Rum uzlaşmazlığı anlaşmaya engel
Geçen hafta Rum ajans ve gazetelerine yansıyan bazı haberleri dikkatinize getirmek istiyorum. Birinci haber:BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Alexander Downer’in 2. Greentree zirvesi Kıbrıs görüşmelerinde, Kıbrıs Rum kesiminin Avrupa Birliği (AB) dönem başkanlığıyla ilgili olarak, ‘Kıbrıs Cumhuriyeti’ ifadesi yerine, ‘Kıbrıslı Rumların başkanlığı devralacağını’ söylemesine Rum tarafındaki tepkiler devam etmektedir. Kıbrıs Rum kesiminde milletvekilleri, BM Genel Sekreterinin Kıbrıs Özel Danışmanı Alexander Downer’ı, ‘taraflı ve zarar verici açıklamaları ile eylemlerinden’ ötürü eleştiren önergeyi parlamentoda onayladı.
İkinci haber: Rum Dışişleri Bakanı Markulli: “KKTC’yi uluslararası örgütlere şikâyet edeceğiz”. KKTC’nin hidrokarbon aramaları başlatacağı yolunda Kıbrıs Türk basınında yer alan haberler üzerine, Rum Yönetimi konuyu BM’ye götürdü.
Üçüncü haber: Rum Avrupa Parlamentosu Milletvekili Eleni Teoharus, Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu’nun Pazartesi günü Brüksel’de toplantı yaptığı salonun dışında dağıtılan ve KKTC ile Türkiye’nin Kıbrıs sorunundaki tezlerini savunan bir belgeye müdahale etti.
Alithia ve diğer gazeteler, Türkiye’nin Kıbrıs’a müdahalesini “Kıbrıslı Türklerin Kıbrıslı Rumlar tarafından katledilmesini engellemek amacıyla yapılan bir Barış Harekâtı” şeklinde nitelendiren ve başta Türkiye yanlısı tezler de içeren belgenin Brüksel’de dağıtılmakta olduğu sırada Teoharus’un müdahalesi sonucu toplatıldığını yazdılar.
Dördüncü haber:Rum tarafının tek yanlı olarak ilan ettiği “Münhasır Ekonomik Bölgesinde” bulunan 12. parselde araştırma sondajı gerçekleştirmiş olan Noble Energy şirketi; 12’nci parseldeki doğal gaz yataklarıyla ilgili bulgular hakkında dün Rum yetkilileri bilgilendirdi. Politis gazetesi “Hedef, Doğal Gazı 2016’da Taşımak” başlığıyla yayımladığı haberinde, doğal gazın belirli koşullar altında, “Afrodit” olarak adlandırılan 12. parselde gerçekleştirilen sondajdan borularla taşınmasının; 2015 yılının sonunda veya 2016 yılının içerisinde mümkün olacağını yazdı.
Beşinci haber:Rum basını, Aşağı Dikmen’e inşa edilmekte olduğunu savunduğu “Uluslararası Poligon Merkezi” yle ilgili şikâyette bulunulacağını yazdı.
Fileleftheros gazetesi “Çalıntı Toprakta Poligon - İşgal Makamları Tarafından Aşağı Dikmen’e İnşa Ediliyor” başlıklı haberinde, KKTC makamlarının, “yasal sahiplerinin Kıbrıslı Rumlar olduğu” ileri sürülen Dikmen’deki toprağa, uluslararası poligon merkezi inşa edeceklerini yazdı. Habere göre Rum Atıcılık Federasyonu Basın Sözcüsü Andreas Lazanidis, “söz konusu merkezin, işgal makamları tarafından çalınan toprağa inşa edilmekte olduğunu” iddia etti ve orada düzenlenecek olan müsabakalara atıcı göndermemeleri için yabancı federasyonlara bilgi vereceklerini
söyledi.
Altıncı haber:Avrupa Parlamentosu Hıristiyan Demokrat Grubu üyesi Kıbrıslı Rum Eleni Theoharous, Avrupa Parlamentosu’nda kabul edilen Maraş’in iade edilmesini öngören deklarasyonu “diplomatik bir zafer” olarak niteledi. Avrupa Parlamentosu, Perşembe günkü oturumunda Maraş’ın geri verilmesi konusunda yazılı bir deklarasyon onaylamıştı.
Yedinci haber: Rum tarafının önemli siyasi figürlerinden biri olan EDEK Onursal Başkanı Vasos Lissaridis, barikatların açılmaması ve Kıbrıslı Türklere pasaport verilmemesi gerektiğini savunurken, “Her ikisi de hataydı, Türkiye’nin işgali devam ederken bunlar yapılmamalıydı” dedi. Simerini gazetesine göre, Lissaridis devamla Rum siyasi liderliğine şu soruları yöneltti: “Neden yasadışı barikatların açılmasını kabul ederek devrimciliklerini tükettik; Türk yayılmacılığının kurbanı olduklarını düşünmemize karşın Kıbrıslı Türklere Avrupa pasaportları ve diğer kolaylıklar sağlayarak işgal rejimini bir çeşit meşruiyetle daha olumsuz düzeye getirdik?”
Bu tür haberlerin sayısını artırmak mümkündür. Rumların uzlaşmaz ve Kıbrıs Türkü olarak bizlere değil hak vermek,varlığımıza dahi tahammül edemeyen tutumları sürdükçe Kıbrıs sorununun çözülmesi büyük bir hayalden öteye gidemeyecektir. Ne yazık ki müzakerelerle geçen yaklaşık son 50 yıl boşa gitmiştir. Kıbrıs Türkü müzakere maskaralığının sürdürülmesini kesinlikle önlemelidir. Mayıs’ta uluslararası konferans toplayalım, Temmuz’da başlayacak Rum tarafının AB Dönem Başkanlığı sürecini atlatalım, 2013 Şubatı’nda Rumların yeni Cumhurbaşkanı’nı seçmelerini bekleyelim gibi süreci uzatma taktikleri ve takvimleri kesinlikle kabul edilmemelidir. Zaman ve enerjimiz sadece ve sadece KKTC’nin gelişmesi ve tanınması için kullanılmalıdır.