebileceğimiz, mahalle arasında kalan sözde dini oluşumların insanları nasıl istismar ettiğini kaleme almıştı.
Saymaz'ın ayna tuttuğu buzdağının sadece görünen kısmıydı.
Türkiye'deki durum hiç değişmedi aslında.
Eşeledikçe, araştırdıkça, içine girdikçe çok daha vahim bir tablo ile karşılaşıyorsunuz.
Son örneği "Sahte peygamber" hadisesi…
İskender Evrenesoğlu…
İnternette sık sık videolarına denk gelirdik. Gençler mizah amaçlı videolarını paylaşırdı.
En meşhur olanı, Allah ile konuştuğunu iddia edip bir titreme geldikten sonra "Duan kabul olmuş evladım" dediği görüntülerdi.
Bir başka videosunda ise "Allah ile vahiy yoluyla mı konuşuyorsunuz? Evet. Allah bize vahiy ediyor ve Allah'ın başka bir insanla konuşması söz konusu değildir. Allah, bütün konuştuğu insanlarla vahiy yoluyla konuşur. İsra Suresi'in 51. ayetine bakın. Orada açıkça bunu göreceksiniz" ifadelerini kullanarak kendisine vahiy geldiğini iddia ediyordu.
Çekilen videoların kalitesine, yapılan yorumların komikliğine bakınca açıkçası hiç ciddiye almamıştık. Azıcık İslam bilgisi olan bir insanın da bunlara inanabileceğine ihtimal vermemiştik.
Ama bir de ne görelim? Amerika'da hayatını kaybettikten sonra toprağa verilmek üzere Bursa'ya getirildi. Cenaze töreninin görüntülerini şaşkınlıkla izledim. Binlerce kişi katılmıştı.
İnsanlar çocuklarını alarak gelmiş; ağlayanlar, çığlık atanlar, kriz geçirenler…
Namazı kıldıran şahsın söyledikleri ise olayın vahametini daha da artırıyor "…Kendi zamanlarında böyle dışlandılar ama sonra kubbeleri yükseltildi" diyerek Evrenesoğlu'na özel bir anlam yüklüyor.
Sadece Bursa'da binlerce takipçisi olduğunu gördük. Bu olayı Türkiye çapına yaydığımızda on binlerle ifade edilen bir yapıdan bahsediyoruz.
İşin üzücü yanı Evrenesoğlu'nun kendi yandaşları tarafından internete yüklenen videolarının tamamında "mehdi" olarak tanımlanması. Buna inanmışlar ve inandıkları yetmemiş gibi hayatlarını "bu yola" adamışlar.
Bu hazin tablodan sonra İslam adına yayıncılık yaptığını iddia eden yayın organlarını inceledim.
Akit, Yeni Şafak, Milli Gazete ve Yeni Asya… Ne köşe yazarları görmüş ne gazete yöneticileri, 3 maymunu oynamışlar.
Türkiye'nin önde gelen Menzil, Süleymancılar, İsmailağa ve Nurcu gruplara yakın yayın organlarına baktım.
Ne bir eleştiri ne bir yorum…
Adamlar "Mehdiyi uğurluyoruz" diye binlerce kişinin katıldığı cenaze töreni düzenleyip, değişik seslerle İslam dışı bir faaliyette bulunuyorlar ama kimseden ses yok.
Sadece AKİT, gazetenin küçük bir bölümünde, 3 satırlık bir haberle konuyu geçiştirmiş.
Skandal görüntülerden sonra, Bursa Müftülüğü bir açıklama yayınladı; "Cenaze törenini bizim hocalar kıldırmadı, kendi aralarında yaptılar."
"Suriyeliler konusunda algı operasyonu yapılıyor", "Ekonomi kötüye gidebilir, isyan etmemek lazım" gibi fetvalar veren Diyanet ise hiçbir şey söylemedi.
***
Her fırsatta yorumlar yaparsınız, her konuda konuşursunuz. Türklüğe küfredenleri hastanede ziyaret edip, resmi hesaplarınızda yayınlarsınız.
Ama peşine on binlerce kişiyi takmış, kendini mehdi ilan etmiş adamlara sesiniz çıkmaz.
"Cahiliye Devri" diyerek karanlık bir dönemi resmeden İslamcı yazarlar, yaşadıkları güne bir bakıp yorum yapsınlar. Ne farkı var?
İnsanların bu kadar cahil bırakılmasının, sorgulamadan, araştırmadan önüne gelene tapınmasının sorumlusu sizlersiniz.
Atatürk heykellerini "putperestlik" olarak nitelendirenler, her mahalleyi saran bu sapkınlıklar karşısında sessizler!
İşte asıl putperestlik budur!
Acı olan ise son 20 yılda her yanı sarıp yüz binlerce insanı zehirlemeleri.
Ankara'da yaşanan hadiseyi hatırlayın, adamın biri "Ben Allah'ım" diyerek 2.5 milyon lira dolandırmış, dolandırdığı kişi intihar etmek isteyince skandal ortaya çıkmıştı.
Sonrasında ülkenin birçok yerinde "Ben peygamberim, bana destek olun" diyerek yüzlerce insanın dolandırıldığı ortaya çıkmıştı.
İslam adına ahkam kesip, kadınların hamilelikte nasıl yürüyeceğinden, yapacağı yolculuğun km hesabına kadar kafa yoranlar, buyurun konuşun hadi!
Bu hazin tablo sizin eseriniz!