Çıkarları çatışan ülkeler mesajlarını farklı yollardan verirler. Mesaj vermenin yollarından birisi de terördür. Terör kim ne derse desin ülkelerin birbirlerine karşı mesaj vermekte kullandıkları en eski araçlardan birisidir.
Türkiye soğuk savaş döneminde SSCB’nin kullandığı ideolojik; soğuk savaş sonrası da küreselci güçlerin kullanmaya devam ettikleri etnik içerikli bir müdahaleye muhatap olmuştur. PKK bu anlamda soğuk savaş dünyasının Marksist/Leninist/Stalinist ideolojisinin sınıf savaşımı adına mücadele eden terörist bir örgüttü. Asala’nın Türkiye’ye karşı ırkçı/faşist diplomatik katliamlar yapan bir terör örgütünden “Ermeni Soykırım” ını siyasi platformda kabul ettirmek için faaliyet gösteren diplomatik terör örgütüne dönüşmesi gibi, PKK da soğuk savaş sonrasında iflas eden ideolojik mücadelenin ardından değişip dönüşerek, yeni şartlar çerçevesinde etnik/ırkçı/dinsiz bir terör örgütü haline gelmiştir.
PKK; Avrupa’nın “doğu”, Suriye’nin “Hatay”, Yunanlıların “megalo idea”, Rumların “Kıbrıs”, ABD’nın BOP çerçevesinde “Türkiye/Irak/İran/Suriye”, Ermenilerin “Büyük Ermenistan”, İsrail’in “arz-ı mevud” adını verdikleri emelleri için zaman zaman kullandıkları bir aparattır. PKK’yı malum emelleri için kullananlar aynı zamanda onu korumakta ve desteklemektedir.
PKK her anlamda taşeron bir terör örgütüdür. Ancak PKK’yı diğer terör örgütlerinden ayıran en önemli özellik; bir çok ülkeye aynı anda kendisini kullandırma yeteneğinin olmasıdır. Bu anlamda Ermenistan’dan Suriye’ye, Yunanistan’dan Rum yönetimine kadar PKK’yı kullanmayan hiçbir ülke kalmamıştır. PKK’yı daha önce Türkiye’ye karşı kullanan bir çok ülke bugün PKK’nın hedefi haline gelmiştir. Özellikle Türkiye’ye karşı daha önce PKK’nın hamiliğini yapmış olan İran ve Suriye’nin bugünkü tavrı, bu yönü itibarıyla ibret vericidir. PKK’nın son zamanlardaki en büyük organizatörü ise ABD’dir. PKK, terörist eylemlerini artık ABD silahlarıyla yapıyor. ABD, PKK’yı İran’a karşı kullanma karşılığında Türkiye’ye karşı korumayı da üstlenmiş gibi gözüküyor. ABD, Türkiye’nin arka bahçesinde dilediği gibi tasarrufta bulunabilmek için Türkiye’yi içeride PKK ile bloke etmeye çalışıyor. Diğer ülkelerin tutumu da benzer özellik taşımaktadır.
PKK çok açıktır ki, yalnız Türkiye’ye karşı değil bölgenin küresel denetim altına alınması için bölge ülkelerine karşı devreye sokulan büyük bir projenin aracıdır. Kimi zaman ABD adına Suriye’ye karşı, kimi zaman da aynı odak adına İran’a karşı kullanılmaktadır. PKK, bölgedeki bütün etnik ve dini yapılar aleyhine kullanılma kabiliyeti en yüksek olan bir mekanizmadır. PKK’nın malum lideri derdest edildiğinde, sözde savaşım verdiği Türkiye’ye bile “beni kullanın” diye adeta yalvardığı bilinmektedir.
PKK, emperyalizmin emrine ve hizmetine bütün hatlarıyla dahil olmuş bir örgüttür. Bu nedenle herhangi bir etnik çıkarla ilgisi yoktur.
PKK’nın bütün eylemleri Türk, Fars, Arap ile Kürt’ün bir arada yaşayamayacağını kanıtlamaya yöneliktir. Dolayısıyla PKK: Türkiye, İran, Suriye gibi ülkelere karşı karıştır/ayrıştır stratejisi yürütmek suretiyle İsrail/İngiliz/ABD’nin bu ülkeleri bloke etmekte kullandığı kanlı bir sopadır.
PKK bölgede ABD, İngiltere ve İsrail’in hedefleri için kullanılan adi bir araçtır. Emperyalizmin küresel hedefleri için, bölgede uygun ortam ve şartlar yaratmakla görevlidir! PKK’yı içeriden destekleyen herkes bu oyuna gelmektedir!
