S-400 bahane, "hedef" şahane!..
Amerika sözde Türkiye'nin NATO nezdinde müttefiki...
İşte bu yüzden son 70 yıldır iktidara gelenler bu iddiayı gözeterek Washington'la ilişkileri olabildiğince ılımlı götürmeye çalıştılar...
Oysa müttefik olduğu öne sürülen Amerika her fırsatta Türkiye'yi tehdit etmekten geri durmadı... Son olarak İzmir'de faaliyet gösteren, üstelik hem "ajan"lık faaliyetleri hem de "terör örgütleriyle ilişki kurdu"ğu için tutuklanan rahip Brunson uğruna bile Türkiye'yi yaptırımlarla tehdit ederek sopa gösteren Beyaz Saray'ın utanç verici tavrı unutulmadı...
Türkiye baskıya boyun eğerek Amerikalı rahibi serbest bırakmasaydı, yani diplomatik açıdan dik durabilseydi, bugün Rusya'dan alınan hava savunma füze sistemi S-400'leri bahane eden ABD, Türkiye'ye bir kez daha yaptırım uygulamaya kalkmazdı...
Velhasıl, Amerika'ya karşı bir kez tavizkar davrananlar, elini verince kolunu kurtaramıyorlar...
İşte bakınız; bir yandan Ankara'ya S-400 iddiasıyla yaptırım uygulanırken, Türkiye'nin yanı başında devlet kurmak için çırpınan PKK, Irak'ta ve Suriye'de elini kolunu sallayarak istediğini yapabiliyor... Amerika tüm bunları sadece seyretmekle kalmıyor, PKK ve türevlerini ısrarla desteklemekten de geri durmuyor...
Yani Türkiye, PKK'nın Irak'tan sonra Suriye'de devletleşme çabalarını engellemeye kalkıştığı için de, S-400 bahanesiyle ambargo altında tutuluyor...
PKK'nın tam da Türkiye içerisinde çökmeye başladığı bir dönemde, S-400 ambargosu tesadüf mü sizce?..
Hiç kuşkunuz olmasın; ABD ve destekçilerinin ambargo ve yaptırımları Türkiye, Irak, İran ve Suriye'de oldum olası "Büyük Kürdistan"ı kurma çabaları içinde olanlara karşı yürütülen mücadeleyi engelleme amacı da taşıyor...
ABD'nin "devlet" müzakereleri!..
Beşar Esad'ı etkisizleştirmek için de PKK'nın Suriye'deki uzantıları PYD ve YPG'yi, sözde "IŞİD'le mücadele" kapsamında müttefik olarak kullanan Amerika'nın, bunun karşılığında "devlet" sözü verdiğini dünya kamuoyu biliyor...
Peki; Türkiye'de iyice çöküşe geçen PKK, son dönemde Irak'ta da ablukaya alınmışken, örgütlenme için açık alan halinde bulunan Suriye'de bir devlet kurulabilir mi?..
İşte bu sorulardaki beklentiyi amacına ulaştırmak için Amerikan heyetlerinin Suriye içindeki çabaları yıllardır hiç bitmiyor...
ABD de, PKK da devletleşme çabalarında Suriye'deki iç savaş ortamını kullanıyor...
Geçen Haziran ayında Suriyeli Kürt grupların temsilcileri ile ABD'li yetkililer, ülkenin Kuzeydoğusunun yönetim çabaları konusunda ortak zeminde buluşmak uğruna ilk
toplantıyı yapmışlardı...
2012'den bu yana, YPG ve onun siyasi kanadı olan PYD'nin denetiminde olan bölgelerde Suriye Demokratik Güçleri'nin çabalarını destekleyen ABD,
çeşitli partileri de bünyesinde bulunduran Kürt Ulusal Konseyi'nin girişimlerini de önemsiyor.
Ancak, konseyin, PYD'ye ve onun Suriye'nin Kuzeydoğusunda kurduğu özerk yönetime karşı çıkması ABD'yi rahatsız ediyor...
İşte ABD'nin son dönemdeki çabası Suriye Demokratik Güçleri ile konseyi biraraya getirmek ve bölgedeki özerk yapıyı iyice güçlendirmek...
Büyükelçi William Roebuck'ın, Haziran ayında, Suriye'nin Haseke kentinde gazetecilere, "önemli ilerlemeyi kutlamak üzere toplandık" demesi,
ABD'nin aylardır Suriye'nin Kuzeydoğusunda "ortak bir yönetim" oluşturmak için yürüttüğü müzakerelerin giderek sonuca ulaşmaya başladığını gösteriyor...
Merkezi Washington'da bulunan Savaş Araştırmaları Enstitüsü'nden Ortadoğu uzmanı Nicholas Heras'in Haziran ayında Amerikan'ın Sesi'ne yaptığı şu açıklama da, sınırımızın yanıbaşında neler döndüğünü net biçimde gösteriyor; "ABD'nin buradaki önemli hedeflerinden birisi Suriye'nin Kuzeydoğusundaki siyasi aktörleri çeşitlendirmek ve bu bölgenin yönetimine ve güvenliğine katılma fırsatı tanıyacak olan, üstelik Türkiye'nin de onayladığı bir Suriyeli Kürt partisi oluşturmak."
Peki, tüm bunlar yaşanırken Türkiye ne yapıyor?..
Sınır, terör, kıskaç!..
Türkiye'nin tüm bu sinsi çabalara karşı sınır çevresinde, özellikle Suriye ve Irak'ta boş durduğunu söylemek haksızlık olur...
Suriye'de, 2016- 2019 tarihleri arasında yürütülen ve sadece IŞİD'e değil, PKK'ya da büyük darbe vuran Fırat Kalkanı Harekâtı, İdlib operasyonu, Zeytin Dalı Harekâtı ve Barış Pınarı Harekâtı, aynı zamanda sınırda bir Kürt devleti kurma çabalarına karşı da etkili olmuştu...
Yalnızca askeri operasyonlar değil, bölgedeki toplulukları IŞİD'in yanı sıra, PKK'dan da uzak tutmak için Türkiye'nin sosyo ekonomik çabaları son yıllarda artarak devam ediyor...
Türkiye; Suriye içinde üniversite kurdu, hastanelere açtı, istihdamı geliştirmeye çalıştı ve bölge halkını kucaklamak için milyarlarca lira harcamak zorunda kaldı... Erdoğan da bu çabaları, "Suriye'de 3.5 milyon insana bakıyoruz" diye açıkladı...
İşte bu çabalar sadece IŞİD ve PKK'yı değil, Amerika'yı da son dönemde fazlasıyla rahatsız ediyor...
Aynı zananda, Suriye içerisinde terör örgütlerinin kıskacında ezilen kitlelerin Türkiye tarafından kucaklanması PKK'nın o bölgedeki özerk yapıyı devletleştirme çabalarını önemli ölçüde engelliyor...
Yani; Amerika'nın kendine bir kukla devlet kurarak, Rusya'ya karşı bir ileri karakol oluşturma çabaları da ciddi biçimde engellenmiş oluyor...
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Irak Başbakanı Kazımi ile görüşmesinde yaptığı açıklamalar ise bir yandan bölgedeki dört ülkede "Büyük Kürdistan"ı kurma çabalarına, diğer taraftan IŞİD ve PKK'ya, üçüncü
aşamada ise bölgedeki tehlikeli serüvenleri kışkırtmakla suçlanan Amerika'ya bir yanıt niteliği de taşıyor...
Mustafa el-Kazımi ile Ankara'da görüşmesinin ardından basın toplantısı düzenleyen Erdoğan'ın şu sözleri, önümüzdeki süreçte PKK ve destekçilerine karşı yürütülecek stratejinin ipuçlarını da veriyor;
"Sayın Kazımi ile ortak düşmanımız IŞİD, PKK ve FETÖ terör örgütleri ile mücadelemizin sürdürülmesini kararlaştırdık. Burada bir kez daha ifade etmek isterim ki, Türkiye'nin de Irak'ın da, Suriye'nin de geleceğinde bölücü teröre asla yer yoktur."
Evet; 1980'den bu yana bölgedeki enerji kaynakları ve yeraltı zenginlikleri uğruna kuşatılan Orta Doğu'da yürütülen sinsi mücadeleler her aşamada Türkiye'yi de kıskaçta tutuyor, sosyo ekonomik olarak ve güvenlik açısından tehdit ediyor...
Amerika'nın Türkiye'ye S-400 bahanesiyle uyguladığı yaptırımlara da; işte son 40 yıldır Orta Doğu'yu ateş altında tutan ve son dönemde Suriye'de büyütülen emperyalist karmaşanın penceresinden bakmak gerekiyor...
Velhasıl Orta Doğu; Türkiye, Rusya, Amerika hattında yeni olaylara ve hesaplaşmalara gebe!.. Taviz vermeden dik ve kararlı duran kazanacaktır...