Referandumu en iyi anlatan mektup
16 Nisan için yollara düşünce gelen mesajları, e-postaları ve en önemlisi okuyucularımızı ihmal ettik. Her biri ayrı tuzak olan maddelerin hukuki, sosyolojik, stratejik sakıncalarını tek tek detayları ile anlatarak vatandaşlarımızla paylaştık. Ancak halkın önemli bölümünün değişecek maddelerden haberdar olmadığı gerçeği ile karşı karşıyayız. Anadolu'muzun bereketli, temiz topraklarında öylesine filozoflar var ki bizlerin saatlerce konuşup, sayfalarca yazdıklarını bir kıssa ile anlatıyorlar. Onlardan birinin tarihi mektubunu paylaşmak istiyorum:
"Ailede 7 kardeşiz.
Devlet yönetimi tıpatıp aile yönetiminin büyütülmüş şekli.
Annem başbakan, babam cumhurbaşkanı.
Gül gibi huzur içinde geçinip gidiyorduk.
Yeni yönetime göre annemin yetkileri alınacak ya da dizilerdeki gibi annem öldü rolüyle aileden çıkarılacak.
Babam hem annemiz hem babamız olacak. Tek yetkili cumhurbaşkanı olacak..
Annemin varlığı ve frenlemesi ortadan kalktığı için babamın tutum ve davranışları çok çok değişti. Kediye kedi dedirtmek mümkün değildi.
Ailemizin huzuru bozuldu. Babam esas kendi istek ve arzularını gerçekleştirmek için birkaç tane kardeşimin kendisine daha çok benzerliği bahanesiyle onların istek ve arzularının bir kısmını yapıyor, taraf tutuyordu.
Birkaç kardeş de bizler üvey evlat muamelesi görmeye başladık. Kardeşler arasında bağ koptu. Birbirimize düştük.. Ailemizin ekonomisi de bozuldu. Dışarıdan ailemizin içini düzeltmek için karışanlar, akıl vermeye kalkanlar, özel ilişkiler kurmaya kalkışanlar etrafımızı sardı.
Eski günleri mumla değil projektörle aradık. Ama kırılan bardak gibi her parçamız darmadağın olmuş. Toplamak mümkün değil.
Ayakta kalabilenler babam dahil herkes kendi başının çaresine bakmaya, yeniden kendi ailesini kurmayı düşünüyor. Fakat yıllar bize imkan verirse.
Halbuki yüzyıl önce aynı durumu yaşamışız.
Atatürk durumu fark ederek parlamenter sistemi, anne babanın müşterek yönetim sistemini kurmuş. Bu rejimle yaşamayı miras bırakmıştı, Atatürk'ü ve mirasını kabul etmeyenler yüzyıl önceki demode tek adam rejimi yaşatmak istiyorlar. Maalesef kısmen de olsa yaşatıyorlar.
Allah'tan, gözyaşları içinde dileğimiz onların niyetlerini başlarına geçirsin, Türk milletine akıl sağlığı rahat huzur ve mutluluk versin
selamlar.
Ali İhsan Karakülah"
Türkiye'mizin kaderinin oylanacağı referanduma şunun şurası iki gün kaldı. Okuyucularımızdan ricam bu mektubu internet ortamında dağıtmaları. Şüphesiz oy kullanacak her vatandaşımız internet kullanmıyor. Toplamda üç dakikayı geçmeyen telefon konuşması ile yakınlarınıza bu mektubu okuyun. Hatta çeşitli bahaneler ile sandığa gitmek istemeyenlere de bu olayı ısrarla anlatınız. En küçük toplum birimi olan ve milletimizi ayakta tutan aile ile ilgili bu örneğin mutlaka karşılığı olacağına inanıyor, Ali İhsan Karakülah dostumuzu selamlıyorum.