Hürriyet’ten Yalçın Doğan, bir özel sohbette, halen Türkiye’nin en etkin görevlerinden birini üstlenen bir yetkilinin kendisine, “Amerika müttefikimiz gibi değil de, bize düşmanmış gibi davranıyor, Türkiye’nin belinin doğrultmasını sanki hiç istemiyor!” dediğini, son yazılarından birinde yeniden hatırlattı ve ekledi:
“- Bu söz her geçen gün biraz daha doğrulanıyor!”
Hal böyleyken kimi cemaat üyeleri ABD’ye toz kondurmuyor, toz kondurmak ne kelime, etkili olduğu cemaat ve camilerde, Amerikalıların teknoloji üretme ve kullanmada, ticaret ve daha başka alanlarda “Bir Müslüman gibi” davrandıkları ve “Ameli salih işledikleri” propagandası yapılıyor, daha da ileri giderek, “Lâ ilâhe illallah” demek yeter, cennete girebilmek için, “Muhammedün Resulullah” demek ve buna inanmak gibi bir şart yok, (Biz, böyle diyen bir Yrd. Doç. biliyoruz) diyorlar ki, bütün bunların toplamından, “Ben dindar biriyim” diyen Bush’un pekâla cennetlik olabileceği gibi bir anlam çıkabiliyor.
Oysa Bush ve ABD, İslâm dininin ve Türk milletinin düşmanıdır, onun tek dostu İsrail’dir ve ağzı ile itiraf ettiği gibi o bir, “Haçlı orduları komutanı” dır. Şu mübarek günde böyle bir yazı niye kaleme aldık? Sayın Erdoğan ABD’ye gitti.
Orada, binlerce yıllık tarihiyle birlikte bugünkü Türk milletini temsil etmektedir ve Bush tarafından kendisine “İşim çok” diyerek 5 dakikacık olsun bir randevu verilmemiştir. Hani Türkiye ABD’nin stratejik ortağıydı ve hani Erdoğan bir “Haçlı/Siyonizm” üretimi “Büyük Ortadoğu Projesi’nde” Eş Başkan’dı! Demem şu, Türkiye’yi yönetenler ve Müslüman Türk halkının üzerinde zerre miskal dahi olsa etkisi olanlar artık gerçeği görsün, Bush’un ve tabii dolayısıyla İsrail’in Türkiye’deki iki ayaklı tanklarına dönüşüp bu milletin zihin ve imanlarını ezerek Haçlı/Siyon ittifakına Anadolu coğrafyasında önce empati, ardından da sempati siperleri açmasınlar ki, millet dostunu düşmanını bilsin.
Bush’un Erdoğan’a randevu vermemesini PKK sitesi ’nasname’, “Güney Kürd liderleri Amerika’da jet hızıyla görüşüyor. Mesûd Barzanî’nin Beyaz Saray’daki görüşmesi ve enfes duruşu hala hafızalarda canlı. Daha dün Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabanî, başkan Bush’la görüştü.
Lakin TC Devleti başbakanı R. Tayyip Erdoğan; başkan Bush’la görüşemedi. Bu konuda kocaman Amerika Gezisi Torun Ziyareti olarak kaldı”, cümleleriyle haberleştirmiş, bu gerçek, ne kadar can sıkıcı bir gerçek ve biz yıllardır, “ABD’nin bölgedeki stratejik ortağı İsrail, PKK ve Barzani’dir, Türkiye değil” diye boşuna mı çırpınıp durduk! Erdoğan New York’ta basın toplantısı düzenledi ve, “PKK’nın elinde tanklar var!” dedi. Türkiye’ye dönüşünde Erdoğan’a gazeteciler, “PKK’daki ABD tankları konusunda ABD’li yetkililerle görüştünüz mü?” diye sordu. Erdoğan bu soruya, “Bu yeni bir durum değil. Terör örgütünün onların (ABD’nin) ağır silahları üzerinde nasıl eğitim aldıklarına dair görüntüler bizim medyamızda da yer aldı” cevabını verdi.
Söyler misiniz o sorunun cevabı bu mudur?
PKK’lılar ABD tankları üzerinde eğitim yapıyor, bu görüntüler istihbarat birimleri tarafından medyaya sızdırılıyor, Erdoğan’a, bu konuyu ABD yetkilileriyle görüştünüz mü, diye soruluyor ve Erdoğan, “Evet!” diyemiyor.
İşte sıkıntı burada.. “Stratejik ortak ve Eş Başkan” ve “Büyük devletler özür dilemez” diyen kadrolar ABD’den PKK tanklarının hesabını soramamışlar. Ve PKK gelmiş, Meclise girmiş, sen buna de ki, “PKK iki ayakları, tankları ile TBMM’de!” Yalnız ufak bir hileye kaçılmış, tankın üzerindeki PKK armasının üzerine, DTP kamuflajı yapıştırılmış. PKK’lı teröristleri kastederek, ne diyor DTP Genel Başkan Yardımcısı Nurettin Demirtaş: “- 9 gencin üzerine 10 bin kişilik orduyla saldırıyorlar. Bundan utanç duymuyorlar!”
Bu, iki ayaklı bir PKK tankı değildir de nedir?
Dünyanın neresinde Türkiye’yi bölen haritalar üreten ve 40 bine yakın cana mal olmuş bir terör örgütüne hamilik yapan, sadece Irak’ta bir milyon 200 bin Müslüman’ı katleden bir ülke, “Ameli Salih sahipleri” diye propaganda edilir ve dünyanın hangi demokratik ülkesinde böyle bir terör örgütünün iki ayaklı tankları Meclis’te cirit atabilir?
