PKK'nın Meclis mesâisi
Biz Öcalan’a “sayın” denir mi denmez mi tartışması yaparken, PKK “demokrasi” minderinde milletin arkasından dolanıp 20 küsur puan alarak Meclis’e girdi, yarın öbür gün gurubunu da kuracak, milletin güvenlik güçleri, dün mağara kovukları ve dağ başlarında kovaladıkları bu PKK mensuplarına Meclis çatısı altında selâm duracak
PKK’nın daha ilk kurşunu sıktığı günkü hedefi de zâten buydu.
Siz PKK niye mezra basıyor, niye kundaktaki çocuğu katlediyor, niye yaraladığı Mehmetçiğin başına basıp kulağını kesiyor zannediyordunuz?
İşte bu günler için yapıyordu o bütün bunları.
Evet, bu kulak kesme hadisesi doğrudur ve biz GATA’da bu kardeşimizi gördük, hatta kulakları çınlasın değerli büyüğüm Korkut Eken de meseleyi teferruatlıca anlatmıştı. (Bu arada epeydir kendilerini arayamadım, özür diliyor, Eken Komutanımın ellerinden öpüyorum.) Evet, PKK bütün bunlar ve daha fazlasını önce “gündeme gelmek” sonra da “gündemde kalmak” için yapıyordu. Böylece Türk ve dünya kamuoyuna, “Burada bir sorun var!” dedirtmeyi hedeflemişti, bunu başardı. PKK artık Meclis’te ve artık bu örgütün “gündeme gelmek” ve “gündemde kalmak” için eskisi kadar gayret sarf etmesine ihtiyaç yok. Çünkü PKK adına Meclis’e girmiş olanlar, adını “Kürt meselesi” olarak ortaya koydukları “bölücülüğü” zâten sürekli gündemde tutacak, Türk ve dünya kamuoyuna hemen her gün, “İşte burada böyle bir sorun var, ilgilenin!” dedirteceklerdir.
Meclis’teki bu PKK, Büyük Ortadoğu Projesi’ni hayata geçirmek için bölge ülkelerini İran’ın başına çullandırmak isteyen ABD’nin, Türkiye’nin suları ve GAP’ında gözü olan İsrail’in, ekümeniklik peşinde koşan Fener Patrikhanesi’nin, Kıbrıs’ın tamamını zimmetine geçirmek ve Türk askerini adadan atmak için fırsat kollayan Rum kesiminin, Türkiye’yi Ege kıta ve hava sahanlığında boynundan sıkmak ve Karadeniz’e Pontus fitnesi ekmek için çırpınan Yunan’ın, Kerkük’ü kapmak ve Irak’ın kuzeyinden Türkiye’nin güneyine sarkmak için her fırsatı değerlendiren Barzani’nin, Türkiye’yi üyelik değil de İmtiyazlı Ortaklıkla kapıkulu vaziyetinde sabitlemeyi kafaya koymuş AB’nin içimizdeki maşası ve ipteki cambazı olacak.
Meclis’teki PKK ve onu bugünlere taşıyanlar, meselâ, Doğu ve Güneydoğu’yu mesken tutup on yıllardır bölge halkına “Türklerle ayrılıklarınızı öne çıkarın” aklı satan ABD konsolosluk görevlileri, ABD Irak’ı nasıl petrol için işgal edip Saddam’ı da Irak petrollerini millileştirdiği için asmış ve fakat, “Biz Irak’a demokrasi ve insan hakları için girdik” demişlerse; aynı mihraklar bundan böyle Meclis’teki PKK’ya da tıpkı Kandil’deki PKK’ya verdikleri destek gibi destek verecek, amma bunu “demokratikleşme” bunu “sorunu siyasetle çözme” ve bunu “insan hakları” adına, güyâ “Türkiye’nin hayrı için” ama aslında Büyük Ortadoğu Projesi’ni hayata geçirmek, GAP’ta İsrail’e alan açmak ve global sermayenin şimdilik haftada bir milyar doları bulan faiz gelirini garantiye almak için yapacaklardır.
Acı olan odur ki Türkiye’yi yöneten kadrolar ve insanımızı medya yoluyla yönlendiren unsurlar, bugün işte Meclis’teki PKK’nın hamisi bu mihraklarla hedef ve işbirliği içerisindedir. Halkımızın ekseriyeti de inanç değerlerine tepeden bakan kümelerden işittiği azar ve yediği sopaya duyduğu öfkeyi “siyasi destek” olarak Meclis’teki PKK’nın hamisi bu ABD’yi “stratejik ortak” zanneden, BOP’ta Eş Başkanlığı içine sindirebilmiş ve AB’ye sıfır itirazla teslim olmuş siyasî kadroların arkasına koymuş, böylece, bir bakıma, içinden kendisini yiyecek canlının çıkacağı yumurtanın üzerine yatan iyi niyetli tavuk durumuna düşmüş, daha doğrusu, oldukça “profesyonel” ve oldukça “organize işlerle” millet bu noktaya getirilmiştir.
İnşallah yanılıyoruzdur.
Hele PKK Meclis’te mesaiye bir başlasın, resmin bütünü ondan sonra daha net görülür hale gelecektir..