PKK'nın intiharı imiş!

Diyarbakır’da dört genç kızı hunharca katletmesi bazılarına göre “PKK’nın intiharından başka bir şey değil” miş. Böyle söyleyen ve yazanlar gerçekten söyleyip yazdıklarına inanıyor ve bir de kamuoyunu buna inandırmayı başarırlarsa, Türkiye’nin PKK’dan dayak yemesinin ardı arkası uzun yıllar devam edecek demektir.
Bugüne kadar Kürt demeden, Türk demeden, çocuk demeden kadın demeden on binlerce kişiyi katletmiş, bizzat işlediği ve sebep olduğu cinayetlerin sayısı kırk bini geçmiş bu cinayet şebekesi canına kıydıklarına dört kişi daha ekleyince mi intihar etmiş olacak? Böyle bir şeyi nasıl söyler, böyle bir şeye nasıl inanabilirsiniz? Yoksa siz PKK’ya, “Böyle yapmaya devam ederseniz sizi savunacak yüzümüz kalmaz, siz polise, askere, öğretmene, okula, sağlık ocaklarına saldırmaya ve yollara mayın döşemeye devam edin” mesajı mı veriyorsunuz? Hayır, amacınızın bu olmadığını umuyorum ama içime bir kurt düşmüyor da değil!
Beyler bayanlar PKK’nın kendi sonunu hazırlama gibi bir lüksü, bir şansı yoktur. Onun “sonunu” ancak iki güç getirebilir. Bunlardan biri devlet ve iktidarı ile topyekûn Türkiye Cumhuriyeti’dir. Bu cümlenin içinde en öldürücü silahlardan sosyal ve siyasi her türlü argüman mündemiçtir. PKK’nın sonunu getirebilecek diğer güç ise onu ve ondan evvel ona kaynaklık eden örgütleri kuran dış mihraklardır. PKK bir bataklıksa, teröristler o bataklığın sivrisinekleridir. Bataklığı üretenler sivrisinekleri koruduğu ve larvalarla beslediği sürece PKK varlığını sürdürür.
Bu gerçeği aklımızın bir köşesine çelik bir çivi gibi çaktıktan sonra PKK’nın sonunun gelip gelmediğine dair yorumlar yapabiliriz. Mesela bu kardeşiniz PKK’nın bir müddet daha yaşatılmak istendiği gibi bir kanaate Obama’yı BM Genel Kurulu’nda dinlerken sahip oldum. Bu kemiksiz adam o kürsüde bütün dünyaya uluslararası terörden bahsetti, Üsame bin Ladin’i nasıl yakaladıklarını anlattı, bir, “cesedini okyanusa attık” bölümünü es geçti. Afganistan’dan Irak’a kadar milyonlarca km2’lik bir coğrafyada kanlarını döktükleri, işkencelerden geçirdikleri masum Müslümanlar için kendince gerekçeler sıraladı durdu.
İyi de, dünyada bir tek senin mi teröristin var? İkili görüşmelerde PKK için Türkiye’ye yardımdan bahsediyorsun da, BM çatısı altında niye bir kez olsun bütün dünyaya “PKK ile de mücadele etmek insanlık vazifesidir” demedin? Aynı iki yüzlülük PKK’ya her türlü maddî desteği veren, bu örgütün bütün yan kuruluşlarına ülkelerinde cirit attıran ve PKK için, “Terör örgütü” değil, “suç örgütü” demeyi tercih eden Fransa’sından İngiltere’sine, Almanya’sından İtalya’sına kadar cümle Avrupa için geçerlidir.
Simdi siz böyle bir tablo içersinde PKK’nın sonundan bahsedebilir misiniz? Edemezsiniz. Dün Güneydoğu’da Cumhuriyete karşı isyanlar çıkartan Fransa’sından, Osmanlıyı ihtilaflı sınırlarla parçalayan İngiltere’sine, Arz-ı Mev’ûd peşinde koşan İsrail’inden; daha sonra PKK’ya dönüşecek olan Ermeni terör örgütü ASALA’nın menbaını oluşturan Amerika’sına kadar cümle Haçlı- Siyonizm dünyası için demek ki PKK’nın bir taşeron örgüt olarak varlığını sürdürmesi gerekiyor. Ha, bu onların hesabı. Bir de Allah’ın hesabı var tabii. Yalnız Türkiye’yi yönetenlerin Allah’ın muradının gerçekleşmesi için samimi, şuurlu ve dost ve düşmanı bilerek ve yine tabii kararlı olmaları ile doğru orantılıdır. Belki, “Allah’ın muradının PKK’nın bitmesi olduğunu nasıl söyleyebilirsin?” şeklinde düşünenler olabilir. Benim Allah hakkındaki hüsnü zannım sonsuzdur ve Allah, Allahsız PKK’nın, en yüzlerce peygamber öldürmüş İsrail’in ve Allah’a çocuk isnat eden, biri üçleyen Haçlıların zaferini istemez. Onlar zafer kazanırsa bilinsin ki, bizim, amel ile niyetimizin örtüşmemesinden ve Hakkı tutup kaldırmak için yeterli gayreti göstermememizden olacaktır.

Yazarın Diğer Yazıları