PKK teslim olmuyor, teslim alıyor!

Öcalan, “AKP benim istediklerimi yapıyor!” diyordu ya, ne kadar doğru söylediği iyice netleşmeye başladı.
Cezaevindeki tecrit hali kaldırılıyor, bunu isteyen Öcalan’dı. Belli sayılar ve seçilmiş görevliler halinde PKK’lıların dağdan inmelerini isteyen de Öcalan’dı, zaten bütün gazete ve televizyonlar bu inişleri “Öcalan’ın talimatı ile” diye haberleştirdi, devletten, küçük harfle de olsa, bir itiraz gelmedi.
İtiraz gelmediği gibi bu işlerin alttan alta “Öcalan-devlet diyaloğu” ile kotarıldığına dair bir itirafı Cumhurbaşkanı Sayın Gül, “Devlet, kamuoyunun bilmediği çok önemli çalışmalar yapıyor” diyerek TRT’de itiraf da etti.
Hani devlet terör örgütü ile masaya oturmazdı? Devlet teröristle pazarlık yapmazdı?
Oysa bütün bunlar olmuş ve kim bilir daha neler oldu ve daha neler olacak.
Öyleyse biz, “PKK teslim oluyor” diyemeyiz, bütün göstergeler bize, PKK’nın teslim olmadığını aksine PKK’nın teslim aldığını gösteriyor. Neyi, neleri ve kimleri teslim aldığını izanınıza bırakıyoruz. Hangi Mehmetçiğin ve hangi Kürt vatandaşımızın kanına girdiği belli olmayan militanların sınırda törenle karşılanmaları da, teslim olanın ve teslim alanın kim olduğunu iyice düşünmemizi gerektiriyor bence.
Bu konuda yazacak çok şey var amma biz bu bahsi burada noktalıyor, bu bahisle hiç ilgisi yokmuş gibi duran ama aslında birebir ilişkisi olan bir başka konuya, dün Yeniçağ’da yer alan “Büyük Ermenistan haritası” na dikkatlerinizi çekmek istiyoruz.
Evet, daha önce de Türkiye’nin neredeyse 5’te birinin koparıldığı bir “Büyük Kürdistan haritası” çıkmıştı ortaya. Her iki haritanın da çizildiği ülke tabii ki, ABD. ABD deyince o haritaları çizenleri lise talebeleri, komplo teorisi hastası gazeteciler yahut uç ve uçuk siyasetçiler falan sanmayınız, işin içinde CIA var, Pentagon var, yani ABD’nin ta kendisidir o haritaları çizenler.
Laf olsun diye mi derseniz, hayır, laf olsun diye değil, hayata geçsin diye çiziyorlar deriz, çünkü aynı haritalar Sevr başta olmak üzere defalarca bu milletin önüne kondu, konulmaya devam ediyor.
Sakın ola ki, yok öyle bir şey demeyin, derseniz size, “Türkiye o Büyük Kürdistan haritasına evet dese, buna ABD başta olmak üzere itiraz eden bir tek Batı ülkesi bulunur mu?” diye sorarız, bu sorumuza “Evet, falan ülke itiraz eder!” diyebilir misiniz? Diyemezsiniz.
Öyleyse o haritalar Türk milleti yeterince uyutulamadığı ve Türk ordusu ile kapışma göze alınamadığı için hayata geçmemiştir ama o haritalardan vazgeçilmiş de değildir.
İyi de “Büyük Ermenistan” ve “Büyük Kürdistan” haritaları Kürtler sevildiği, Ermenilere âşık olunduğu için mi, yoksa, “Türkiye’nin önünü kesmek ve bölgedeki nimetlerden vazgeçmemek için mi üretiliyor?” sorusunun cevabı nedir?
Bu sorunun cevabı açıktır ki üçüncü şıktır.
Batı, Kürtleri düşünseydi katletmeleri için Saddam’a kimyasal silah vermezdi, Ermenileri çok sevseydi Ermeniler bugün açlıktan ölmezdi.
Zaten iki haritayı yan yana koyduğumuzda Büyük Kürdistan’ın Büyük Ermenistan’a, Büyük Ermenistan’ın da Büyük Kürdistan’a tecavüz ettiği apaçık görülmektedir.
Niçin?
Tabii ki o gün geldiğinde bu sefer de bu iki gurubu birbirine düşürmek ve bu kavgadan nemalanmak için...
Şu bir gerçek ki Türk insanı, Türk milleti ve Türk devleti Ermeni’yi de, Kürdü de, Yahudi’yi de bir batılıdan çok daha iyi anlar, sever, sayar, esirger..
Çünkü Türk milleti, dün de dediğim gibi, “İnsan millet” tir..

Yazarın Diğer Yazıları