Rum-Ermeni-Yunan ile müzakere boşuna...
BM Genel Sekreteri Ban Ki-Moon ile 18 Kasım 2010’da New York’ta bir araya gelen KKTC Cumhurbaşkanı Eroğlu ile faşist Rum lider Hristo-fiyasko, söz konusu toplantıda Ocak sonunda Cenevre’de yeniden bir araya gelmeye karar vermişlerdi.Taraflar New York görüşmesinde, ileriki haftalarda, devam eden uzlaşmazlık noktalarını gidermek için “pratik bir plan” hazırlamak üzere kendi aralarındaki görüşmeleri yoğunlaştırma kararı aldıklarını açıklamışlardı. Ki-Moon ise yaptığı açıklamada, iki liderin, kendi aralarında yakınlaştıkları konuları ve tüm başlıklarda hâlâ çözümlenmesi gereken özlü meseleleri tespit edeceklerini, bunun da BM’ye kendi atacağı adımlara karar vermesinde yardımcı olacağını açıklamıştı. Üçlü zirve bu hafta, 26 Ocak tarihinde Cenevre’de gerçekleşecek. Zirve’de herhangi bir gelişme- anlaşma olabilir mi? Bence olmaz. Ancak tarafların anlaşmamak konusunda anlaşabileceklerini söylemek de pek yanlış olmayacaktır. Cenevre zirvesi ile ilgili daha fazla yorum yapmazdan önce geçen hafta Ermenistan Cumhurbaşkanı Sarkisyan’ın Kıbrıs Rum Kesimi ve Yunanistan’a yaptığı ziyaretlere değinmek istiyorum.
Düşmanımın düşmanı dostumdur...
Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan Güney Kıbrıs ziyaretinde Rum Meclisi’nde yaptığı konuşmada Kuzey Kıbrıs’ın Türkiye tarafından işgal edildiğini iddia edecek kadar küstahlaşmıştır.
Sarkisyan Lefkoşa’da Hristo-fiyasko ile görüşmesinden sonra yaptığı açıklamada ise “Türkiye’nin, geçmişiyle barışmaz ve kendisine komşu ülkelerle yapıcı ilişkiler geliştirmezse Avrupa Birliğine katılmasının mümkün olmadığı” iddiasında bulundu. Sarkisyan Lefkoşa’da adeta Türkiye ve Türklere karşı kin ve nefretini kustu. Sarkisyan, “Kıbrıs Cumhuriyetinin” Kıbrıs sorunundaki tutumunu desteklediğini, aynı zamanda “Kıbrıs-Ermenistan” ilişkilerinin geleceğinin parlak olduğunu da belirtti.
Hristo-fiyasko ise görüşmeden sonra yaptığı açıklamada, Sarkisyan’a “Ermenistan’ın, Kıbrıs halkının Türk işgalinden kurtulma mücadelesine verdiği destekten ötürü teşekkür etti” ve Rum tarafının, Dağlık Karabağ sorununun çözümüne ilişkin çabalara yönelik desteğini dile getirdi.Rum tarafının, Ermenistan hükümetinin; Türkiye ile ilişkilerin normalleşmesi için sergilediği cesur tavra alkış tuttuğunu dile getiren Hristo-fiyasko, bunun sonuç vermesini umduğunu ekledi.
Güney Kıbrıs ziyaretinin ardından Atina’ya giden Sarkisyan’ın Yunanistan gezisinde de hedefte Anavatan Türkiye vardı. Yunanistan Cumhurbaşkanı Karolos Papulyas, Sarkisyan’la yaptığı basın toplantısında diplomatik teamüllerin dışına çıktı. 81 yaşındaki Papulyas bunamış olacak ki, “Bizi aynı barbarlar doğradı” ifadesini kullandı. Karadeniz kıyısında binlerce Yunan vatandaşının Türkler tarafından katledildiğini öne sürdü. Ülkesinde yaşanan ekonomik krizden de Türkiye’yi sorumlu tuttu. Toplantıda Ermenistan Cumhurbaşkanı Sarkisyan da Türkiye’nin AB üyeliği için “tarihi tanıma” şartı bulunduğunu söyledi, Türkiye’yi “Zor komşu, gücüne güvenerek konuşuyor” şeklinde tanımlayarak iyice saçmaladı.
Şirret çetesiyle ’sıfır sorun’!!!
Sarkisyan’ın Güney Kıbrıs ve Yunanistan ziyareti Rum-Yunan-Ermeni düşmanlığını anlamak istemeyenlere çok güzel örnek olmuştur. Cenevre zirvesi öncesinde düşmanlıkların net bir şekilde anlaşılabilmesi oldukça önemlidir. Komşularımızla sıfır sorun hedefinin, Yunanistan-Kıbrıs Rum Kesimi ve Ermenistan için gerçekçi-uygulanabilir bir dış politika, diplomasi hedefi olamayacağı apaçık ortadadır. Rum-Yunan-Ermeni ile gerçeklere dayalı siyaset izlenmesi ve hayal kurulmaması şarttır. Tek taraflı-iyi niyete dayalı siyasetimizin bizi en azından bu üçlü şirret çetesi karşısında bir yere götüremeyeceği gerçeğini bizi yönetenler artık kabullenmelidir. Aslında gerçek sorun-soru şudur: Bu barbar, katiller Karabağ’da ve Kıbrıs’ta döktükleri Müslüman kanlarının hesabını verecekler mi? Yoksa döktükleri kanlar, aldıkları canlar yanlarına kâr mı kalacaktır?