Sağlık Bakanlığı'nda paralar nereye gidiyor?
Sayıştay, 2019 yılını kapsayan denetim raporlarını Meclis'e sundu.
Raporlarda öyle şeyler var ki, hepsini tek tek yazacağım.
Öyle ki, sadece ben değil değerli birçok meslektaşım çok hızlı şekilde raporlarda yer alan bilgileri haberleştirip sizlere ulaştırıyorlar.
Ben de ilgi ile takip ediyorum. Raporlarda yer alan tırnak arası mahiyetindeki bilgileri araştırıp yazı dizisi halinde sizlerle paylaşacağım.
İlkyazımız Sağlık Bakanlığı ile ilgili olacak.
Kamuyu aydınlatmaya çalışan gerçekten gazetecilik yapmaya çalışan gazetelerde "turistler sağlık bakanlığına 51 milyon TL borç bıraktı" manşetini görmüşsünüzdür.
Bu bilgi doğru ama eksik.
Anlatayım…
Sağlık Bakanlığı'na bağlı döner sermaye işletmelerinin 2019 yılı konsolide mali tablolarına bakıldığında, genellikle acil sağlık hizmetleri ve poliklinik hizmetleri nedeniyle Gerçek Kişilerden Alacaklar Hesabı'nın borç bakiyesinin 51.1 milyon TL borç vermiş olduğu gözüküyor.
Borç veren hesap "Yurtdışı Gerçek Kişilerden Alacaklar Hesabı" yani yabancı uyruklu kişiler. Bu kişiler turist mi yoksa ülkemizde bulunan sığınmacılar mı bilgi yok.
Ancak Sayıştay bir tespit daha yapmış.
Yurt içi Gerçek Kişilerden Alacaklar Hesabı da 63 milyon 532 bin TL borç bakiyesi vermiş. Hesabın ayrıntılarını inceleyen Sayıştay denetçileri, Yurt İçi Gerçek Kişilerden Alacaklar Hesabına da yabancı uyruklu olduğu anlaşılan çok sayıda kişinin faturalarının kayıt edildiğini tespit etmiş. Bu hesabın ne kadarı yabancı uyruklu ne kadarı yurttaşımız belirtilmemiş.
Şunu söyleyeyim, bunca yıldır Sayıştay raporları okuyan, yazan biri olarak bu hesapların neredeyse tamamının yabancı uyruklulara ait olduğunu denetçinin de bunu kast ettiğini iddia edebilirim.
Yani bu rakam 51 milyon 142 bin TL değil.
Bu bir hata mıdır?
Kasten yapılan bir uygulama mıdır?
Bilinmiyor ancak bilinen gerçek şu…
Yabancı uyruklu kişilerin ödemediği fatura toplamı 51 milyon değil 114 milyon 674 bin TL'dir.
Gelelim diğer konuya…
Yine Sağlık Bakanlığı denetim raporları içinde bulunan başka bir bilgi çok dikkatimi çekti. Sağlık Bakanlığı, Türksat A.Ş.'den hizmet alımı yapıyor. Kamu kurumları Türksat A.Ş.'den 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu hükümlerine tabi olmadan hizmet alımı yapabilir.
(21 Şubat 1924 tarih ve 406 sayılı Telgraf ve Telefon Kanunu Ek 33'üncü maddesinde) Kamu kurumları, "… e-devlet ile ilgili bilgi ve iletişim teknolojileri hizmetleri kapsamında, Türksat AŞ'den doğrudan yapacakları hizmet alımları yönünden, 4734 sayılı Kamu İhale Kanununa tabi değildir" hükmü bu alımların dayanağını oluşturuyor.
Yani alımın kapsamı bütün bilgi ve iletişim teknolojileri hizmetleri değil yalnızca e-Devlet ile ilgili olan bilgi ve iletişim teknolojileri hizmeti olmak zorunda.
Fakat yapılan incelemelerde, Bakanlık tarafından bu hükmün, e-Devlet ile ilgili olup olmadığına bakılmaksızın bütün bilgi ve iletişim teknolojileri hizmetlerine uygulanması suretiyle getirilen istisnai durumun genelleştirildiği görülmüş.
Aldığı hizmetler ihale kapsamında olması gerekirken direk alım yapmış.
Bunun ayrıntılarını sonraki yazılarımızda inceleyeceğiz ancak yapılan denetimde ortaya çıkan çok daha vahim bir durum var.
Türksat A.Ş.'den yapılan alımlara ait belgeler incelendiğinde maliyet belirleme çalışmasının yapılmadığı, maliyet-fayda ve maliyet-etkinlik gibi ekonomik ve sosyal analizlerin bulunmadığı görülmüş.
Sağlık Bakanlığı Türksat A.Ş.'den "Bilgi Teknolojileri Danışmanlık ve Destek Hizmeti İşi" alımı yapıyor. Türksat A.Ş. de, Sağlık Bakanlığına vereceği bu hizmeti dışarıdan alıyor.
Türksat A.Ş.'nin alt yüklenici firma ile yaptığı Sözleşme'nin 10'uncu maddesinde istihdam edilecek her bir personel unvanı için taban ve tavan ücretlerin belirlendiği tespit ediliyor.
Türksat A.Ş. tarafından alt yükleniciye her bir unvan için tavan ücret üzerinden ödeme yapılırken, alt yüklenici tarafından ilgili personele en az taban ücret üzerinden ödeme yapılması öngörülmüş!
Mesela…
Sağlık Bakanlığı Türksat A.Ş.'ye "destek personeli" unvanında istihdam edilecek her bir personel için 2019 fiyatlarıyla 12 bin 584 TL ödüyor.
Bu unvandaki personel için Türksat A.Ş. alt yüklenici firmaya da 10 bin 249 TL ödüyor.
Alt yüklenici firma ise söz konusu personele asgari 3 bin 758 TL ve azami 10 bin 249TL arasında kendi belirlediği tutarı ödüyor!
Aradaki fark ortada yok…
Kurum tarafından ödeme öncesi bordro ve banka ekstrelerinin kontrolü de yapılmadığı için nihai olarak çalıştırılan personelin ücreti bilinmiyor.
Ne güzel değil mi?
Bu düzen başka hangi kamu kurumunda var sizce?
Arada para kazanan firmalar ve kişiler kim?
Yabancı uyruklulara harcanan 110 milyon TL para diğer tarafta hakkı yenen emekçiler. Ve en ilginci tüm bunlar benim, sizin eşinizin dostunuzun paralarıyla oluyor.