Putin'in diktatörlüğü önce Rusya'yı vurdu
Ukrayna''ya yatırımları biz yaptık derken ve bazı tarihî olayları açıklayan Putin''in atladığı veya görmek istemediği iki husus var. Ukrayna da 25 Sovyet''ten birisi idi. Putin, Rusya''yı Sovyetlerde ortak olarak değil, patron olarak görüyor. Ayrıca 6 milyon Ukraynalının başka ülkelerde çalışmasını kınarken, aynı şekilde daha fazla Rus''un çalıştığını göremiyor.
Aslında Ukrayna, Sovyet ülkesi olduğunda, bu birlikten en fazla zarar gören ülkeler arasındadır. 1932-1933 yıllarında Stalin döneminde Ukrayna kırımı (Holodomor) yaşanmıştır.
Stalin, tarımda kooperatif uygulaması istemeyen Ukrayna köylüsünü, tarlasına el koyarak, polisle zorlayarak, ikna etmek istemiştir. Köylü tarım üretimini durdurmuş açlık çekmiştir. Sovyetler köylüye tahıl yardımı da yapmayarak halkı hizaya getirmek istemiş ve bu nedenle 8 milyon halkın açlıktan ölmesine neden olmuştur. Oysa ki Ukrayna halkı açlıktan ölürken, Sovyetler Birliği 1932 yılında 1,7 milyon ton, 1933 yılında ise 1,84 milyon ton tahıl ihraç etmiştir.
Rusya iş birliği içinde olduğu ülkeleri hiçbir dönemde ortak görmemiş, kendisine bağımlı görmüştür. Aliyev''i Ukrayna krizinde davet etmesi ve toplantıdan sonra, çıkış kapısında beklemeden çıkması da, Putin''in ve Rusya''nın nasıl bir ruh hali içinde olduğunu gösteriyor.
Putin''in Ukrayna''dan toprak talebi İkinci Dünya Harbi öncesindeki Hitler tavrına tıpatıp uyuyor. Batı ve dünya Hitler''i önleyemedi. Ruslar ise tersine Hitler''le önceleri saldırmazlık paktı ile iş birliği yaptı. Polonya''yı bölüştü.
Putin diktatörlüğünü sürdürebilmek için, önce Rusya''ya sonra dünyaya yüksek bedel ödetecektir.
Putin''in Ukrayna''nın doğusundaki ayrılıkçı bölgeler Donetsk ve Luhansk''ın bağımsızlığını tanıması ve bu bölgeye girmesinden sonra, önceki gün Biden yaptırım kararı açıkladı.
* Rus bankaları ve finans kuruluşları, Batı''da işlem yapamayacak.
* Rus devleti Batı''dan borçlanamayacak.
* Avrupa''ya gaz hattı projesi durduruldu.
* Putin ve yakınlarına yaptırım uygulanacak .
Rusya, orta gelir tuzağında olan bir ülkedir. Petrol ve doğal gaz gelirine rağmen, son on yıldır düşük büyüme yaşıyor ve fert başına GSYH artmıyor.
Rusya''da, 2021 makro göstergeler;
* İşsizlik oranı düşük; yüzde 4,3,
* Enflasyon yüzde 8,73,
* Cari açık GSYH''nın yüzde 2,4''ü oranında 41,8 milyar dolar oldu.
Rus tahvillerinin uluslararası piyasalarda iflas risk primini gösteren CDS oranı, 2021 sonunda 82,7 baz puan idi. Ukrayna meselesi ile 119,7 baz puana yükseldi. ABD yaptırım kararından sonra 268,5 baz puan oldu.
IMF, önümüzdeki beş yıl itibarıyla Rusya''da ekonominin daha da kötüye gideceğini tahmin ediyor. Rus ekonomisinin diğer birçok ülkeden daha yavaş büyüyeceğini ve Rusya''da 2025''te fert başına GSYH sıralamasında dünyada 69. sıraya gerileyeceğini ifade ediyor.
Muhakkak olan Batı yaptırımlarından, önce Rus halkı zarar görecektir. Rus ekonomisi daralacak, fert başına gelir düşecek ve Rus halkı mutlak yoksulluk yaşayacaktır.
Bugüne kadar gördük ve yaşadık ki; global ekonomide iş gören ve serbest piyasa düzeninde yer alan ülkelerde demokrasi, hukukun üstünlüğü kalkarsa, kararnameler tek kişinin imzası ile olursa, ülke kalkınması mümkün olmaz. Rusya buna bir örnektir. Çin''de de tek parti var ve fakat tek adam diktası yoktur. Dahası Çin, kendi düzenini global ekonomiye uydurmuş ve sermaye için sınırlı da olsa mülkiyet ve demokrasi kurallarına harfiyen uymaktadır.
Özet olarak; her diktatörde olduğu gibi Putin de diktatörlüğünü sürdürebilmek için dünyaya ve Rus halkına yüksek bedel ödetiyor.