Rezaletler zinciri büyüyor!.
Devlet bankasından medya imparatorluğu kurmak, milletin anasına küfür eden iş adamlarına ihale yağdırmak, Ankara ve İstanbul büyükşehir belediyelerini yağmalarcasına yandaşlara açmak...
AKP'li belediyelerden gazetelere yansıyan yolsuzluk ve ihale rezaletleri, tarikat-cemaat- medrese ve yandaş basın organlarına belediyelerden hortumlar uzatılması!..
Deprem toplanma alanları ile 15 Temmuz darbe girişiminin ardından şehir dışına çıkartılan askeri arazilerin yandaşlarca yapılaşmaya açılması vs.
AKP'nin 17 yıllık iktidarında medyaya yansıyan yolsuzluk-usulsüzlük-çarpıklık ve yandaşlık pervasızlıklarıyla ilgili haberlerin belki de yüzde 10'unu anlatıyor yukarıdaki saptamalar...
Oysa 2002'den bu yana AKP'ye muhalefet eden gazetelerin birinci sayfaları şöyle bir taransa, yolsuzluğun tarihini bile utandıracak rezaletlerin-skandalların nasıl manşet olduğu ve en önemlisi de bunların nasıl ustaca hasıraltı edildiği, sıradanlaştırıldığı da ortaya çıkacak...
Peki; 31 Mart ve 23 Haziran sonrasında, AKP ve yandaşlarının 25 yıllık yerel iktidarını sarsan seçimlerin yol açtığı şoke edici deşifre faaliyetlerinin sonuçlarına ne demeli?..
Baksanıza; AKP'nin büyükşehir belediyelerini elinde bulundurduğu dönemde, kapalı kapılar ardında yaşanan ve Ankara Büyükşehir Belediyesi'nde olduğu gibi "ses geçirmeyen-penceresiz oda"larda da yürütülen ihale faaliyetlerindeki ulsulsüzlükler yağmur gibi açığa çıkmaya başladı...
Yalnız belediyeler değil, yan kuruluşları ve şirketlerinin vakıflar-dernekler-cemaatler üzerinden yürüttüğü usulsüzlükler de diz boyu...
Her gün yeni bir yandaş-peşkeş olayı ve her gün yeni bir skandalla sarsılıyor Türkiye...
Birkaç günün skandalları...
AKP'nin medyanın yüzde 90'ını elinde bulundurduğu bir dönemde, reklam-ilan ambargosu altında yayınlarını sürdürmeye çalışan Yeniçağ gibi birkaç gazetenin ısrarla deşifre etmeye çalıştığı rezaletleri anlatmaya artık ne sayfalar yetiyor ne de ekranlar?..
İşte belediyeler ve onlardan beslenen şirketler, tarikatlarla vakıfların para trafiğini de gösteren kimi bağlantılarla ilgili sadece son bir kaç gün içinde medyaya yansıyan vahim olaylardan bazıları;
- AKP'li Amasya Belediyesi'nin, Ensar Vakfı binasının bakım, onarım ve yenileme işini üstlenerek 140 bin TL harcadığı ortaya çıktı...
- Konya Selçuklu Belediyesi'nin Ensar Vakfı'nın ilçedeki yurt binası için 318 bin 600 TL'lik malzeme desteği sağladığı belirlendi...
- Sayıştay denetçileri, AKP'li Sancaktepe Belediyesi'nin 10 yılda 30 kişiyi sınavsız olarak memur yaptığını tespit etti...
- AKP'li Bursa Büyükşehir Belediyesi'nin 2018 yılında hediye olarak dağıtmak için 24 ayar altın işlemeli tabak ve ibrikler aldığı ortaya çıktı...
- Ensar Vakfı'na bağışlamak şartıyla Kızılay'a verdiği 8 milyon doları "gider" gösteren Başkentgaz'ın devletten 1.5 milyon dolar vergi avantajı sağladığı iddiası medyaya yansıdı...
- Başkentgaz Doğalgaz Dağıtım A.Ş.'nin, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) iştiraki olan KİPTAŞ'ın 5. Levent Güzeltepe Konutları'ndan satın aldığı 31 adet işyerini, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın oğlu Bilal Erdoğan'ın kurucusu olduğu Türkiye Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfı'na (TÜRGEV) bağışladığı gazetelere yansıdı...
İktidar değişince ne olacak?
Evet; Türkiye, özellikle 1980'den sonra yaşanan sıradışı, şoke edici sosyo-politik olaylar yüzünden medya için adeta bir "haber cenneti" olmaya başladı!..
Çünkü siyasi skandallar, yolsuzluklar, terör, töre, cinayetleri, kan davaları ve mafyatik olaylar her ne kadar kötü vakalar olsa da, "kötü haber iyi haberdir" yaklaşımı gazetecilerin haber sıkıntısı çekmesini engelliyordu...
AKP'nin son 17 yıllık iktidarında ise yandaşlaşma-rantiyeleşme stratejisinin deşifre olacağı kuşkusu iyice büyümüş olmalıydı ki; medyanın büyük bölümü kontrol altına alınmasına rağmen, ayakta durmaya çalışan birkaç gazete ile televizyonun çabalarına bir de sosyal medyanın etkisi eklenince sızıntılar artık önlenemiyor...
Türk basını, özellikle AKP ile cemaat arasındaki çatışmanın dehşet verici olayları deşifre etmeye başladığı son 5 yılda ise hiç haber sıkıntısı çekmiyor...
Çünkü gazetelere ve televizyonlara, özellik de sosyal medyaya, çoğu belediyelerden ve oralardan beslenen tarikat ve cemaatlere ait vakıflardan-derneklerden yansıyan yolsuzluk-usulsüzlük-peşkeş faaliyetleri gündemi 365 gün boyunca meşgul etmeye devam ediyor...
Bırakın geçen yılları; 31 Mart ve 23 Hazirandan bu yana belediye-vakıf-dernek kaynaklı olarak, rant üçgeninde medyaya yansıyan rezaletlerin şu ana kadar deşifre olan boyutları dehşet verici...
Unutulmasın ki; İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, sadece İstanbul'da, belediyeden yandaşlara aktarılan kaynağın 1 milyar liraya ulaşabileceğini söylemişti...
Bir de yapılacak ilk seçimde iktidarın değiştiğini düşündüğünüzde, AKP'nin son 17 yıldaki iktidarında, kapalı kapılar ardında yaşanmış skandalları anlatmak için medyanın aylar boyu mesai yapması gerekecek...
Hiç kuşkusuz her bakanlıktan, her devlet kurumundan skandallar fışkıracak...
Peki, "Türkiye o günleri görecek mi?.."
İşte bu sorunun yanıtını, medyanın cesareti, halkın aydınlanması ve muhalefetin mücadelesiyle direnci verecek...