Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Hüseyin Macit YUSUF
Hüseyin Macit YUSUF

Rum'u unutun, KKTC'ye sarılın

KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Cumhurbaşkanlığı'nda birinci yılını halka hitaben yaptığı açıklamayla değerlendirdi. Cumhurbaşkanı Akıncı, bir yıl önce hep birlikte yeni bir anlayışla, "değişim fikirlerle gelecek" diyerek yeni bir döneme adım attıklarını belirtti. Akıncı, "Sizin iradeniz ve kararlılığınızla, bu bir yılda, bir şeyi daha değiştirdik: Müzakere masasında yıllardır süregelen karşıtlık ve sürekli karşılıklı suçlamalarla çatışan taraflar yerine, geleceğin çözüm ortakları olarak yer alma bilincine önemli katkılar yaptık. Kıbrıs Türk toplumunun haklarını esas alan, Kıbrıs Rum toplumunun hassasiyetlerini de görmezden gelmeyen, bütün Kıbrıs'a adil ve kalıcı bir çözümü gerçekleştirmek için samimiyetle çalışıyoruz" diyerek müzakere sürecine inancını tekrarladı. KKTC Cumhurbaşkanı Akıncı ve ekibinin Kıbrıs sorununa çözüm bulmak amacıyla samimiyetle çalışmalar yürüttüğünü her fırsatta yazmakta ve söylemekteyim. Ne var ki anlaşma ve kalıcı barış için Rum tarafında aynı samimiyet ve kararlılık yoktur. Rum tarafı Kıbrıs Türkünün ikinci sınıf vatandaş olacağı ve azınlık hakları ile yetineceği bir çözüm istemektedir. Kıbrıs Türkünün eşit ortak olması Rum'a göre mümkün değildir.

Yalan dünyası...

Rum tarafı 1963'te yıktıkları ve biz Kıbrıs Türklerinden gasp ettikleri haklarla bir Rum devletine çevirdikleri sözde 'Kıbrıs Cumhuriyeti'nin' arkasına saklanarak, dünyayı kandırmakta ve maalesef bunda da başarı göstermektedirler. Biz ne yaparsak yapalım, dünya Rum Yönetimi'ne adanın tek meşru devleti muamelesi yapmaktadır. Avrupa Birliği'ne Kıbrıs'ın tamamını temsilen alınan Rumların ada gerçeklerine göre bir çözüm bulmak gibi bir niyeti yoktur. Riya ve yalan üzerine kurdukları dünyalarında biz Kıbrıs Türklerini de peşlerinden sürüklemektedirler.

Cumhurbaşkanı Akıncı ve kendisinden önceki tüm Türk liderler kalıcı bir anlaşma ve barış için masaya oturmuş ancak Rum tarafının bilinen uzlaşmaz tutumu yüzünden bu mümkün olmamıştır ve olamayacaktır.

Daha geçtiğimiz hafta İstanbul'daki İnsani Zirvesi'ne ev sahipliği yapan Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın daveti üzerine akşam yemeğine katılan ve geldiği İstanbul'da BM Genel Sekreteri Ban Ki-Mun ile görüşen KKTC Cumhurbaşkanı Akıncı'ya tepki gösteren ve geçtiğimiz haftaki planlanmış müzakere toplantısına katılmayan Anastasiadis'in çözüm konusunda samimi olduğunu söylemek mümkün müdür? Kıbrıs Türkünün seviyesinin yükseltilmesinden ödü patlayan Rum ne yapacağını hakikaten şaşırmıştır. 1963'te yıkılmış sözde 'Kıbrıs Cumhuriyeti' yalanına sarılarak, yıkılmış devletteki eşit ortağından gasp ettiği hakları iade etmeden çözüm olması mümkün müdür? Bu bağlamda Türkiye yetkili makamlarının Avrupa Konseyi'ne gönderdiği 2 Mayıs tarihli yazıda "İnsan Ticaretiyle Mücadele" ve "Kişilerin Korunması" anlaşmaları konularında bu anlaşmaların onaylamasının "işlevsiz Kıbrıs Cumhuriyeti'ni temsil ediyormuş gibi davranan Kıbrıs Rum Yönetimi'nin tanınması anlamına gelmediğini" bildirmesi çok yerinde olmuştur.

Talihsiz açıklama

Uzlaşmaz Rum zihniyetinin en bariz örneklerinden birini, iki hafta önce Güney Kıbrıs'ta yapılan milletvekili genel seçimlerinde hatırı sayılır bir şekilde oylarını artıran sağcı DİKO Başkanı Nikolas Papadopulos'un İstanbul'da yaşanan gelişmeler nedeniyle yaptığı açıklamada bulmak mümkündür. Anastasiadis'in, politikasının hatalı olduğunu kabul etmesi ve özeleştiri yapması gerektiğini ileri süren Türk düşmanı Papadopulos "İşgal liderinin sözde 'Kıbrıs sorununun çözümü için eşsiz bir umut' olarak tayin edilmesi hataydı, işgal bölgelerinde tiyatroya gitmek için Kıbrıs Cumhuriyeti bayrağının indirilmesi hataydı, işgal liderinin Davos'a çağrılması hataydı, Türkiye savaş gemilerini Münhasır Ekonomik Bölge'ye indirirken, iyi bir atmosferin olduğuna dair düzmecenin yaratılması hataydı, yabancı yetkililerin işgal liderinin sözde başkanlığına ziyaretler gerçekleştirmesine tolerans göstermesi, hatta (ziyaretleri) teşvik etmesi hataydı. Başkan şimdi ektiğini biçiyor" diye talihsiz bir açıklamada bulunmuştur. Bu zihniyetteki Rumlarla anlaşma ve kalıcı bir barış tesis edilebilir mi? KKTC Cumhurbaşkanı Akıncı'nın her fırsatta tekrarladığı üzere Kıbrıs Türkünün eşit ortaklığını, özgürlüğünü ve güvenliğini teminat altına alacak bir anlaşmayı Rum tarafı kabul eder mi? Sudan bahaneler yaratarak müzakere masasını torpilleyen çürümüş Rum zihniyeti ile anlaşma olmayacağının bilinciyle enerjimizi KKTC'nin kalkınması ve tanınmasına ayırmamız artık şart olmadı mı?

Yazarın Diğer Yazıları