Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Hulki CEVİZOĞLU
Hulki CEVİZOĞLU

POLİSLER ERGENEKON'UN EMRİNE GİRDİ!..

Adam hâki, askeri giysiye benzer kıyafetinin gömlek cebinden sarı bir zarf çıkartıp uzattı. Zarfın içinde ... görev alırken verilen gizli talimatlar içinde bahsi geçen ... bir kod vardı.
Hemen hazır ola geçti: “Emrinizdeyiz!” diye bağırdı.
Avludaki polisler şaşırmıştı. Adam belindeki tabancayı çekip havaya tek el ateş etti. Binadaki tüm görevliler dışarı çıktı.
“Artık bu bölgede Kod Ergenekon geçerlidir. Ben Özel Kuvvetler Komutanlığından Yüzbaşı Celal... Bunlar da adamlarım. Ülkemiz bir savaş halindedir ve savaş şartlarının koşulları başlamıştır. Her bölgede yetki Kod Ergenekon nedeniyle bize geçmiştir.”
Polislerin arasında bu tür gizli kuruluşlar hep söylenti olarak kalmıştı ama şimdi Emniyet Müdürü hazır ol vaziyetinde beklediğine göre bu gerçekti. Kısa sürede polisler Ergenekon kuvvet amirlerinin emrine girmişti.
Kendini Metin diye tanıtan asker, grupların karşısına geçti. “Elinizdeki listelerde ismi yazılı olanları toplayacaksınız. Bunlar daha önce teröristlerle bağlantılı olan veya terörist oldukları tespit edilenler. Direnen olursa tereddüt etmeden vuracaksınız. ....”
Tüm ülkede savaş zamanı şartlarına göre düzenlenmiş özel bir yönetim başlamıştı. Gizli silah depoları açılmıştı, televizyondan ve radyolardan yayınlanan parolayı duyan Ergenekon askerleri hızla görev yerlerine gidiyorlardı.

OPERASYON: SEVR!..
AKP iktidara geldikten (3 Kasım 2002 seçiminden) 2 yıl sonra kaleme alınan aynı yazının bir başka bölümü!:
Türkiye toprakları büyük oyun sahası gibiydi. Düşman birlikleri bütün klasik saldırı biçimleri dışında hareket ediyor ve beklenmeyen noktalara saldırılar düzenleyerek, halkın düzene olan güvenini en alt düzeye indirmeye çalışıyordu. ... Bu konuda ne kadar ilerleme sağladıkları tamamen belirsizdi. Ergenekon adlı gizli teşkilatlanma sert ve ani tedbirlerle düzeni sağlıyordu hep. ... İstanbul düştüğü anda düğmeye basılacak ve ikinci operasyon başlayacaktı. Operasyon: Sevr!

AGARTA’NIN BELGESİ.. YIL 2001
Aşağıdaki alıntılar ise, 2001 yılında kaleme alınan başka bir belgeden:
Farzedelim ki Totalitaristan ülkesinin başkentinde herkesin hoşuna gitmeyen siyasi faaliyetlerde bulunuyorsunuz. Siyasi örgütünüzün(=partinizin-HC) önemli siyasi belgelerini elektronik posta aracılığıyla diğer örgüt mensuplarına yolluyorsunuz....
Siyasi faaliyetlerinizden şüphelenen polis sizi takibe alıyor, telefon hattınızdan modem bağlantınız dinleniyor, ama önemli belgeleri şifrelediğiniz için polis o belgelere ulaşamıyor.
Polis evinize baskın düzenlemenin bir faydası olmayacağını biliyor, çünkü bilgisayarınızın sabit diski tamamen şifreli (örneğin Cryptographic File System’le). Ayrıca size KFB (Kontrollü Fiziksel Baskı, namı-ı diğer işkence) uygulayarak şifreleme anahtarlarını vermenize de zorlayamaz, çünkü oldukça tanınmış birisiniz.
Dahası polis baskısı durumunda anahtarlı, anında yok edecek bir mekanizma kurdunuz. Dolayısıyla son çare bilgisayarınızı ’Elektromanyetik Dinleme’ye almaktır... Yetkili kişilerden dinleme emri geliyor ve üzerinde, varolmayan bir temizlik şirketinin parlak renkli göze çarpıcı logosu bulunan bir panelvan(-küçük minibüs-HC) evinizin 200-300 metre ilerisinde bir yere park ediyor.
Vanın içindeki operatör, bilgisayarınızın monitörlerinden yayılan radyasyonu almak için özel olarak tasarlanmış anteni sizin camınıza doğrultuyor...
Artık bilgisayarınızda yazdığınız gizli örgüt belgeleri herhangi bir çözmeye gerek kalmadan sizin ekranınızda göründüğü kadar net olmasa da, gayet okunur bir şekilde kontrol monitöründe gözüküyor. Operatör, kullandığınız kelime işlem programına uygun otomatik karakter tanıma programını yüklüyor ve artık ’benim işim bitti’diyerek, temizlik işçisi kıyafetini giyerek, panelvan’dan iniyor ve taksiyle Totalitaristan Emniyet Müdürlüğü’ne geri dönüyor.
Bir hafta sonra siyasi örgütün bütün mensuplarının kimliği belirlendiğinde polis ‘yıldırım operasyon’ düzenliyor ve örgüt ’etkisiz hale’getiriliyor...

* * *

Henüz AKP iktidara gelmeden (3 Kasım 2002 seçiminden) önce kaleme alınan aynı yazının sonu şöyle bitiyor!:

* * *


Bundan binlerce yıl önce yaşadığı öne sürülen bir efsanedir AGARTA (Agharta.) Yer altında yaşamaya mahkûm olan bir düşler ülkesidir. İnanışa göre, Agarta’lılar, Büyük Tufan’dan kaçıp bugünkü Afganistan ya da Himalayaların altında bir medeniyet kurmuşlar. Buldukları lazer ve ölüm ışını, bir süre sonra dünyanın eko sistemini yerle bir etmiş. Depremleri, volkanlar izlemiş..
Efsane bu, gerçek olup olmadığını kim bilebilir?..

* * *

İşte sizlere 2001 ve 2004 tarihli iki yazı. Ve iki bilmece!..
Hadi bakalım çözene kadar kolay gelsin!..

Yazarın Diğer Yazıları