PKK’nın tepesindeki değişim nasıl yorumlanmalı?
PKK’nın tepesinde bir görev değişimi yaşandı ve PKK’nın başına Murat Karayılan’ın yerine Cemil Bayık geldi. Cemil Bayık ve Murat Karayılan’ın açılım ve çekilme süreçlerindeki tavırları dikkate alındığında bu değişimin sıradan bir görev değişimi olmadığı görülmektedir. AKP hükümeti ikinci açılım sürecini başlattığı zaman PKK içinde bir tartışma yaşandı. “Cemil Bayık’ın temsil ettiği kanat; bu aşamada AKP’nin Abdullah Öcalan ile hazırladığı açılıma olumlu cevap vermek yanlış olur, süreç PKK’nın lehine gelişiyor, Suriye’nin kuzeyindeki bölgeyi kontrolümüz altına aldık, Esad iktidardan düşer ise PKK bu bölgede kendi devletini kurar ve bu bölgeden Türkiye’ye güç projeksiyonu yaparak, AKP hükümetini daha ağır bir baskı altına alırız. Üstelik 2014-2015 senelerinde yapılacak üç seçim, AKP’yi baskı altına almamızı kolaylaştırır. Bu sürecin sonunda AKP Hükümeti’nden şimdi aldığımız tavizden daha fazlasını alırız.” düşüncesini savunmaktadır.
Ancak, KCK Konsey Başkanı olan ve Abdullah Öcalan’ın çok güvendiği Murat Karayılan, Öcalan’ın çizgisini savunuyor. Öcalan ise bir açıklama yaparak, “Size onurlu bir barış öneriyorum” demiştir. Bayık, bunun üzerine yakın çevresine “Öcalan biz karşı çıkışa devam edersek, bizi onursuzlukla suçlayacak” diyerek, açık bir muhalefetten vazgeçmiştir. Ancak Cemil Bayık bu aşamada, şu yorumu yapmıştır: 2000 senesinde 7. Kongre’de 5000 arkadaşımız partiden ayrıldı. Onların yerine gelenleri “Öcalan’ı İmralı’dan çıkaracak nesil sizsiniz” diye yetiştirdik. Şimdi bu söz Bayık ve arkadaşlarına yük oluyor. Öcalan’a karşı açık bir şekilde tavır alamıyorlar. Ancak Bayık yakın çevresine “Bu süreç başarısız olur ise Öcalan da tasfiye olur” diyordu.
Cemil Bayık, 2. Açılım başladıktan sonra Murat Karayılan’ın tek liderliğe oynamaya başladığını da düşündü. Süreç başladıktan sonra, Karayılan, Bayık’ı arayarak, “Buraya gel” diye çağırmış. “30 yıllık yoldaşlığımızda bana ilk kez böyle hitap etti” diyen Bayık, bu tavrın intikamını Karayılan’dan Suriye’de aldı. Karayılan, Öcalan’ın emri ile Suriye’de PYD’lilere Esad güçlerine karşı savaşma emri verince, Bayık, Mustafa Karasu’yu Suriye’ye yollayarak, dengeyi kurdurdu. Özetle, Bayık, başından itibaren sürece muhalifti, ileride daha fazla şey elde ederiz acele etmeyelim diyordu.
Şimdi AKP’nin hızla oy kaybından dolayı, Başbakan Erdoğan, “PKK’lıların % 15’i çekildi” diyerek, 2. Aşama ile ilgili çalışmaları geciktirmeye çalışmaktadır. Erdoğan, bu sonbahara kadar PKK’nın terör eylemlerini engelleyebildiği takdirde propagandada kullanabileceği bir sene kazanmış olacaktır. Öte yandan BDP ve PKK, Erdoğan’ın bu yaklaşımını görmüşlerdir. Erdoğan’ın bu yaklaşımı, PKK içinde şahinler diyebileceğimiz Cemil Bayık ve taraftarlarının elini güçlendirmiştir. Cemil Bayık’ın KCK’nın başına geçmesi bu şartlar çerçevesinde düşünülmelidir. Artık Kandil’den daha radikal söylemler beklenmeli ancak PKK’nın terör gücü olan HPG’nin başına Murat Karayılan’ın geçmesi de bir dengenin hâlâ sürdürülmeye çalışıldığını gösteriyor. PKK’nın hemen terör eylemlerine başlaması beklenmemelidir. Ancak AKP hükümeti üzerindeki baskılar artacaktır.