Sağlıklı eleştiriler..
“Sağlık AKP iktidarının başarılı olduğu tek alan” dedik, eleştiri bombardımanına tuttunuz. Sevgili okurlarım ordular halinde taarruz ettiler. İçlerinden, “Sen hiç hastanenin yolunu bilmiyorsun herhalde”, “Epeydir doktora gitmiyor musun? Keyfin gıcır o zaman” diye tepki gösterenler oldu. Yazıma mazeret olsun diye söylemiyorum; özellikle son iki sene içinde benim kadar hastane ve doktorlarla haşır neşir olan yoktur diye düşünüyorum.
Neyse!..
Biz, gene de “Hekimden sorma çekenden sor” diyelim. Bugün sözü, elektronik ileti ile gelen okur eleştirilerine bırakalım.
Dr. İbrahim Kıyıcı;
“Bir İç Hastalıkları ve Romatoloji Uzmanı olarak, biraz eleştiri getireceğim:
Öncelikle belirtmek isterim ki 56 yaşında emekli bir hekimim. Reform diye bahse konu olan, sadece bizde uygulanan bir tutum değildir. Dünya Sağlık Örgütü’nün bir projesi olup, temeli sağlık piyasasının liberalleştirilmesidir. Artık dünyada bazı ülkeler sağlık ve emeklilikteki yüklü harcamalardan kaçmak ve bu kaynakları özelleştirmelerle zenginleştirerek, elde edilen finansmanı başka alanlarda kullanmak istiyorlar. Ülke sayısı oldukça yüksek, yaklaşık sayı 50-70 civarında, uygulamanın başlangıç tarihi ise çok ilginç. Dünya Ticaret Örgütü’nün liberalleşme kararını dünyaya ilan ettiği tarih, yani; 1970’ler
Projenin asıl amacı bu alanda da kazanç elde etmek ve sağlık alanını rekabete açmak. Bilindiği üzere, buna günümüzde globalleşme deniyor. En önemli tespit: Bu yeni denilen, sistemi uygulamış ta, başarılı olmuş, bir ülke daha yok!.. Amerika Birleşik Devleri dahil. Yine bilindiği üzere, ABD Başkanı B. Obama ülkesindeki fakir kesimi sağlık ve sosyal güvence altına alabilmek için hala savaş veriyor. Henüz tam başarılı olamadı.
Sizin makalenizde saydığınız olumsuzluklar, devede kulak bile değildir!.. Asıl bazı uygulamalar hayata (Şehir hastaneleri gibi vs.. ) geçtikten sonra, maalesef hastalarımızı kara günler beklemektedir. Türk hekimleri olarak, bu projenin yanlış olduğunu, her ortamda delilleri ile ispat etmeye çalıştık. Malum ülkemizdeki basın ortamında, bunu artık gerçekleştirmek çok zor bir hale dönüştü. Sizler gibi sevip-saydığımız yazar ve gazetecilerin bu şekilde övgü ile, bu yanlış uygulamaları anlatması bizi üzmüştür.”
Mehmet Bacı;
“...Elbette ki her iktidar gibi AKP de sağlıkta iyileştirmeler yapmıştır ama bugüne kadar AKP’nin insan sağlığını hiçe sayan uygulamalarına çok şahit oldum. Sadece iki konuda vereceğim örneğin AKP’nin insana vermediği önemi göstereceğini umuyorum. Ben de kollestrol yüksek, 220-300 arası değişiyor. Heyet raporlu kollestrol hapı kullanmam lazım. Bunun için de kan tahlilleri gerekli. Edremit-Balıkesir Devlet Hastanesinde kan tahlillerini yaptırdım ama heyet raporuna yeterli olmadı. Aynı tahlilleri iki kere yaptırmam gerekiyormuş. AKP’nin çıkardığı yasa veya yönerge ile. Ama ikinci kan tahlillerini aynı hastanede ancak 3 ay sonra yaptırabiliyormuşum ve sonrası rapor veriliyormuş. Kolletsrol bu, 3 ay bekler mi? Ya ölüm, ya felç. Ama farklı bir hastanede, özel hastanede aynı gün dahi yaptırırsam raporu hemen alabilirmişim. Özel (...) hastanesinde aynı gün 150 TL vererek ikinci kan tahlilini yaptırdım ve raporu aldım. Ya parası olmayan ne yapacak?.. Uygulamanın mantığı ne?.. Özel hastanelere yönlendirmek rant!!! İkincisi; eşim 3 yıl önce rahim kanserine yakalandı, ameliyat oldu radyoterapi gördü 6 ayda bir kontrolleri var. Kanser markırlarını yaptırmak zorunda yani. Kan tahlilleri.Uygulama ise her ayın ilk haftası sadece perşembe günü sabah yapılıyor. Bir nedenle kaçırdın mı o günü 1 ay bekleyeceksin. Kanser bekler mi??? Adres yine özel hastaneler, yine rant. Sağlık Bakanını dinlediniz, umarım benim yazımı da okur, AKP’nin sağlıktaki başarılarını ona göre değerlendirirsiniz.”
Fatma Güzel;
“Ben yaklaşık 1 yıldır Antalya Araştırma Devlet Hastanesinden, Gastroenteroloji Bölümünden randevu almaya çalışıyorum ama beceremedim. Siz kolay bir yolunu biliyorsunuz sanırım. Bana bir randevu alabilirseniz sevinirim. Bir de, daha önce aynı bölümde kanser tarama için ultrason ve tomografi çekilmişti. Onlar için de 4-5 ay beklemeyeyim. Onun için de bir kolaylık sağlama yolu gösterebilirseniz sevinirim. Sanırım siz hiç hasta olmuyorsunuz. Durumun farkında değilsiniz. Hastanenin sitesine girip randevu almaya çalışın bakalım görün; hangi bölümlere randevu vermiyorlar.”
Ayten Karaca;
“...Hele bir de Tam Güm, pardon Tam Gün Yasası var ki, evlere şenlik. Tamam, ben de bir klinisyen öğretim üyesi olarak sonuna kadar tam gün taraftarıyım. Ancak bu şekilde mi? Ömrünü, emeğini, maddi kazanımlarını eğitimi için harcayan herkes verdiğinin geri dönüşünü ister. Ben hayatımda sürekli bedava ekmek dağıtan fırıncı görmedim, ya da bedava ev dağıtan müteahhit. Her meslek sahibi daha çok kazanmak ister. Biz hekimler de çok para kazanmak istiyoruz. İnsanların acizliğini fırsat bilerek bunları kullanan yüzsüz hekimler, hocalar yok mu? Onları neden sistem cezalandırmıyor da tüm hekimleri, hocaları paraya doymayan asalaklar gibi gösteriyorlar? Yanıtını biliyorum tabii de, laf uzamasın. Bu arada yakın zamanda bir hasta yakını geldi, hastasını cami hocasına okutmak için bankadan kredi çekmiş, borcunu ödeyemeyince de mallarına haciz gelmiş. Hoca 300 TL’ye okuyup üflüyomuş. Bir de geçende dışarıda kaldım, çilingir 50 TL karşılığı kapıyı açtı.”
Saltanat uçaklarında yer alabilir miyim(!) diye bir deneme yaptım. Yazdıklarıma bin pişman ettiniz beni. Ne diyeyim?.. Ellerinize sağlık!..