Rumun Enosis'e inancı yeni değil
“...Yunan devlet adamları ” Enosis, tarihin kaçınılmaz bir icabıdır. Ergeç gerçekleşecektir “ diyorlar. Rumca konuşulan her bölgeyi ’Büyük Yunanistan’a’ ilhak etmek Yunanlıların milli davası. Bu, ezelden beri böyle. Bu davaya inanmışlar. Bu hedefe doğru adım adım ilerliyorlar. 1825-30 senelerinin Yunanistan’ı nerede, şimdiki Yunanistan nerede? Bu ilerleme hep Anadolu’nun aleyhine olmuştur. Biz verdik, onlar aldı. Ve Megalo İdea’ları henüz tamamen gerçekleşmemiş! Kıbrıs’tan sonra Epir, İzmir ve hâlâ adına Konstantinopolis dedikleri İstanbul. Hepsi bu hayalin içinde. Tarihleri, edebiyatları, kilisenin, okulun telkinleri hep bu: Enosis-Büyük İskender’in dünyasını kuruncaya kadar Enosis!
Zürih anlaşmaları Enosis için bir merhale olarak kabul edilmişti.
Cumhuriyet’e inananlar, Cumhuriyet idaresinin devamını, Zürih rejimini isteyenler de Rum liderliği tarafından hain diye ilan edildi. Bunlar susturuldu, sindirildi veya bertaraf edildi.
1963’te silahlar Enosis için patladı. Enosis gerçekleştiği takdirde başlarına geleceği çok iyi bilen Rum Komünistler bile ” Enosis isteriz “ diye Makarios ile yarış halindedirler. Rum cemaatı üzerindeki baskının derecesini ölçmek zor değildir.
Rum liderlerinin yolu meşru yol değildir.fakat kendi açılarından inandıkları bir davayı yürütmektedirler. Kendi açılarından vatanperverdirler ve her yaptıkları ve yapacakları mubahtır!
Kıbrıs Türkünün Enosis’e karşı direnişi kendiliğinden olmuştur. İçten gelen bir duygunun, bir inancın ifadesidir Türkün direnişi. Böyle olmasaydı 1878’den bu yana Kıbrıs Türkü Kıbrıs’ta Türklüğünü koruyamaz, Atasının devrimlerine kendiliğinden bağlanmaz ve en namüsait şartlar altında canı pahasına bir özgürlük savaşına giremezdi.
1966’da Enosis’in eşiğindeyiz.
Enosis’i gerçekleştirmeyecek tek kuvvet Türkiye’dir, Türkiye’nin tutumudur...”
Adada yaşanan bu gerçekleri ve uyarıları KKTC Kurucu Cumhurbaşkanı Denktaş 1966 yılında kaleme aldığı “12’ye 5 kala Kıbrıs” kitabında yazmaktadır.
Neredeyse 44 yıl önce yapılan bu uyarılarda Cumhurbaşkanı Denktaş’ın dikkat çektiği Rumların Megali İdea ülküsü bugün de geçerlidir. Rumlar Enosis’ten de vazgeçmiş değildirler. Makarios ve ondan sonra görev alan Rum liderler ne kadar Enosis’çi iseler, şimdi görevde olan Güney Kıbrıs Rum lideri Hristo-fiyasko da en az onlar kadar Enosis’çidir. Rum-Yunan ikilisi adanın tamamını AB’ye aldırarak Enosis’i gerçekleştirdiklerini dahi iddia etmişlerdir. Hedeflerinde, Kuzey Kıbrıs’ın (KKTC ortadan kaldırılarak) ’özgürleştirilip’ sözde Kıbrıs Cumhuriyeti denen Rum Cumhuriyetine katana kadar mücadelelerine devam etmek vardır. Geçtiğimiz hafta Katar Tribune gazetesine konuşan Enosisçi Hristo-fiyasko, bir soruyu cevaplarken, “Çözüm sonrasında, AB’ye üyelik çerçevesinde imzaladığımız özel protokolde, Birleşik Cumhuriyet ve AB’nin ’işgal altındaki bölgeyi’adım adım asimile etme yönünde gerekli önlemleri alacağız” demiştir..
Birleşik Kıbrıs yaratmayı kafasına koymuş olanlar Rumun emellerini iyice anlamalı; tarihsel gerçekleri görmeli, Denktaş’ın ve Milli davamıza yüreklerini koyanların seslerine artık kulak vermelidirler. Davaya inanç gerekmektedir ve bu inanç Kıbrıs Türkünde fazlasıyla vardır.