RTÜK’te isyan çıktı...
Sonucu ne olursa olsun, 7 Haziran 2015; seçim sicilimize, en adaletsiz şartların hüküm sürdüğü ve hukukun sıfırlandığı bir genel seçim olarak kara satırlarla yazılacak.
Bırakın, devlet imkânlarının ve kadrolarının iktidar lehine her türlü hoyratça kullanılmasını, Cumhurbaşkanı bir partiye oy kazandırmak için meydan meydan geziyor ve anayasayı açıktan rafa kaldırıyor. Seçim yasakları başladı. Cumhurbaşkanı hâlâ devlet imkânları ile tam gaz miting yapıyor, muhalefeti eleştiriyor, iktidara oy istiyor ve “biz şöyle böyle aday seçmedik” diye AKP’ye nasıl adaylar belirlediğini açıktan itiraf ediyor.
Anayasa sıfırlandı. 7 Haziran’da sandıkların başına ne geleceğine kimse garanti veremiyor. Kedinin trafolara girmesinden vazgeçtik, timsahların sandıkları yeme tehlikesi ile karşı karşıyayız.
Müstemleke gibiyiz. Ülkede “sandık güvenliği” bahanesi ile yabancılar cirit atıyor. Onların derdi başka da... Her neyse!..
Adaletli seçimin tam güvencesi olan (güya) “bağımsız”, “tarafsız” YSK ve onun “bağımsız” hâkimleri ne yapıyor?
Üç maymunu oynuyor...
Seçimin adil ve eşit şartlarda geçmesinin garantisi olan tüm kurumlarda tarafsızlık sıfırlandı. Kiminde menfaatler kiminde korku imparatorluğu egemen oldu. Bunlardan biri de RTÜK. Açık adı; Radyo ve Televizyon Üst Kurulu. 9 üyeli bir kurum. Kanuni tanımlaması da, “Radyo ve Televizyon Üst Kurulu, radyo ve televizyon faaliyetlerini düzenlemek ve denetlemekle görevli, Anayasanın 133. maddesi kapsamında üyeleri TBMM Genel Kurulu’nca seçilen, özerk ve tarafsız bir kamu tüzel kişiliğidir” diye belirtilmiş. Görevlerinden biri de seçim dönemlerinde siyasi partiler arasında fırsat eşitliğini sağlamak. Yani bir çeşit yayın adaleti tesis etmek.
Aylardır kaynıyor RTÜK. Sonunda ortadan ikiye bölündü. Kurulduğu günden bugüne hiç düdük olmamıştı RTÜK. Bu kadar partizanlaşmamıştı. AKP iktidarında düdüklüğün zirvesine ulaştı. Şahsen bildiğim olup bitenleri aktarmayacağım. Dün 4 RTÜK üyesinin imzalarıyla yaptığı ortak basın açıklamasına yer vereceğim;
“10 Mart 2015 tarihi itibarıyla başlayan seçim döneminde maalesef RTÜK görevini tam olarak yerine getirmemektedir. Bazı televizyon kanallarında sadece iktidar partisinin mitinglerine yüzlerce dakika yer verilirken aynı kanallarda muhalefet partilerine sıfır saniye süre verilmektedir. Böylece YSK’nın yayınlarda siyasi partiler arasında fırsat eşitliği sağlanmalıdır kararının çiğnendiği dikkat çekmektedir. Ancak RTÜK’te bu kanallara yönelik herhangi bir uyarı dahi yapılmamaktadır.
Örneğin, RTÜK uzman raporlarına göre Ülke TV isimli kuruluşun sadece 15-21 Mayıs 2015 tarihleri arasında AKP mitinglerini 458 dakika 15 saniye, buna karşın CHP mitinglerini 1 dakika 50 saniye, MHP mitinglerini 1 dakika 25 saniye, HDP mitinglerini ise sıfır saniye yayınladığı tespit edilmiştir.
Bir başka rapora göre ise, A Haber isimli kuruluşun 15-21 Mayıs 2015 tarihleri arasında AKP mitinglerini 664 dakika yani 11 saat 4 dakika canlı yayınladığı ancak diğer siyasi partilerin mitinglerini ise hiç yayınlamadığı belirlenmiştir.
Kanal 24 isimli yayıncı kuruluşun sadece 15-21 Mayıs 2015 tarihleri arasında AKP mitinglerini 1130 dakika 5 saniye, yani 18 saat 50 dakika 5 saniye canlı yayınlarken diğer siyasi partilere sıfır saniye süre ayrılmıştır.
360 TV isimli yayıncı kuruluşun yine 15-21 Mayıs 2015 tarihleri arasında AKP mitinglerinin tamamını canlı yayınladığı ancak muhalefet partilerinin mitinglerine sıfır saniye yer verdiği tespit edilmiştir.
ATV ana haber bütenlerinde tek taraflı yayın yapılmasına rağmen bu kanalla ilgili raporlar üst kurula getirilmemektedir. Söz konusu kanalların yayınlarında iktidar partisinin politikaları övülürken muhalefet partileri ise hedef alınmaktadır.
Bu kadar açık ihlallere rağmen AKP kontenjanından seçilen üyelerin çoğunluğuyla adı geçen kanallar korunmaktadır. Dosyalar son kararın verilmesi için YSK’ya gönderilmiştir. Kararı YSK verecektir.
RTÜK’ün siyasi bir kurum haline getirildiği ve iktidar partisine yakın televizyon kanallarını koruduğu daha önce tarafımızdan defalarca dile getirilmiştir. Bu örnekler bu görüşümüzü doğrulamaktadır. Oysa Anayasal bir kurum olan RTÜK’ün her siyasi partiye eşit mesafede olması ve yayın denetimlerinde adil davranması gerekmektedir. Üst kurulun üyeleri olarak bu haksızlığa isyan ettiğimizi kamuoyuna duyuruyoruz.
Ali ÖZTUNÇ Süleyman DEMİRKAN Esat ÇIPLAK Ersin ÖNGEL”
Şu tek kare fotoğraf bile bugün içinde yaşamakta olduğumuz Baas tipi rejimin en çarpıcı belgesidir.
Bağımsız tüm kurumların, mahkemelerin, hâkimlerin, savcıların, Valilerin, Kaymakamların sıfırlandığı “yeni Türkiye” ...
Hani!.. Reklam yapıyorlar ya; “Onlar konuşur AKP yapar” diye. Daha neler yapacaklarını görün işte!.. Yaptıkları, yapacaklarının teminatı...
Sandıkta çarpılmazlarsa; 8 Haziran’da NTÜK’ü (Nefes Tüketim Kurulu) kuracaklar. Onlara biat etmezseniz eğer, bakın bakalım 1 saniye nefes almanıza izin verecekler mi?..