Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Özcan YENİÇERİ
Özcan YENİÇERİ

Rafine edilmiş millîyet düşmanlığı

Milletleri ortak hikâyesi olduğunun farkında olanlar yaratır. Bu bağlamda millet de manaları arasında ortaklaştırmış insan topluluğudur. Kültürler iki ana damar üzerinden yükselir ya da düşerler. Bunlar millî ve dini damarlardır. Milletin istiklal ve istikbali de bu millî ve dini değerlerinin birbirleriyle uyumlu kılınmasıyla yakından ilişkilidir.
Millî ya da dini değerleri karşıt hale getirenler millete ve sahip olduğu kültüre en büyük kötülüğü yapanlardır.
Biraz dikkat edildiğinde Türkiye’deki siyasi mahfillerden bir kısmının Türk’üm demekte, diğer bir kısmının ise Müslümanım demekte sıkıntı çektiği görülür. Yine bu siyaset sahiplerinin bir kısmı devleti ve kurumlarını, diğer bir kısım ise milleti ve değerlerini hedefe koydukları görülür.
İstisnaları bir yana Türkiye’de dini hassasiyetleri yüksek olanların millî değerlere, millî hassasiyetleri yüksek olanların ise dini değerlere ikincil bir önem atfettikleri görülür. Her ikisi de karşıt gördüğü değerleri kendi sahip olduğunu sandığı değerler karşısında edilgen bir konuma sokmakta da bir sakınca görmemektedir. Bu nedenle dini ve muhafazakâr hassasiyet içinde olanlar çok rahat bir biçimde millî değerlerden indirim yapabilmekte ve taviz verebilmektedir.
Dini/millî, Türk/İslam, Devlet/millet, maddi/manevi, ruh/beden vb. değerler özünde birbiriyle ilişkili kavramlardır. Bu kavramlar ancak bir arada ve birbirini tamamlar biçimde var olduğu zaman bir anlam içerirler. Bu değerler asla birbirlerinin karşıtı ya da alternatifi olarak düşünülemez. Ruh bedende, beden ruhta kimlik bulur. Ruhsuz beden cesettir. Bedensiz ruh ise yalnızca hayalettir.
Kozmopolitler bayramları milletin bayramı ve devletin bayramı şeklinde birbirinden ayırırlar. Milletin bayramını devletin bayramından, devletin bayramını da milletin bayramından ayrı tutmaya özel bir önem atfederler.
Millî bayramlar konusundaki tartışma ve çelişkilerin arkasında bu düşünsel iklim bulunur. Millî bayramlara ve onların totaliter rejimlerden alındığına yönelik yapılan değerlendirmeler gerçek bir saptırmadır. Bu zihniyet sahiplerinin yaptığı, bayramlar üzerinden Cumhuriyetle ve onun kurucu iradesiyle hesaplaşmaktır. Millî bayramları tartışmaya açmak Cumhuriyet’e yönelik psikolojik bir harekâttır. Bu operasyon aşama aşama yapılmaktadır. İç ve dış manipülasyon merkezleri tarafından yürütülen bu kampanya ile cumhuriyetin refleksleri test ediliyor. Verilen tepkinin büyüklüğüne göre atılacak adımların belirlenmesi söz konusu olacaktır.
Millî bayramların tarihi yahut etkilenildiği kültürler konusunda ifade edilenler de akla ziyan şeylerdir. Geçmişten gelen her değerin geçmiş içermesi ve o dönemin uygulamalarından etkilenmesi son derece doğaldır. Bugün sahip olunan bütün müktesebat geçmişe aittir. Esasen kimlik de geçmişin muhassalasıdır. Gelenek, görenek, töre ve ananelerin büyük kısmı da icat veya inşa edilmiş olabilir. Asıl olan 19 Mayısın tarihi ya da gerçeği değil toplum yönünden ifade ettikleri anlamdır.
Millî bayramlar gençlere tarihi, ahlaki ve insani geçmişi hakkında duyarlılık yetisi verirler. Gençlerdeki millîyet şuurunu pekiştirmekte ve geçmişten alınan ilhamla geleceğe daha güçlü bakma yetisi kazandırmaktadır. Ortak değerlerin, takım olmanın ve birlikte başarmanın doyumunu sağlarlar. Gençlere yattıkları toprakların, tuttukları bayrakların ve yöneldikleri kıblenin anlamını kavramalarına katkı sağlar. Bireye benliğini, kimliğini, kişiliğini ve şahsiyetini kazandırır.
Eğitimin ve pedagojinin çözüm bekleyen devâsa sorunları orta yerde dururken 19 Mayıs törenleriyle uğraşmak da abesle iştigaldir. Eğitimde alt yapıya yönelik sorunlara çözüm bulmak yerine üst yapı konularına yoğunlaşmak da dikkatleri bir başka yöne çekmek anlamına da gelir.
Millî bayramların yapılış biçimini totaliter yapılaşmanın aygıtı olarak görmek, rafine edilmiş millîyet düşmanlığıdır.

Yazarın Diğer Yazıları