PKK çekilmiyordu ki çekilmeyi durdursun

KCK Başkanı Cemil Bayık 5 Eylül’de bir açıklama yaparak, “AKP Hükümeti üzerine düşeni yapmıyor. Savaşmak istiyor. Bundan dolayı geri çekilmeyi durdurdu. Eğer asker bize operasyon düzenler ise çatışırız” dedi. İkinci Açılım Sürecinin ilk günlerinde PKK’nın Suriye iç savaşının sonunu görmeden asla AKP Hükümeti ile pazarlıkları bitirmeyeceğini değişik vesileler ile kaydetmiştim. Bu konudaki tespitlerimi ve Türkiye’nin PKK’yı aşmak için alması gereken önlemleri devlet yetkilileri ile de paylaştım. AKP Hükümeti İkinci Açılım Sürecini günü kurtarmak, Başbakan yardımcısı Bülent Arınç’ın ifadesi ile “ya tutarsa” diyerek geçirdi.
Bu süreçte, AKP Hükümeti PKK’ya taviz vermeye devam etti. Yürürlükteki kanunlar PKK’lılara karşı uygulanmadı. PKK’ya Türkiye Cumhuriyetini yendiği hissi verildi. Güneydoğu Anadolu’da “T.C. askerinin ne zaman çekileceği” tartışmaları günlük konuşmaların konusu oldu. PKK, “geleceği temsil etmeye” başladı. Güya PKK’nın terörist unsurları Kuzey Irak’a çekileceklerdi. PKK çekilmediği gibi yeni katılımlar ile dağlardaki PKK’lı sayısında İkinci Açılımın başlamasından sonra yüzde 100 artış gerçekleşti.
PKK kentlerde belediyeler aracılığı ile Türkiye Cumhuriyetine paralel KCK devleti inşa etmeye başladı. İçişleri Bakanı Muammer Güler bir basın açıklaması ile PKK’yı paralel devlet inşa etmemesi konusunda uyardı. (Aslında PKK’nın yaptığı Kosova’da Arnavutların yaptığına çok benziyor. Bu ayrı bir inceleme konusu ve 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü bu konu üzerinde çalışıyor.) Ancak, PKK eylemlerini ve girişimlerini engelledikleri takdirde “barışı provoke eden” durumuna düşeceğini gören asker ve polis PKK eylemleri karşısında sırtını çevirmeye devam ediyor.
Bütün bunlar olurken, AKP Hükümeti kapsamlı bir etnikleştirme paketi üzerinde çalışmaya devam ediyor. Bazı adımlar paket açılmadan atılıyor. Anadolu Ajansı Kürtçe yayına başladı. Devlet kurumları olan üniversiteler arasında Kürtçe eğitimin Latin harfleri ile mi Arap harfleri ile mi yapılması gerektiği tartışılıyor. Muş Üniversitesi rektörü Arapça, Van Latin, Mardin Latin harfleri ile Kürtçe eğitim yapalım diyorlar. AKP, TBMM Anayasa Komisyonunda “Türkiye Cumhuriyetinin dili Türkçedir” şeklindeki ifadeye verdiği desteği çekti ve BDP ile aynı çizgiye oturdu. Eylül sonunda açıklanacağı söylenen etnikleştirme planının halkta yaratacağı tepkinin üzerini örtmek için kamu da türban serbestliği gibi hususlarda pakete konulacak. İskenderpaşa Cemaatinden bir dostum, “Bu türban ne kadar büyük olursa olsun, bu rezaleti örtmez” diyerek, durum tespiti yaptı.
Bütün bunlara rağmen PKK neden huzursuz? Zaman PKK lehine işliyor. PKK hiçbir şey yapmasa bile süreç PKK’nın lehine gelişiyor. Bu sorunun cevabı Ortadoğu’daki özellikle de Suriye’deki gelişmeler ile ilgili. Suriye’nin Amerikan operasyonundan sonra parçalanmaya doğru yaklaşma ihtimali de büyük bir ihtimal. Bugün üstünlüğü ele geçirmiş olan Suriye ordusu eğer ABD-İran pazarlığından yeni bir sonuç çıkmaz ise Amerikan bombardımanı sonrasında isyancılar karşısında ele geçirdiği üstünlüğü kaybedebilir.(http://www.21yyte.org/arastirma/suriye-krizi-izleme-merkezi/2013/09/05/7198/suriyede-perde-arkasinda-pazarlik-olabilir-mi) Bu da Suriye’nin yıllar süren bir bölünmüşlüğe itilmesi anlamına gelecektir. PKK, böyle bir durumda Kuzey Suriye’de halen Cezire, Kobani ve Kürt Dağı bölgesi olmak üzere üç parçadaki hakimiyetini bütün Kuzey Suriye’ye yaymak için elinden geleni yapacaktır. Şu anda bu bölge ile Türkiye arasındaki sınır ortadan kalkmış durumda. Türkiye-Irak sınırının Irak tarafında devletsiz bir bölge var. Suriye-Türkiye sınırının iki tarafında da devletsiz bir bölge oluşmuş durumda. Sınıra binlerce kişilik kaçakçı grupları ile saldırılırken, PKK’da Türkiye’ye silah sokmaya devam ediyor. PKK böyle bir kaos ortamının kendisini daha güçlü kılacağını, AKP Hükümetinden masada daha fazla talepte bulunabileceğine inanmaktadır. Üstelik önümüzdeki yıllarda gerçekleşecek 3 seçimde PKK’ya Hükümet karşısında başka bir baskı aracı vermektedir.
AKP Hükümetinin dış politikada kendisini yalnızlaştıran bir siyaset izlediği gerçeği de Kandil’de yakından izlenmektedir. Bu durum PKK tarafından kendi lehine bir gelişme olarak kaydedilmektedir. Bundan dolayı, Cemil Bayık, zaten gerçekleşmeyen geri çekilmeyi durdurduğunu ilan etti. Bundan sonraki aşama bir PKK şok saldırısı ile İkinci Açılım Sürecine resmen son vermesi olacak.

Yazarın Diğer Yazıları