Rumlar adaya 4 bin asker daha yerleştiriyor... ENOSİS hortladı!..
Yeni bir "yes be annem" için geri mi sayıyoruz?..
Geçtiğimiz günlerde Rum basınının, yaklaşan Kıbrıs Konferansı öncesinde "Türk askeri yüzde 80 adadan çekilecek" haberi ile irkildik. Aynı, Ege'de olduğu gibi iktidardan ses seda çıkmadı!.. Ancaak!.. Rumlar kartlarını gayet açık oynuyor. GKRY Savunma Bakanı Christoforos Fokaides basına yaptığı açıklamada, "Rum Milli Muhafız Ordusu'na Ekim 2016'da 3 bin sözleşmeli asker alındı. Bu yıl alınacak askerler için 4 binin üzerinde başvuru yapıldı" dedi. Nasıl oluyorsa bu gelişme Türkiye'de itina ile saklandı!..
Kıbrıs Konferansı, 28 Haziran'da İsviçre'nin Crans-Montana kentinde yapılacak. BM'den gelen en son açıklamaya göre, garantör ülkeler ve AB'nin de katılacağı konferans "haftalarca sürebilir."
Görüşme öncesinde gelen haberler Türk kamuoyunu çok endişelendiriyor. Dejavu gibi!.. Annan Planı öncesinde yaşanan olaylarla benzerlik arz ediyor. Görüşmelerde, 2004 Annan Planı'ndan daha ağır şartların dayatılması bekleniyor. Bilinmezlik girdabındayız... AKP Hükümetinin ve KKTC Cumhurbaşkanı'nın müzakerelerdeki tutumunun ne olacağı da merak ediliyor!..
Annan'ı hatırlayalım
R.Erdoğan ve AKP Hükümeti, 2004 Annan Planı ile Rum ve Yunan tezlerini destekleyerek Rumlara; Erenköy, Günebakan, Yeşilırmak, Ömerli, Güzelyurt, Kırklar, Gaziler, Akıncılar, Paşaköy, Akdoğan, Türkmenköy, Korkuteli, Düzce, Güvercinlik ve ara bölgeyi vermeyi taahhüt etmişti. Ayrıca Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanlığı birliklerinin adadan tamamen çekilmesi ve adada sadece 650 Türk askerinin bırakılacağı da taahhüt edilmişti.
Rum ve Yunan tezlerini destekleyen AKP zihniyeti ve teslimiyetçi politikaları, Rum tarafının referandumda "hayır" oyu vermesiyle amacına ulaşmamış ve Kıbrıs'ta yaşayan Türk soydaşlarımız, Rumların egemenliğine girmekten ve Rumların zulmünden kurtulmuştu.
Yine, geçtiğimiz günlerde adada üzerinde pek durulmayan(!) GKRY-İsrail ortak askeri tatbikatı yapıldı.
Kıbrıs da, Ege'deki adalarımız gibi, Yunan'a mı teslim edilecek?.. Soruyu Millî Savunma Bakanlığı eski Genel Sekreteri emekli Kurmay Albay Ümit Yalım'a yönelttik. Yalım, "Erdoğan'ın bu yıl içinde yaptığı açıklamalara bakıldığında, hâlihazırda sürdürülen Kıbrıs müzakerelerinde, Annan Planı'ndan daha da ağır tavizler verileceği anlaşılıyor. Annan Planı'nda, Rum-Yunan tezlerini destekleyen ve teslimiyetçi politikalar izleyen Erdoğan aynı tutumunu sürdürüyor" dedi.
Ümit Yalım, "Erdoğan'ın 'Kıbrıs'ta 950 Rum askeri/650 Türk askeri bulunsun' önerisi akıl ve mantıkla bağdaşmıyor. Erdoğan'ın kendi güvenliği için binlerce polis görevlendirilirken, Kuzey Kıbrıs'ta yaşayan 350 bin soydaşımız için 650 asker görevlendirilmesi kabul edilemez" diye konuştu.
Ümit Yalım, tepkisini şöyle sürdürdü;
"Erdoğan'ın, 'Erenköy ile Güzelyurt arasındaki bölgenin Kuzey Kıbrıs'a verilmesine karşılık olarak Kapalı Maraş ile birlikte Açık Maraş da Güney Kıbrıs Rum kesimine bırakılır' önerisi de tam bir akıl tutulmasıdır. Rum tarafı sadece Kapalı Maraş'ı isterken son derece dar bir alan karşılığında Açık Maraş'ın da verilmesi kabul edilemez. Ayrıca Kapalı ve Açık Maraş bölgeleri Osmanlı vakıf arazisi olup devir konusu yapılamaz. Erdoğan kimin malını kime veriyor? Ege Denizi'nde 18 Türk Adası ve 1 Türk Kayalığını alenen Yunan askerine teslim eden Erdoğan, şimdi de şehit kanlarıyla sulanmış Kıbrıs topraklarını ve ecdat yadigârı Osmanlı vakıf arazilerini Rum-Yunan ikilisine teslim etmeye çalışıyor. Erdoğan kimin tarafında ve kimi temsil ediyor?
Kıbrıs Girit mi olacak?
GKRY Meclisi, Ocak 1950 Plebisiti'nin (Kıbrıs'ın Yunanistan'a ilhakı) (ENOSİS) tüm Rum okullarında kutlanması kararı aldı. 10 Şubat 2017'de alınan bu kararın daha sonra askıya alındığı iddia edilse de gerçekleri yansıtmıyor. Çünkü GKRY lideri Anastasiadis 1 Nisan 2017'de Yunan Savunma Bakanı Kammenos ve Yunan Genelkurmay Başkanı Apostolakis ile birlikte ENOSİS'i anma törenlerine katıldı.
Anma töreninde, EOKA terör örgütünün militanlarının hâlâ görevde olduğu ve EOKA terör örgütünün varlığını sürdürdüğü açıkça görülüyor. Hâl böyleyken Kıbrıs'taki Türk askerinin sayısını 650'ye indirmek, Kıbrıs'ta yaşayan Türk soydaşlarımızı EOKA terör örgütüne teslim etmek demektir.
Rum-İsrail askeri tatbikatı
Güney Kıbrıs'ın Trodos Dağları bölgesinde 11-14 Haziran 2017 tarihleri arasında icra edilen GKRY-İsrail Köy Kurtarma Tatbikatı'na 400 İsrail Komandosu ile taarruz helikopterleri ve savaş jetleri katıldı. Tatbikata konu olan ve kurtarılması hedeflenen köyler KKTC bölgesindeki Türk köyleri.
Ayrıca Rum basınında, 'Türkiye'nin Kıbrıs'ta yüzde 80 asker azaltmaya hazır olduğu' haberi verildi. Katar'a Türk askeri gönderilirken, Kıbrıs'tan neden Türk askeri çekiliyor? Hem de GKRY asker sayısını artırırken ve GKRY-İsrail ortak askeri tatbikatı yapılırken."
İngiliz'in yeni oyunu
Ümit Yalım, Kıbrıs konferansı öncesinde İngiliz'in ayak oyunlarına dikkat çekiyor;
"İngiltere tarafından yürütülen kamu diplomasisi çalışmaları kapsamında Türk basınında haberler yayınlanıyor. İngiltere'nin Türkiye Büyükelçisi Richard Moore, Kıbrıs'ta iki toplum arasında varılacak kapsamlı anlaşmaya katkıda bulunmak amacıyla Kıbrıs'ta konuşlu İngiliz üslerinin topraklarından bir kısmını ada halkına devretmeyi önerdi. Maksat, Türk kamuoyunda, 'bakın İngiltere bile toprak veriyor, biz niye toprak vermiyoruz' tezini savunarak algı oluşturmak ve Türk toplumunu toprak vermeye razı etmektir.
Kıbrıs'taki birleşmeye katkıda bulunmak isteyen İngiltere, Kuzey İrlanda'yı neden İrlanda Cumhuriyeti'ne vermiyor? Kuzey İrlanda ile İrlanda Cumhuriyeti neden birleşmiyor?
Benzer durum, Yeni Gine Adası'nda da görülüyor. Yeni Gine Adası, Endonazya ve Papua Yeni Gine devletleri arasında paylaşılmış durumda. Kıbrıs'taki birleşmeye öncülük yapan ülkeler İrlanda Adası ile Yeni Gine Adası'ndaki ikili devlet düzenini neden görmezden geliyor?
Ayrıca GKRY'nin, 2003'ten beri tam 14 yıldır Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki 7 bin kilometrekarelik Kıta Sahanlığı ve Münhasır Ekonomik Bölgesini işgal altında tuttuğunu da hatırlatalım. Eğer Kıbrıs'ta adil ve kalıcı bir çözüm isteniyorsa Kıbrıs Adil Yerleşim Planı uygulanmalıdır. Çünkü toprak isteme hakkı savaşı kazanan tarafa aittir. Şehit kanlarıyla sulanmış Kıbrıs topraklarını ve ecdat yadigârı Osmanlı vakıf arazilerini Rum tarafına vermeye kimsenin hakkı yoktur, haddine de değildir!.."