Avrupa Komisyonu’nun genişleme ve komşuluk politikalarından sorumlu üyesi Stefan Füle, bir süre önce yaptığı bir açıklamada, Kıbrıs dönem başkanlığının adada statükoyu perçinlemeyeceğini, tersine çözüm sürecine katkıda bulunacağını savunmuştu. Güney Kıbrıs 1 Temmuz’da AB Dönem Başkanlığı görevini devralmıştır ve önümüzdeki altı aylık sürecin çözüme nasıl katkı koyabileceğini hakikaten çok merak etmekteyim. KKTC’de yapılan tüm anketlerde halkın AB’ye güveninin kalmadığı, çözüm için de fazla umut taşımadığı izlenmektedir. Bu olumsuz tabloya Rum tarafının uzlaşmaz tutumu neden olmuştur. AB’nin ise Kıbrıs sorununa bakış açısı, her zaman üyeleri Rum Yönetiminden yana olmuştur. AB Kıbrıs Türkleri olarak bize verdiği hiçbir sözü tutmamıştır. AB’nin Türk ve Müslüman düşmanlığı yaptığı ortadadır. AB ırkçılıkta sınır tanımamaktadır. Ekonomik kriz nedeniyle sıkıntılı bir süreçten geçen, iflasın eşiğindeki Güney Kıbrıs, AB Mali Destek Mekanizması’nın kontrolüne alınmıştır. Güney Kıbrıs’ın başkanlık dönemini hakkıyla yurütmesi pek olası görünmemektedir.
Güney Kıbrıs Rum Kesimi’nin AB dönem başkanlığını şaşaalı bir törenle devralmasının ardından geçen bir hafta içerisinde birçok sorun yaşandığı ve bunların derhal giderilmemesi halinde Rum yönetiminin afişe olma tehlikesiyle karşı karşıya bulunduğu bildirilmektedir.
Kıbrıs Rum Kesimi’nde yayınlanan gazetelerden Alithia, haberi “7 Günlük Dönem Başkanlığında 4 Büyük Hata. Başkan Hristofyas Büyük Çabayı Havaya Uçurma Tehlikesinde. Kredi ve Mekanizma, Organizasyon Sorunları ve Bakanların Bilgisizliği Nedeniyle İtibarımız Sanık Sandalyesinde” başlık ve spotlarıyla aktardı. Habere göre neredeyse bütün düzeylerde aksaklıklar görüldü. Organizasyonlarda, dönem başkanlığı sekreterliğinde tam bir kaos yaşandığı anlar oldu. Rum bakanlar, toplantılara yetersiz katılım gösterirken, faşist Hristo-fiyasko ne zaman metin dışı konuşma yapması gerekse büyük çabayı küçümseme tehlikesi yarattı. Bunu Avrupa Parlamentosu’ndaki konuşması sırasında AKEL’in tarihini anlatırken ve Brüksel’de gazetecilere konuşurken yapan Hristo-fiyasko, Financial Times muhabiriyle çatıştı ve hatalarına Güney Lefkoşa’da da devam etti. Gazete, Hristo-fiyasko’nun bütün bunlara son anda yaptığı AB destek mekanizması başvurusunu da ekledi. Gazete, Avrupa Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso’nun Hristo-fiyasko’nun önünde konuşurken patladığını ve Rum ekonomisinin iyileştirilmesi tedbirlerini almamakta direten, sonra da AB’yi katı tedbir dayatmakla suçlayan liderliğinin zafiyetlerinden söz ettiğini vurguladı. Habere göre Barroso, “Tedbir almayı reddedenin ve Troika’yı sömürge gücü olmakla suçlayanın kim olduğunu hepimiz biliyoruz” diyerek, Güney Kıbrıs’ın Rusya’dan kredi almaktaki ısrarının soru işareti yarattığını ve durumu net olarak gösterdiğini söyledi. Gazete, dönem başkanlığının ilk haftası içerisinde Hristo-fiyasko’nun kurumsal rolünün tam olarak ne olduğunu anlamakta zorluk çektiğinin ortaya çıktığını, hitap ettiğinin Rum halkı değil 27 farklı ülkeden insanlar olduğunu anlayamadığını, bazen parti toplantısındaymış gibi konuştuğunu belirtti.
Rum tarafı müzakerelerin başarısızlıkla sonuçlanmasına neden olurken devraldığı AB dönem başkanlığı görevini de yüzüne gözüne bulaştırmıştır. Adada yıllardır Kıbrıs Türkü olarak bizlerin ve Anavatan Türkiye’nin haklarını gaspederek her türlü adaletsizliğe neden olan Rum-Yunan ikilisi, Tanrı’nın gazabına uğramıştır. Yüce Tanrı bunları tez zamanda ıslah etsin.
