​​​​​​​Putin'in paralı askerleri saldırıyor

Moskova'daki hezimetin bazılarının gözünü açtığını sanmıyorum. Moskofa hiçbir zaman güvenilmeyeceğinin son örneği.

Putin alttan girdi, üstten çıktı ciğeri beş para etmez Hafter'e bizi ezdirdi. Daha doğrusu Türkiye'yi dünyaya rezil kepaze etti.

Petrol zengini ülkenin üstüne oturmak için süre bile istendi. Hafter efendi sonuçta atladı uçağa gitti. Kazandığı sürede Birleşik Arap Emirlikleri'nin yolladığı zırhlı araçlarla toplar, karargahına ulaştı.

(Nerde kalmıştık)

İstediğin kadar bağır dur. Ekranlara gelen görüntülere dikkat edin. Araçların üstüne monte edilmiş uçaksavarlarla ateş edenleri iyi inceleyin. Hepsi Putin'in paralı askerleri Wagnerler. Ve dün sabahtan itibaren saldırılarına tekrar başladılar.

Onların egemenlik alanlarının hemen altında Çad'dan getirilenler var. Daha önce de belirttim. Serrac'ın elinde olan küçücük bölge. Kaddafi'nin şehri Sirte'yi de ele geçirdiler.

Esas saldıran Putin

Mısır, BAE ve diğerlerinin her türlü desteği var. Buna Putin'in ayak numaralarını ekleyebilirsiniz. Sonuç mu? Kremlin'le yola çıkmanın faturası yakında önümüze konacak.

Ekranlara bakıyoruz, birtakım kelli felli adamlar Erdoğan'a güven tazeleyip duruyorlar. Olayın gittiği noktayı gördükleri halde "padişahım çok yaşa"dan vaz geçmiyorlar.

FETÖ hainleri

Kafaları karıştırmakta kullandıkları bir mesele de "Allah'ın cezası FETÖ'cüler"i gündeme taşımak. Doğrusu bu konuda da endişelerim var. Her gün en az bir düzinesi deşifre edilmekte. Temizle temizle bitmiyorlar.

Son gözaltı kararında yer alanlar endişelerimi artırdı. İçlerinde altı F-16 pilotu mevcut. Bunlar aradan geçen bunca süreye rağmen nasıl uçuruldular.

Berlin süreci

Libya süreci, bir yerde Trump-Erdoğan diyaloguna dönüştü. Tıpkı Washinton'a davet gibi olacak. "NATO toplantısında her şey hallolur"larla geçiştirildi. Neticede hava alındı.

Birileri artık gerçeği görmeli. Oyunu kuran, kağıtları dağıtan Putin'den başkası değil. İyi niyetli olmadığı her hamlesinin hesaplanarak yapıldığı belli.

Hemen her gece o berbat yağcıların ekran konuşmalarını izlerim. Bazen kaçırsam dahi sabaha karşı tekrarlarına takılırım. Başta CNNTURK olmak üzere, sistematik olarak ortak temayı işliyorlar; "Türkiye'nin en büyük düşmanı Kemal Kılıçdaroğlu." El insaf. İki kelimeyi bir araya getiremeyen zatı muhteremlerin söyledikleri beni boğuyor.

Ödül vakti yaklaştı

Yakında "Yağcılar'da İnecek Var Ödülü"nü kazananları açıklayacağım. Şu anda kafamdaki bayan profesörün -Prof. Dr. Nurşin Ateşoğlu Güney- favori olduğunu söylemekle yetineceğim. HaberTürk'ün Teke Tek'indeydi. Onun da burnu uzayıp duruyor.

Bal gibi de oturuldu

"Asla onlarla masaya oturmayız" diyenlerin Rusya buluşmalarını da unutmayacağım. Gördünüz işte Türk ve Suriye istihbaratlarının başkanları bir araya geldiler. Takır takır da konuştular. "Mümkün değil" diyenlere hayırlı olsun. Bunlar o kadar çok ki, Pinokyo burnunu yetiştirmemiz mümkün değil. En iyisi sembol olarak 5-10 kilo Beypazarı havucu vermeyi düşünüyorum...

Hıyarın kilosu 12,75 lira

Bir süredir sebze ve meyvedeki fren boşalmasını fark ediyordum. Bu defa Migros'a girdiğimde gözlerim fal taşı gibi açıldı. Hıyarın üstündeki etikette 12,75 yazıyordu. Domates de uçmuştu; 9,95. Pazarcı tabiriyle "en cephanelisi" 6 lira. Yerli muz dışında akla gelen tüm meyve ve sebzeler fırlamıştı. Sadece onlar mı? Kolalar ve bunları üreten firmalar meyveli içeceklerini de roketlemişti. 24'lük kasaları bir günde 24 liradan 28,95'e fırlamıştı.

Paketini açtığımız anda kelebekler uçuşan bakliyatlara da zam uygulanmıştı.

Süt ürünleri

Peynirlerde yüksek atlama yarışını kazanan yine Migros. Hangi birini yazacağımı şaşırıyorum. İçinde yüzde 50 keçi sütü olduğu iddia edilen 350 gramlık peynir 13,85'ten 15,50'ye çıkarıldı. Gerçek keçi sütü olanlara hiç bakmayın. En ucuzu 94 lira.

Ötekiler

Kağıt ürünleri facia. Tuvalette kullanılanlar içinde 69 liraya satılanlar var. Hani tuvalettekileri "yandım anam" diye bağırtanlar.

Bu gidişle çocukluğumuzun "taharet bezleri" geri dönecek. Rahmetli annem, evin her ferdi için farklı renkte bezler hazırlardı. İki çivi arasına gerilen ipe mandallananlar bana hep mini Kabotaj Bayramı'nı hatırlatmıştır.

GÜNÜN SÖZÜ

Küçümsenen tehlike, çığ gibi büyür. Edmond Burke

Yazarın Diğer Yazıları