Rum-Yunan saldırılarına karşı acil tedbirler alınmalı...
Geçtiğimiz hafta Kıbrıs’ı ziyaret ederek temaslarda bulunan Avrupa Komisyonu’nun Genişlemeden Sorumlu Komiseri Olli Rehn yaptığı açıklamada, AB’nin Kıbrıs’ta siyasi eşitliğe dayalı iki bölgeli, iki toplumlu federasyonu desteklediğini belirtti. Rehn, liderlerin beceri ve kararlılıklarına güvendiklerini söyleyedursun, Rum tarafının ve Yunanistan’ın, Avrupa Birliği üyeliğine gözü kapalı endekslenmiş Anavatan Türkiye’ye karşı düşmanca tavırları sürmekte ve Rum-Yunan ikilisi zaten sonuç alınması pek de mümkün olmayan müzakere sürecini olumsuz yönde etkilemeye devam etmektedir.
AB üyelik sıfatı belirleyici bir unsurdur
Yunanistan’ın yeni Lefkoşa Büyükelçisi Papayoannu, Rum Yönetimi lideri Hristo-fiyasko’ya güven mektubunu sunarken yaptığı konuşmada Anavatan Türkiye’ye saldırmaktan geri kalmadı. Papayoannu; BM Güvenlik Konseyi kararlarının Kıbrıs sorununun çözüm çerçevesini çizdiğini, bunun; Kıbrıs’ın AB’ye üye devlet olma sıfatıyla uyumlu olması gerektiğini kaydederek, ’AB üyelik sıfatı; geçmişe kıyasla, Kıbrıs sorununun yeni belirleyici unsurudur. Bu; Kıbrıs devletinin devamının ve Kıbrıslı Türk-Rum bütün vatandaşlarının haklarının güvence altına alınmasının gerçek garantisidir’diyerek Kıbrıs sorununun çözüm anahtarının Türkiye’nin elinde olmaya devam ettiğini belirtti.
Hristo-fiyasko Papayoannu görüşmesi sonrasında yapılan açıklamada Rum ve Yunan hükümetleri “Türkiye’den; Kıbrıs sorununa çözüm bulunması çerçevesinde yürütülmekte olan doğrudan müzakereler sürecini desteklediğine dair özlü işaretler” bekliyor dendi. Söz konusu görüşme Rum basınında detaylı ve geniş bir şekilde yer aldı. Simerini haberi; “Talat’ı serbest bırakın - Hristofyas’tan Ankara’ya mesaj: Açık çek vermiyoruz - Avrupalılara: Türkiye’ye özlü nüfuz kullanınız” başlığı altında özetledi. Bu arada Yunan haber portalı Aegeantimes’a yansıyan bir haberde Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Dışişleri Bakanı Markos Kipriyanu’nun, Nabucco projesiyle ilgili Türkiye’nin güvenli olmadığını AB’li meslektaşlarına aktardığını duyurdu.
Aegeantimes’ın konuyla ilgili haberi şöyle:
“Lefkoşa, Türkiye’nin, doğalgaz boru hattının geçeceği ülke olarak güvenilirliği konusunda şüpheler doğurduğunu belirterek, Ankara’nın Nabucco doğalgaz boru hattıyla ilgili AB’ye tehditlerini gündeme getiriyor. Kıbrıs ayrıca, Türkiye ile üyelik müzakereleri konusunda enerji başlığının açılmasına muvafakat etmediğini belirtiyor.
Markos Kipriyanu, ” Türkiye, daha boru hattı inşa edilmeden siyasi çıkar sağlamak için tehdit ederse, yarın ona bağımlı olduğumuzda neler yapabileceğini düşünün “ dedi.
Veto kartını Türkiye’ye karşı kullanma hazırlığı
Babası gibi Türk düşmanı olan Kipriyanu, ” Türkiye, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin enerji alanının değerlendirilmesi konusunda tehditler savurur ve engeller çıkarırken, bu başlığın açılmasına nasıl muvafakat ederiz? “ diye de sordu.
AB üyesi Rum-Yunan ikilisi veto kartını Anavatan Türkiye’ye karşı kullanarak Kıbrıs’tan ödün koparmayı kafalarını koymuş ve bu doğrultuda ellerinden gelen diplomatik girişimleri son dönemde sıklaştırmıştır. Sürdürülen müzakerelerin başarısızlığının sorumluluğunu şimdiden Anavatan Türkiye’ye yüklemek istemektedirler.
Türkiye ve KKTC’yi çok zor bir dönem bekliyor
2009 yılı Anavatan Türkiye ve KKTC için çok zor geçecektir. Rum-Yunan ikilisinin müzakerelerin sürdürüldüğü bu dönemde Anavatan Türkiye’yi köşeye sıkıştırma girişimlerine karşı çaresiz değiliz. Türkiye’nin stratejik veya jeostratejik önemi ortadadır. Anavatan Türkiye hükümeti ve Dışişleri yeter ki doğru politikalarla gerekli girişimleri zamanında yapsınlar. Yoksa emperyalizmin emirleriyle ve onların çıkarlarına hizmet eden politikalarla en haklı davamız olan Kıbrıs’ta çok zor günlerin bizi beklediği açıktır.