PKK'nın tehditleri ve özgürlük
İnsanların düşüncelerinden ya da kullandığı oylardan dolayı başının belaya girmeyeceğinden emin olmaları gerekir. Tehdit, şantaj ve baskının hüküm sürdüğü bir yerde ne verilen oyun ne de ortaya konulan görüşün önemi vardır. Tıpkı işkence altında alınan ifadeler gibi örgüt baskısı altında yaşanan bölgelerde kullanılan oylar da, gerçek irade beyanı değildir.
BDP siyasi parti değildir!
BDP’nin yalnızca adı siyasi partidir. BDP, gerçekte Kandil ile İmralı arasındaki irtibatı sağlayan sivil/yasal kılıflı bürodur. Görevi Güneydoğu’daki halkı PKK’lılaştırmaktır. Bu yüzden sürekli olarak bölgedeki halkın ‘PKK’nın rehinesi’ konumundan çıkarılması gerektiğini yazıp duruyoruz. Durum o kadar açıktır ki BDP milletvekilleri “Başbakan Van’a gelmesin”, “Bu valinin güvenliğini sağlayamayız” türünden tehdit edici konuşmalar yapabiliyorlar.
Önce Baydemir vakası
Bu arada İmralı ile Devlet yetkililerinin görüştüğüne yönelik haberler basına düştü. Bizzat Başbakan Erdoğan, “hükümet olarak biz görüşmüyoruz” ama “devlet yetkilileri görüşür, görüşüyor” anlamına gelen açıklamalar yaptı. Terörist başı ile müzakere, diyalog, pazarlık ve protokol yapılıyor söylemleri resmi ağızlardan duyulmaya başlayınca Diyarbakır Belediye Başkanı Baydemir durumdan vazife çıkararak konuştu. Şöyle dedi: “Silahlı mücadele miadını doldurdu”. İşte ne olduysa bu sözlerden sonra oldu.
Öcalan, İmralı’dan Baydemir’e “zırtapoz”, “adamın ağzını yırtarlar” türünden tehditler savurdu. Ardından da “ya öz eleştiri ya istifa” seçeneği sundu. Daha sonra yine İmralı’dan “Demokratik özerklik” konusunda çalışması ve üstüne lazım olmayan işlere karışmaması gerektiği bildirildi. Sonrasında da Diyarbakır belediyesine “eş Belediye Başkanlığı” adlı garip bir uygulama getirildi. Devlete karşı şahin kesilen Baydemir, İmralı karşısında sessizliğe büründü. Baydemir, bugünlerde “ağzı var dili yok” masumiyeti içinde bulunuyor.
Bu defa Orhan Miroğlu!
Medyanın “akil adam”, “Kürt aydını” olarak pazarladığı Taraf Gazetesi yazarı Orhan Miroğlu, “silahlı mücadeleye karşı düşünceleri” olduğunu, Kürt sorununun tarihi bir dönemeçten geçtiği bir dönemde PKK’nın kendisinden başkasının tartışmalara katılmasını istemediğini söyledi. Bunun üzerine PKK’ya bağlı HPG’nin İnternet sitesinde “Miroğlu da mortoğlu olur bu toprakların tarihinde” sözleriyle tehdit edildi.
Bunun üzerine Miroğlu, “Bu biraz susturmak amacıyla yapılmış bir tehdit diye düşünüyorum. Birçok arkadaşımız da bu şekilde susturuldu” şeklinde bir açıklama yapmıştır.
Bu yüzden olacak ki PKK’dan daha farklı yollarla bölücülük yapan ve kendilerine, kendilerinin aydın sıfatı verdiği kesim Miroğlu’na destek verdiler. Yıllardır bir biçimde PKK’yı besleyen bu kesim yayınladığı bildiride “Miroğlu’nun hedef gösterilmesini kınıyor; farklı düşüneni ve eleştirel düşünceyi zorla, silahla susturmaya çalışan zihniyetlerin karşısında olduğumuzu bildiriyoruz” dediler. Bu cenah işin ucunun kendilerine dokunacağının da farkına varmış görünüyorlar.