Reji'den TEKEL'e, TEKEL'den Uluslararası tekellere
İzmir’de toplanan Türkiye İktisat Kongresi’nin iktisadi kararlarından ikisi şunlardır:
-Reji idaresi ve yönetimi kaldırılacaktır.
-Tütün tarımı ve ticareti serbest olacaktır, ihraç edilen tütünün işlenmiş olması gerekmektedir.
İzmir İktisat Kongresi sonrası Lozan Antlaşması imzalanmış, Türkiye Cumhuriyeti’nin tam bağımsızlığı kabul edilmişti mağrur Batılılarca. Alınan kararlar gereğince Reji idaresine son verilecek, tütün ekimi ve ticareti serbest bırakılacaktı.
Peki neydi bu “Reji”, neden kurulmuş, neler yapmıştı? 1883 yılında Osmanlı tütün gelirlerinin toplanması için Osmanlı Bankası aracılığıyla bir Avrupa şirketine yetki verilmişti. Bu şirketin adı Reji idi. Osmanlı’nın tüm tütünleri, yani stokta bulunanlarla gelecekte ekilecek ve işlenecek tütünler, TEKEL konumundaki bu Reji Şirketi’nce alınacak, bunun karşılığında Duyun-u Umumiye İdaresi’ne her yıl 750 bin lira ile ayrıca kârdan belirli bir oranda pay verilecekti. Böylece, Osmanlı Hükümeti’nin borçlarına mahsuben tüm tütünlerine el konuluyor, kendisine de “devede kulak” mesabesinde bir pay bırakılıyordu. Reji Şirketi, bu görevini son derece gaddarca yaptı. Tütün kolcuları, bir kilo tütün kaçıran Türk köylüsünü bile alnından vurmaktan çekinmediler.
İzmir İktisat Kongresi’nde kurtulmaya karar verdiğimiz, Lozan sonrası kurtulabildiğimiz Reji, bu idi işte. Reji’den İnhisarlar İdaresi’ne yani Türk TEKEL’ine geçtik. Tütünümüzün egemeni olduk böylece. Bugün yeniden uluslararası tütün tekelleri cirit atıyorlar ülkemizde. Bizim TEKEL’imiz ise yok artık, özelleştirme adı altında yok edildi.
Rahmetli Gün Sazak Bey’e sormuşlardı 1978 yılında “TEKEL özelleşse daha iyi olmaz mı?” diye, o “toprak ağası Emin Sazak’ın oğlu” celallenmişti bu soruya: “Türk köylüsünü uluslararası tekellere teslim eder miyim? Beni ne sanıyorsunuz?”
Dört ay görevde kalabildi Gün Sazak. Bülent Ecevit’in AP’den transfer ettiği 11 adamdan biri olan ve yolsuzluğu Anayasa Mahkemesi’nin Yüce Divan sıfatıyla yargılaması sonucu tescillenen Tuncay Mataracı, Gümrük ve Tekel Bakanı oldu onun yerine. Sigara kaçakçıları bayram ettiler o gün.
Ve 24 Ocak 1980... Ecevit gitmiş yerine Süleyman Demirel gelmiş, gelir gelmez de ekonominin şoför mahalline Turgut Özal’ı oturtmuş. O’nun ve ekibinin hazırladığı ekonomik kararları uyguluyor Demirel. Türkiye liberalizme gidiyor. O yıl Eylül’de askeri ihtilal oluyor. MSP’nin İzmir senatör adayı olan Turgut Özal, askeri yönetim tarafından Ekonomiden Sorumlu Bakan yapılıyor. Turgut Özal, 1983’te de, Evren’in o danışıklı nutku ile iktidara getiriliyor ki, ekonomi bütünüyle ondan sorula.
Sonra?.. Sonra yine Demirel, onun manevi mirasçısı Tansu Çiller ve Mesut Yılmaz... Arada, Milliyetçi görünüp, “IMF Dervişi” ile düşüp kalkan Bahçeli gibi konuk oyuncuları da gördük sahnelerde.
Ve Tayyip Erdoğan, bu tasfiye zincirinin son halkası...
TEKEL’i bunların hepsi el birliği ile iç ettiler. Şimdi kalkmış Bay Cindoruk, özelleştirmeden yakınıyor...