PKK’lı teröristler sınır dışına “Uludere” yöntemiyle m
Pek inandırıcı değil ama AKP iktidarı lafı edilen PKK’lı teröristlerin geri çekilmesi konusunda yasal güvence vermeyecekmiş!..
Ortalıktaki bin bir türlü kanunsuzluk ve gayrimeşrulukta ürettikleri çözümlere bakın;
“Çekilme sürecini, MİT denetleyecek” miş.. Akil adamlar da bonusu..
Yani Türk Silahlı Kuvvetleri’nin göz yumamayacağı aşikar olan kanun dışılıkta “Sen çekil kenara. Kışlandan çıkma. MİT her şeyi halleder” formülü..
Bu noktada da ortaya çok sayıda vahim sorular çıkıyor. Değerlendirmeyi uzman görüşüne bırakacağım. Önce siyaset kulislerinden küçük notlar;
“Akil adamlar” ile ilgili çok şeyler konuşulup çeşitli senaryolar üretiliyor. Bunları buraya taşımam mümkün değil. Fakat, Meclis kulisinde, Yasa dışı Dinlemeleri Araştırma Komisyonu’nun çok ciddi bir ismi aynen şunları söyledi:
“Akil adamlar listesinde görünen pek çok isim hakkında Hükümetin elinde doyalar ve de kasetler var. Bunların bir çoğunun Hükümet talimatları dışında hareket etmeleri imkansız.”
Teröristlerin sınır dışına çekilmeleri, “kıyafetlerini değiştirsinler”, “geldikleri yoldan gitsinler” söylemleri ile ilgili de, hainlerin kaçakçı kıyafetleri ile, kaçakçı katırları ile birlikte ve de kaçakçıların kullandıkları yollardan sınır dışına çıkabileceği konuşuluyor.
Neden olmasın ?..
Uludere olayında sanki kaçakçılık suç değilmiş ve de meşru bir faaliyetmiş gibi TSK üzerinde yapılan ağır psikolojik operasyonları hatırlayın..
TSK’nın kaçakçılara müdahale edecek gücü ve cesareti bırakıldı mı?..
Giyerler kaçakçı kıyafetlerini, silahlarını da koyarlar katırların heybelerine, ellerini kollarını sallayarak lay lay lom giderler..
Oh ne ala!..
***
Terör uzmanı Doç. Dr. Emruhan Yalçın’dan teröristlerin geri çekilmesi hakkında yapılan üretimler hakkında düşüncelerini aldık.
“Sınırlarımız içindeki bir vatandaşın suçlu olduğu kanısına ya da suçlu olabileceği şüphesine eriştiğiniz zaman ona yurt dışı yasağı koymuyor musunuz? O halde o kişinin dağa çıkması suretiyle herhangi bir eyleme karışmasa bile eline silah alarak dağda bulunması bile tek başına suçtur. Siz gariban bir vatandaşı yakaladığınız zaman ona herhangi bir işlem yapmıyor musunuz?. Dolayısıyla olaya hukuki olarak baktığımız zaman bu şekilde algılanmalıdır. Yani silahlarını gömerek gitmeleri, suçsuzmuş intibaını uyandırmaz.”
--TSK, kanunsuzluğa göz yumabilir mi?
“TSK, kendi sorumluluk alanında silahlı da olsa, silahsız da olsa o bölgede dolaşılmaması gereken bazı bölgeler tespit etmiştir. Bu bölgelerde görüldüğü zaman yine ateş etmek durumundadır. Çünkü terörist elinde silah olsa bile o anda silahını yere koymak suretiyle silahsız gibi görülebilir. Bu nedenle bu ikisini ayırmak çok zordur. Ayrıca yanlarına katırlar, hayvanlar almak suretiyle kaçakçıymış pozisyonu da yaratabilirler. Kaçakçılık yapmak da meşru bir olay değildir. Bu 34 kişinin öldürülmesinde kıyameti kopardılar ama kaçakçılık yapmak suç değil midir ki bu kadar kıyameti koparıyorlar, sansasyonel olay yaratıyorlar, buradan TSK’ya vurmaya çalışıyorlar. O nedenle burada TSK’nın silahlı da görse, silahsız da görse işlem yapması gerekir. Silahlı Kuvvetler işlem yapmayabilir mi?.. Yapmayabilir intibası uyanıyor. Çünkü Silivri’de o kadar komutanlarının içeride olduğunu göre göre herhalde bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın izlenimini de görebiliriz diye bir düşünce var kafamda. Bu nedenle, ‘o bölgede yaşayan insanlar da olayları takip ediyorlar şimdi ben buna işlem yaparsam suçlu duruma düşeceğim veya ben buna ateş etsem 34 kişinin öldürüldüğü olayında olduğu gibi suçlu duruma düşeceğim. Ne uğraşacağım, görmeyeyim geçsin gitsin’ diyebileceği bir pozisyon da yaratılmaya çalışılıyor.
-MİT süreci denetleyebilir mi?
“Akil insanlarla bu süreci; işlem yapması gereken kişilerin işlem yapmaması şeklinde ikna edilecek diye düşünüyorum. Hem toplum ikna edilecek, hem de belki de askeri birliklere de giderek bunlar konferanslar vermek suretiyle ’Biz size süreci anlatmaya geldik’demeyecekler. Yapmamaları gerekenleri anlatacaklar gibi geliyor bana.
Bunu MİT de kontrol edemez, akil insanlar da kontrol edemez, Silahlı Kuvvetler de kontrol edemez. Çünkü biz bunları sayarak dağa çıkarmadık. Bunlar bizim kontrolümüzde, Silahlı Kuvvetlerin kontrolünde olmadan, MİT’in kontrolünde olmadan dağa çıktılar. Dolayısıyla sayarak dağa çıkılmadığı için biz bunların sayısını net olarak bilemeyeceğiz. Bizim sadece elimizde ortalama bir rakam var. Onlar bize ‘şu kadar kişi yurtdışına, sınır dışına çıktı’ deseler ne diyeceğiz? ‘Hayır 5 eksik mi söyledin’ diyeceğiz. Bunu MİT’in kontrol etmesi mümkün değildir. Neyi kontrol edebilir? Telsiz konuşmalarından, telsiz merkezlerini kontrol edebilir. Elinde telsiz olmayan bir sürü terörist var. Bunları nasıl kontrol edecek? MİT’in kontrolü şurada olur, bu teröristler sınır dışına çıkarlar orada Kuzey Irak’taki yönetimin peşmergelerine teslim olurlar ki zaten bu konuda görüşmelerimiz var dediği, Barzani yönetimi ile görüşmelerimiz var dediği, budur. MİT orada devreye girecektir. Orada ne kadar kişinin silahı ile geldiği, bunlara ne işlem yapılacağı, nerede hangi kampta, Mahmur’da mı, Zaho’da mı, diğer kamplarda mı toplanacaklarını ve sonra bunlara ne işlem yapılacağını MİT orada takip edecektir. Sınır içinde MİT’in herhangi bir işlem yapmasının söz konusu olabileceğini düşünemiyorum. Aynen yol verme olacak. Yani biz görmeyelim, siz çıkın. MİT burada belki de Silahlı Kuvvetlere de müdahale edecek gibi, yani Silahlı Kuvvetlere yön verme konusunda akil adamlardan istifade edilecek ya da MİT’in adamlarından istifade edilecek. Siz dokunmayın bunlar buradan geçsinler gitsinler. Onlar sınır ötesinden sınırlarımıza girerken Türk askerine görünerek mi girdiler. Dolayısıyla onlar görünmeden girebildiklerine göre yine Türk askerine görünmeden çıkabilirler ama onlar çıkmak istemiyorlar. Bu işi resmiyete bindirmek sureti ile biz bunu yaparız, bir meşru bir taraf, meşru bir devlet pozisyonuna sokmaya çalışıyorlar kendilerini.