Roma'yı kim yaktı...
BİZ onu Neron diye biliriz...
Oysa adı Neron değil, Nero Claudius Caesar Augustus Germanicus imiş...
Roma İmparatoru...
Roma'yı yakan ateşperest olarak bilinir ama Roma'yı yakan da o değilmiş...
Roma'yı savaş halinde olduğu "Partlar"ın kente soktuğu kundakçılar ateşe vermiş. Yangın başladığında Nero, akıl hocası Seneca ile birlikte kentin yaklaşık 100 kilometre uzağındaki yazlık sarayında bulunuyormuş...
Tarih kitapları böyle diyor.
........................
Bir yangın çıkmaya görün...
Ateşperest değiliz ama seyretmeyi de pek severiz. Hele ahkâm kesmeye bayılırız:
-Binayı sahibi sigortadan para almak için ateşe vermiş...
-Yok canım, oğlu yakmıştır. Velet bir defasında kibritle oynarken evdeki eşyaları tutuşturmuştu...
İleri gidenler de olur:
-Karısı adama kızmış, çakmış kibriti...
Yangını seyredenler arasından, malı dolayısıyla canı yanana üstüne üstlük "Neron yakıştırması" yapan da çıkmaz mı...
Çıkar...
İnsan şöminedeki ateşi seyreder gibi yangını seyreder ve ayrı bir zevk alırsa "Neron benzetmesi" de yapar...
..........................
Bizde de ne kadar çok Nero varmış birader...
Daha dün İstanbul'da ateşperest iki kişi bir mahalledeki 17 aracı ateşe verip kaçtı...
İtfaiye gelene kadar alevler gökyüzüne çıktı, patlamalar oldu, yangın güç bela söndürüldü, maddi hasar büyük...
.........................
Ya apartman yönetimine kızan kapıcının yaptığına ne dersiniz...
Eşyalarının da bulunduğu kapıcı dairesini ateşe verdi, daireyi oturulamaz hale getirdi...
........................
Yaz günlerinde, orada burada başlayan orman yangınlarını sıcak hava nedenine bağlayamıyorum. Büyük ihtimal, orman katilleri kendilerini "Nero"n gibi görüyor diye düşünüyorum. Herhalde içlerindeki ateşperestliği bastıramıyor, çakıyorlar kibriti...
Öfke kontrolünden yoksun olanlara dikkat, onlar da "Nero"nluk taslayabilir.
.........................
Park etmiş araçları "Nero"nluk taslayanlardan nasıl koruyacağımızı düşünelim...
Millî servetin durup dururken ateşperestler yüzünden yok olup gitmesine göz yumulamaz. Polis, sayıları fazla olmayan çağdaş "Nero"nların yakasına yapışmalı!!
*
Müstakbel yurttaşlarımıza bakın
SIĞINMACILARIN yurttaş yapılması ihtimali, Tayyip Bey'in bastırmasıyla giderek artıyor.
300 bin sığınmacıyı yurttaşlığa alınca Türkiye ne kazanmış olacak?
Bu sorunun sağlıklı cevabını bulmak zorundayız...
...........................
Bir gazete, kalburüstü yani nitelikli dedikleri Suriyeli tiplere yurttaşlık konusunda ne düşündüklerini sormuş...
Cevapları internetten ya da dünkü gazeteden bulup okuyun...
Yurttaş olabileceklerini ama kendilerini Suriyeli olarak hissetmeyi sürdüreceklerini söyleyenler çoğunlukta...
Bu duygu ve düşüncede olan Şamlı, Halepli, Lazkiyeli daha bilmem nereli Suriyeli Arap'tan -yurttaş olduğunda- ülkemize ve milletimize bir yarar gelir mi...
Düşünmeden adım atmayı, sonra da "Ayyy yanlış oldu" ya da "Kandırıldık be ya..." diyerek 180 derece dönüş yapmayı nedense çok seviyoruz.
Bu yurttaşlık hikâyesi böylesi garip bir süreci gündeme taşıyabilir...
.......................
EYP hazırlarken patlama sonucu ölen Suriyeli iki kimyager nitelikli oldukları için yurttaşlığa alınmış olsaydı "Yurttaşlık verelim" diyenler söyleyecek laf bulabilir miydi!
Ya bayramın son günü Florya'da denize giren 300 kadar Suriyeli'nin -Müstakbel yurttaşlarımızın- yaptıklarına ne diyeceksiniz...
Olay çıkarmış, halka saldırmışlar...
Polis müdahale etmiş de arbede yaşanmamış...
Bunları, bu kafadakileri yurttaş yaptığımızda vay geldi başımıza!
......................
İktidar oyları derleyim derken başımıza yeni bir dert açabilir...
"Yurttaşlık dağıtımı"na demokratik her şekilde tepki koymalıyız ve yanlış adımların atılmasını durdurmalıyız!
*
RASTGELE
NATO toplantısı sırasında Tayyip Bey, birkaç liderle bir araya geldi, uzun uzun görüştü. Bu görüşmelerde İngilizce mi yoksa Türkçe mi kullanıldı, merak ediliyor. Bunu, Cumhurbaşkanımızın İngilizcesini ilerlettiği söylendiği için soruyorum.
*
AWACS uçakları artık hava sahamızda uçacak. Ayrıca bu uçaklarla Suriye ve Irak hava sahalarını da kontrol edeceğiz. NATO'dan son dakikada bu karar çıktı. Terörle ortak mücadele kararı ise maalesef netleşmedi.
*
ERMENİLER bizden toprak istemekten vazgeçti, şimdi de lavaşımıza göz dikti. Lavaş bizim diyorlarmış. Oysa bu mübarek nimet, Türk'e ait pişmiş bir hamur türüdür. Malûm, her Türk'ün atının terkesindeki torbada lavaş ve kuru et anlamına gelen "Bastırma" (*) bulunurdu. UNESCO'ya baş vurularak Ermeni'nin bu talebi çürütüldü. Lavaş, Kazan, Kırgız, Özbek, Azeri, Uygur Türkleri'nin temel yiyeceklerinden sayılır ve kültürel mirastır.
(*) Eski Türkler eti tuzlayıp baharatla sıvayıp kuruturmuş. Bugün çemenlisini yapıyor ve adına pastırma diyoruz.
*
BİR SÖZ
ZULÜM ile abad olanın akıbeti berbat olur...