Zincirleme felaketler devam ediyor. Askerlerimiz, polislerimiz hiç durmadan katlediliyor. Şehitlerimizi uğurlarken Türkiye'nin içi yanıyor. Yürek yakan acılar artık o hale geldi ki öfke seli halinde sokaklara taştı. İşte burada pusuya yatmış hainler istediğimiz oldu deyip bir iç savaşın başlaması için ellerini ovuşturuyor.
Şimdi soğukkanlılıkla bir durum muhakemesi yapalım. Bu ülkede terör 2001-2002'de yok edilmişti. O tarihten sonra işlenen büyük yanlışlarla terör bugünkü felaket çizgisine geldi. Bu yanlışların başında "Açılım Süreci" geliyor. Bu süreç yanlış bir şekilde başlatılmıştır. Bir kere hukuki dayanaktan yoksundur. Gizli olarak başlamış, Meclis'e ve ilgili kuruluşlara bilgi verilmeden, gerekli yetki kanunları çıkarılmadan devam etmiştir.
Terörle mücadele her şeyden önce iyi yetişmiş personel ister. Terörle mücadele eden birimlerin uzman personeli, arşivi, koordinasyon imkânları bu iktidar döneminde yerle bir edilmiştir. Teröre karşı göze göz, dişe diş çarpışmış komutanlar yargı önüne çıkarılmış, özel kuvvetlerin çok gizli bölümlerine baskınlar yapılmıştır. Nice utanç sahnesine şahit olduk. Kahramanlarını suçlayan, onları yargılayan bir zihniyetle teröre karşı durulamaz.
IŞİD'den PYD'ye
Bütün sınırlarında teröristlerin cirit attığı bir ülke, terörle mücadeledeki yetişmiş kadrolarını gözü gibi korumalıydı. Ne yazık ki siyasi gaflet, kahramanları ya sürdü veya onlara hapishaneleri lâyık gördü. Devletin gücünün zayıflatıldığı bu süreçte teröristler her açıdan güçlenmiştir. Yeni eleman temin etmiş, eğitmiş, her çeşit silah ve patlayıcıyı stoklama imkânı bulmuştur. IŞİD'e yapılan yardımlar PYD'yi bölgede Batı'nın bel bağladığı güç yapmıştır. Meşrulaşan PYD önemli eğitim desteği ve silah yardımı almıştır. Bu imkânların PKK'ya yansımadığını düşünmek fazla iyimserlik olur.
Bakan arabalarına konan bomba ihbarı yapan cihazlar, neden askeri zırhlı araçlara konmuyor. İngiliz'in, İsraillinin, Amerikalının zırhlı aracı bomba ile patlatılamıyor. Nasıl oluyor da bizim zırhlı araçlarımız darmadağın oluyor. Gönlümle bütün başarı dileklerimi sunduğum Sayın Genelkurmay Başkanımıza buradan sesleniyorum. Lütfen ateş hattındaki komandolara dağıtılan yiyecekleri bizzat tadınız. Giyeceklerinde naylon olup olmadığını tetkik buyurun. Asker sade düşmanla boğuşmuyor. Olumsuz şartlarla da boğuşuyor.
Şehit ailesine ayrıcalık
Çok önemli bir konu da şehitlerimizin geride kalan eş, çocuk, ana, baba ve kardeşleridir. Devlet onlara derhal bir mesken sağlamalıdır. Çocuklarına üniversiteyi bitirme yaşına kadar burs bağlanmalıdır. Gazilerin tıbbi ihtiyaçlarının sağlanmasında hassasiyet gösterilmelidir. Ayağını kaybetmiş bir kahramanın yeni protez ayağa ihtiyacı olduğunda en kalitelisi temin edilmeli, bu yiğit insanların onurlarıyla asla oynanmamalıdır. Şehit aileleri ve gaziler TBMM üyelerinin sahip olduğu sosyal güvenlik sistemine ve ayrıcalıklarına sahip olmalıdır. SGK dışında özel bir birim oluşturulması bu konuda kolaylık ve çabukluk sağlar. Vefa fedakarlığı besleyen sihirli güçtür. Vefası olmayan kişiler ve toplumlar asla fedakârlık beklememelidir.
Türkiye yaşanmış tecrübeleri değerlendirerek terör konusunda uzun vadeli bir plan ve programın sahibi olmalıdır. Bu programın temel ruhu teröristi etkisiz hale getirmek, terör bölgesindeki yurttaşı kaybetmemek olmalıdır. Etnik kökenlerine ve mezheplerine göre vatandaşlarımızın bir kısmını potansiyel terör tehdidi olarak gören ön yargıdan şiddetle uzaklaşılmalıdır. Her vesileyle devletin vatandaşına sahip olduğu gösterilerek, PKK'nın psikolojik üstünlük hevesine son verilmelidir.
İmtiyazlı eşkıya...
Teröristlerin Türkiye dışındaki merkezleri dikkatle takip edilmelidir. Bu hükümet döneminde Barzani imtiyazlı eşkıya olmuştur. Petrol başta olmak üzere inşaat sektörü, alt yapı yatırımları yandaş iş adamlarına sağlanan yüksek kârlı bağlantılar şu an Türkiye'nin Barzani coğrafyasındaki terör odaklarına jetleriyle öldürücü darbe vurmasını engellemektedir. PKK'nın finansman kaynakları kurutulmamakta tam tersine artmaktadır.
Millet olarak Irak'ta ve Suriye'de yaşananları, bugünlere nasıl gelindiğini unutmayalım. "Suriye'de insan hakları çiğneniyor. Esad'ı devirene kadar mücadeleyi destekliyoruz" diyenler, bu mu insan hakları?
Türkiye bir iç savaşa sürüklenmek, Irak ve Suriye gibi parçalanmak isteniyor. Bu oyuna gelmeyelim. Böyle bir savaşın galibi olmaz. Gün sağduyulu ve soğukkanlı olma zamanı...
