Putin malı yüklemiş..

Meclis'teki Grup Toplantısı'nın ardından gazetecilerle sohbet eden İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'e, S-400'ler soruldu;

- Bu konuda fikriniz ne? Alınmasından mı yanasınız, karşı mısınız?

Cevap samimiydi;

- Bu konuda bilgimiz olmadığı için net bir fikrimiz de yok.. Milli güvenliğimiz açısından elzemse elbette alınmalıdır.. Türk Milleti'nin güvenliği riske atılamaz.. Ama emin olun, ne amaçla alınıyor, ne için kullanılacak bilgimiz yok.. Süreci şahsi bir alışveriş gibi yürütüyorlar..

**

Gerçekten bu konuda yeterli bilgiye sahip biri var mı aranızda?

S-400 konusunu ve krizini soruyorlar Cumhurbaşkanı'na, verdiği cevap açık;

- Biz Amerikalılardan almak istedik, vermediler.. Sonra Çin'e gittik, olmadı.. Ruslar satıyor, uygun geldi, oradan aldık..

Cevap bu..

Bu cevapla kim, hangi fikre sahip olabilir ki?

Sanırsın pantolon alıyoruz.. "Filanca mağazaya gittim sayım vardı, satış yoktu.. Başka mağazaya geçtim, gittim beden olmadı.. Bu mağazada buldum.." der gibi..

**

Yadırgamayın.. Savunma füzesi işi, dünyanın içinde bulunduğu şartlar ve dahil olduğumuz 'Güvenlik Konsepti' gereği, herhangi bir alım değildir..

Çünkü bu alım, dünyanın mevcut şartlarında, aynı zamanda 'Güvenlik konseptinde' bir değişikliğe gitmektir..

İşte Meral Akşener'in söylediği de bu, "Güvenlik konseptinde bir değişiklik lazımsa yapılır.. Milli güvenliğimiz bu alımı gerektiriyorsa, alınır.. Ancak.."

Dedim ya, Cumhurbaşkanı'nın soruya verdiği yanıt ortada, "Onlardan istedik vermediler, biz de verenden aldık.."

Obama'ya kızıp, Putin'le alışveriş yapmış gibi..

Türkiye'nin Milli Güvenlik Stratejisi, Cumhurbaşkanı'nın ahbaplıklarına göre mi şekillenecek?

Böyle bir şey olabilir mi?

Eğer gerekçe olarak bu cümleyi koyuyorsanız ortaya, sebep bu demektir.. Değilse, 'haklı olduğumuz' gerekçemizi anlatın.. Anlatılmadığına göre de böyle bir gerekçe var mı yok mu, kim ne bilsin?

**

Uyduruktan stratejistlerle, Av-Rusyacılar gerekçe üretmeye çalışıyor ama Cumhurbaşkanı işin alışveriş merkezi boyutunda..

Oysa biri çıksa dese ki, "Dünyanın bugün geldiği şartlarda, Türkiye'nin karşı karşıya olduğu güvenlik riskleri' ışığında, 'Milli Güvenlik Stratejimizi", tehdit önceliğine göre yeniden belirledik..

Ve sonuçta, sadece NATO'nun değil, farklı birliklerin de içinde yer almaya karar verdik..

Bunun gereği olarak da bu füzeleri alıyoruz.."

Allah aşkına, buna kim ne diyebilir? Belki tartışılabilir, ama en azından ortaya, elle tutular bir S-400 gerekçesi konmuş olur..

Meseleyi, 'Ondan istedik satmadı, biz de gidip şundan aldık' diye özetlerseniz, işin teknik ve stratejik boyutu havada kalıyor, ki bu da kafa karıştırıyor..

ABD'ye gıcık olmak, yeryüzündeki her insanın hakkıdır, eyvallah..

Ama Ruslara gıcık olmak da, yaşayan-yaşamayan her 'Türk'ün hakkıdır..

Gerekçeleri tarihimizde ziyadesiyle mevcut..

Bakmayın siz Lenin'in Kurtuluş Savaşı'nda bize silah verdiği yalanlarına.. Azerbaycanlı dedelerimiz parasını ödeyip satın almıştır o silahları..

Mustafa Kemal Atatürk'ün Lenin'e yazdığı mektup da, dönemin ruhu ve şartlarının dahice bir ürünüdür..

**

Demem o ki, işi çarşı-pazar muhabbetine dökerek açıklamaya kalkarsanız, çarşı da karışır, pazar da..

Nitekim bugün de bunu yaşıyoruz..

Ülkeyi 'kankalık' duygusunun ötesinde 'devlet aklıyla' yönetenin yapacağı iş değildir bu..

Sebebini senden başka kimse bilmiyor, herkesten alkış bekliyorsun..

Zaten çarşı-pazarda eli kolu kırılmış millette, alkışlayacak derman da yok..

Gazeteler öyle yazıyor; Putin malı yüklemiş..

Bakalım malla birlikte sırtımıza neler yüklenecek..

Yazarın Diğer Yazıları