Yüksek Seçim Kurulu'nun karar gerekçesi açıklandı. İtirazın kabulüyle işin biteceği belliydi. Merak ettiğim "kurgu gereği" montajlanan "ret'lerin" ne şekilde yansıtılacağıydı. Tabii en çok da YSK Başkanı'nın yazacakları idi. Bu kadar güzel ve yasal bir metni okuyunca şaşırdım. Eğer kaleme aldıklarına gerçekten inanıyorsa YSK Başkanlığı'ndan hemen istifa etmeliydi.
Güven'in sadece şu cümlesi bile Ak Parti'nin "seçim iptali istemi"nin reddine yeterli:
"Sandık kurullarının usulsüz oluşturma şekli, itiraz süresi geçtiğinden seçimin iptal sebebi olamaz." Diğer ayrıntılar da ortada. Bir de önemli kayıt var. 250 sayfalık açıklamada ne hırsızlık ne çalma lafları mevcut.
YSK'nın muhalefet şerhi koyan diğer üyelerinden de ortak bir deklarasyon bekliyoruz. Başta CHP yönetimi ve özellikle Ekrem İmamoğlu'ndan süratle özür dilemeliler. İstanbul'un seçilmiş başkanının İmamoğlu olduğunu itiraf şart oldu.
367 olayı
Her ortamda CHP Genel Başkanı'na hakaretlerle hücum eden Erdoğan'a ne demeli? İşine gelen kararlarda "Yüce yargı, yüce hâkimler" diyen Ak Parti liderine bazı hatırlatmalar yapmak istiyorum.
Abdullah Gül'ün Cumhurbaşkanı seçilmesinden önce ettiği lafları nasıl unutur? 367 milletvekilinin oyu gerekli dendiğinde "Ağzına geleni söyleyen kimdi?" Demek ki yüce yargının kararlarında kimilerini alkışlarken ötekileri unuttu? En hafif lafı; "İçime sinmiyor" olmuştu.
Şimdilerde durum kontrol altında. Başkanların özel etek giyip, çay toplamaya çıktıkları günden bu yana ortalık sütliman...
Önemli olan
Abrakadabra ve hokus pokuslarla seçimin yenilenmesine bir aydan az süre kaldı. Yeni bir illüzyon gösterisi izletilmeyecekse, sandıktan yine İmamoğlu çıkacaktır. Hem de 31 Mart'taki sonucun çok daha fazlasıyla. Bakalım o zaman ne diyecekler.
Görünen köy kılavuz istemiyor. İmamoğlu'nun otobüsünün peşinden 1,5 kilometre koşan 16 yaşındaki Berkay'ın sözlerini tekrarlamak istiyorum:
"Ekrem abi, her şey çok güzel olacak"...
AYNI AĞIZLAR
NTV'nin Yakın Plan'ında üç isim vardı. Mehmet Barlas, daha ortadan laflar etti.
Yardımcı doçentlerin ipini çeken Prof. Dr. Ergün Yıldırım oradaydı. "Cumhurbaşkanı ile konuştuk. O konu halledildi" diyerek ümitle bekleyen on binlerce akademisyenin hayatını söndürmesini kim unutur. Yıldırım, bildiğiniz gibi "sahibinin sesi" takımından. Tek ortadan isim Prof. Dr. Mithat Baydur'du. Hoca hiç olmazsa doğru bildiklerini söylüyor.
...
ÖZEL NOT: Bir başka programın kadrolusu Prof. Dr. Mehmet Şahin'den mesaj aldım. "Ben o lafı söylemedim" diyor. Motamot aynı değildi ama akış ve anlam olarak farksızdı.
Yine de isteğini yerine getiriyorum. "Terörle iç içe olan bir partiye niçin tepki verilmiyor" şeklindeki laflar hangi anlama gelmekte?
SAHNEDE ALİŞAN
Mahsun Kırmızıgül ve Özcan Deniz'in de bulunduğu Prestige Müzik yıllarında tanındı. Sesi fena değildi. Hilmi Topaloğlu'nun koruması ölene kadar sürdü.
Dedesinin İstanbul'da birkaç bar-pavyonun işletmeciliğini yapması diğer avantajıydı. Futbol tutkusu, lisans çıkarmaya kadar gitti.
Oğluna Burak adını verirken köklerinin Bingöl'e dayandığından hiç söz etmedi. Ünlü bestekâr Sadettin Kaynak'ın adına besteler yaptığı muhteşem kentin insanlarının sesi, Urfalılar kadar iyidir.
Yanlışlık
Alişan, ilk büyük hatasını "İbrahim Tatlıses'in tahtına talibim" demesiyle yaptı. Zincirleme hataları ise evleneceğim diye yanaştığı kızları yolda bırakmasıdır.
Bu arada CNNTÜRK'teki 40 programında manikür-pedikür yaptırdığını itiraf etti. Sorgucu bayanın yerinde olsam Alişan'a "Kafandaki peruğu ne zamandan beri kullanıyorsun" diye sorardım. Unuttu mu, yoksa farkında olmadı mı?
***
Gururla
+++
Gazetecilik mesleğinin duayenlerinden Rahmi Turan'dan mesaj aldım:
"Sayın Burhan Ayeri,
Sevgili meslektaşım, bugüne kadar her ne kadar tanışmamış olsak da, ben sizi uzun yıllardır tanıyor, biliyorum.
Orhan Ayhan'la da bazen kulaklarını çınlatıyoruz. Hakkımda yazdığın güzel yazı için çok teşekkür ediyorum. Nazik bir yorum...
'Haberi koklamak' tabirini de çok sevdim. Benim de anlayışım öyledir. Gerçek gazeteci haberi koklar.
Sevgi ve selamlarımı yolluyorum.
Saygılarımla..."
...
GÜNÜN SÖZÜ
Geleceği düşünmezsen, geleceğin olmaz. John Galsworthy
