Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Yavuz Selim DEMİRAĞ
Yavuz Selim DEMİRAĞ

PKK’nın evet kararı

Takke düştü, kel göründü. Ama benim asıl merak ettiğim, İmralı ile yapılan mutabakatı ne şekilde tevil edecekleridir. İmralı’ya kiralanan tekne ve kurye avukatların evet çağrısını görmezlikten gelen yandaş medya, bakalım Kandil’den yapılan açıklama karşısında nasıl bir tavır takınacak? Dahası devlet imkanlarıyla resmi açılışları evet kampanyasına dönüştüren Recep Bey, “CHP-MHP-BDP ve YARSAV ittifakı” sözlerini bir kere daha telaffuz etme cesaretini sergileyebilecek mi? “Gücü özgürlüğünde” iddiasındaki çanakçı gazeteci ve televizyoncular “İmralı ile, mutabakatı kim, ne zaman, nasıl sağladı” sorusunu Recep Bey’e yöneltebilecek mi?
20 ile 23 Temmuz arasındaki İmralı trafiğini bu sütunlardan 27 Temmuz’da yazmış, yapılan pazarlıkta hangi tavizlerin verildiğini bilmemekle beraber terör örgütünün Ramazan ayını bahane ederek referanduma kadar ateşkes ilan edeceğini belirtmiştik. Saçlarımız jöleli olmadığı gibi fikir fırıldaklığının yanından bile geçmediğimiz için ekranlarda arzı endam edemedik. Dolayısıyla MİT müsteşarlığına getirilen Astsubay Hakan Fidan ile beraber üç kişilik heyetin İmralı’da bebek katili ile yaptığı pazarlığı bir tek CHP Adana Milletvekili Tacidar Seyhan seslendirebilmişti. Nitekim BDP’nin “Boykot rolünün” İmralı’dan gelen talimatla nasıl da evete dönüşeceğini o yazıda kaleme almış Recep Bey’in buna rağmen MHP tabanına salya sümük yalvararak oy istemesinin aslında kendi tabanından duyduğu endişeden kaynaklandığını da belirtmiştik. Bu yönde sağlam kaynaklardan aldığımız son bilgiler ise İmralı pazarlığında KCK operasyonundan tutuklu bulunan bazı belediye başkanları ile milislerden bir bölümünün serbest bırakılacağına dair. Tabii bu arada denge olsun diye Ümraniye davasında da birkaç tahliye olabilir. Bu tezi HSYK’da aylardır süren kavga da teyit ediyor zaten.
Recep Bey’in oluşturduğu bir heyetin Erbil’de Barzani ile temasa geçtiğini, Barzani’nin BDP’lileri bu konuda ikna edeceğini öngörmüştük. Görünen köy uzak değildir. Diyarbakır’da Demokratik Toplum Kongresi’nde resmen, “Özerklik” taleplerini ilan edenlerin birden bire, “Anayasa değişikliğine destek verebiliriz” açıklaması görülen rüya üzerine olmadı elbette. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Azerbaycan semalarında uçağa aldığı gazetecilere, “Terörü bitirmek için devletin çeşitli birimleri her türlü görüşme yapabilir” sözleri de İmralı ile pazarlığı doğrular nitelikte değil mi? Çivisini kanırta kanırta söktükleri devlet, her şeye rağmen arşiv demektir. 20 ile 23 Temmuz tarihleri arasında İmralı’ya gelip gidenler, yapılan görüşmeler kayıt altındadır. Bugün yarın olamasa bile bu kayıtlar mutlaka ortaya çıkacaktır. İmralı’da özenle besiye çekilen bebek katilinin teslim edildiği günden itibaren nelerin yaşandığı ortaya çıkacak, sorumluları ile beraber yargılama süreci de başlayacaktır. Son günlere dikkat ettiniz mi? Gelen yoğun tepkiler yüzünden açılımı artık ağzına almayan Recep Bey’in açılımın şifrelerini değerli dost Arslan Bulut kitabıyla açığa çıkarmıştı. Şimdilerde evet mitinglerinde açılımın A’sını bile ağzına almayarak oy avcılığı yapan Recep Bey bakalım bugünden itibaren kendi kervanına katılan bir nevi vagonu olan PKK’nın uzantısı BDP ile ilgili bir tek laf edebilecek mi? Açık yüreklilikle İmralı ile her hangi bir pazarlık yapılıp yapılmadığını, terörist başının niye evet çağrısı yaptığını açıklasın da görelim.
CHP ve Kılıçdaroğlu olumsuz hava şartlarına rağmen iyi çalışıyor. Ramazan ve yaz rehavetinden sıyrılarak İmralı pazarlığının ipliğini pazara çıkarmak ise MHP’nin görevi. PKK’nın evet kararı rüzgarın terse dönmesine sebebiyet verecektir. AKP tabanının büyük bir bölümü bunu öğrendiğinde “Ne eveti ulan” diyerek sandıkta ders verebilir.

Yazarın Diğer Yazıları