Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Cahit Armağan DİLEK
Cahit Armağan DİLEK

PKK'ya ateşkes, YPG'ye ılımlı muhalif statüsü

Rusya-İran-Türkiye liderlerinin üçüncü 3'lü zirvesinde canlı yayının kesilmemesi kazaydı diyenler var ancak ben öyle olmadığını düşünüyorum.

Türkiye'nin Suriye'de bulunmasını istemeyen İran'ın çevirdiği bir dolap var gibi. Ruslar da üç maymunu oynamış olabilir. Böylece Türkiye'nin Suriye'deki ajandasının farklı olduğunu, İran-Rusya'nın değil ABD'nin yanında olduğunu deşifre ettiklerini düşünüyorlar.

Nitekim Erdoğan'ın dönüş yolunda açıklamalarındaki "İdlib konusunda şu an itibarıyla ABD ile tümüyle aynı safta yer aldığımızı söyleyemeyiz" cümlesi manidar. Yani tümüyle değil ama büyük oranda aynı saftayız, öyle mi?

Türkiye'nin Suriye toprağı Menbic ve Fırat'ın doğusunu ABD ile dizayn etme hayali bile başlı başına Rusya-İran cephesiyle değil ABD ile hareket edildiğini zaten göstermiyor mu?

Erdoğan'ın söylediği gibi Menbic'te sürecin ilerlemediği ABD'nin sözünü tutmayıp kandırdığı ortaya çıkmasına rağmen halen ABD'ye yanaşıp gemisine binmenin arkasında ne var? Menbic yol haritasını diplomatik zafer ilan eden Çavuşoğlu'nun istifa etmesi için daha kaç kere kandırılacağız?

Bu çatlamış ortaklık resmini gören ABD hemen harekete geçti bile. Pentagon'un Rusya-Suriye'nin devam eden operasyon yaklaşımının büyük felakete yol açacağını iddia edip İdlib'deki terör yanlılarıyla mücadele için kendi planını önermeye hazır olduğu açıklandı. Erdoğan yönetimi için çekici ve çeldirici bir açıklama!

Erdoğan açıklamalarında "İran'ın Fırat'ın doğusu ile ilgili beklentileri daha farklı. Bizim orada konsolosluk açma suretiyle süreci hızlandıralım diye beklentileri var. Ama bizim şu anda oralarda konsolosluk açma niyetimiz yok. Onlar sonraki işler" demiş. İran önermiş olsa da ABD destekli PKK/YPG kontrolündeki bölgede konsolosluk açmanın bile konuşulduğu bir süreç yaşıyoruz.

Detayı çıkarsa ilginç konu olacak galiba. Fırat doğusunda konsolosluk açılırsa, işgal ettiği yerlerde tatbikat yapan uçuşa yasak saha oluşturmakta olan ABD bölgeyi terk mi edecek? Yoksa oradaki yerel yapı, aynen Irak kuzeyinde olduğu gibi, tanınmış mı olacak? Suriye kuzeyinde İran da mı ABD ile ortak çalışıyor diye sormadan edemiyor insan.

İktidarın Türk dostu diye tanımladığı Trump'ın yeni Suriye özel temsilcisi J.Jeffrey'nin ABD'nin Suriye politikasına ilişkin yazdığı son yazıda Fırat doğusundaki yapının güçlendirilmesi, Menbic gibi konular üzerinden Türkiye'nin buraya angaje edilip ilişki kurdurulmasının sağlanması, PKK'ya karşı Türkiye'ye destek verilmesi mealindeki önerileri dikkate alındığında ABD'nin Türkiye'yi Suriye'de birlikte hareket etmeye yönelik açık-örtülü stratejileri olduğunu görüyoruz.

Bunun yolu da PKK ile YPG'nin ayrıştırılmasından geçiyor! PKK kötü, YPG iyi! İki Kürdistan bir büyük Kürdistan'dan iyi! Irak'ta var Suriye'de ayrı bir Kürt bölgesi olsun! Kanmak isteyenlere bahane çok.

Zirve günü gelen YPG'nin Kuzey ve Doğu Suriye'yi Özerk Bölgesi ilan ettiği haberlerini ABD hamlesi olarak göremezseniz körsünüz!

Tekrar gelelim çatlayan Astana'ya! 12 maddelik sonuç bildirisi hazır olmasına rağmen Erdoğan'ın İdlib'de ateşkes ve silah bırakma çağrısı anlaşılır değil hem de HTŞ çatısı altındaki terörist gruplara.

Halbuki Astana süreci ve çatışmasızlık bölgesi uygulamalarında ateşkese terörist örgütler hiçbir zaman dahil olmadı. Putin diplomatik nezaket içerisinde oldukça sert tepki gösterdi. Silah bırakma ise zaten sürekli yapılan bir çağrıydı. Bir yıldır Türkiye İdlib'de HTŞ'yi neye iknaya çalışıyordu ki?

Erdoğan yönetimi, HTŞ bırakıp gitse de, buraları siyasi süreç tamamlanıncaya kadar Suriye yönetimine bırakmayacakmış. Bu arada İdlib'e yığınak devam ediyor. Kalın'a göre operasyon yapılmamasının garantisi Türk askerinin varlığıymış? Kime kalkan oluyoruz orada? Hal böyle olunca ılımlı muhalif söyleminin maksatlı bir söylem olduğu ortaya çıkmıyor mu?

Şam yönetimi bunun ABD'nin YPG ile yaptığından farkı olmadığını söylerse ne diyeceksiniz? ABD ben Fırat'ın batısında senin bu politikana destek vereyim sen de Suriye'de YPG yapısını kabullen sonuçta onlar da IŞİD'le mücadele etti, ılımlılar yani, ama PKK ile "meşru" mücadelene (YPG'ye operasyon meşru değil demek bu) destek veririm derse ne diyeceksiniz?

Fırat'ın batısında uygulananları Fırat'ın doğusunda önümüze koyduklarında kabullenecek misiniz? PKK'ya ateşkes ilan edin, biz onları silah bırakmaya ikna edelim, YPG'yi de sizin desteklediğiniz ılımlı muhalifler gibi görün derlerse, ki diyorlar da, "tamam, yola birlikte devam" mı diyeceksiniz?

Suriye'deki ilkesiz, anlık, öngörüsüz dış politika söylemlerinin ülkemizin bekasına yönelik tehdit yarattığını görmüyor musunuz?

Yazarın Diğer Yazıları