Pes yani!
Dün, (4 temmuz) ABD’nin kuruluşunun 223’üncü yıldönümü idi.
Türk İtfaiye Teşkilatı’ndan bile 72 yaş küçük olan “vahşi devlet” ABD’yi temsil eden sembol, biliyorsunuz, New York’un hemen girişindeki Özgürlük Heykeli’dir.
Peki, bu Özgürlük Heykeli’nin Türk halkının cebinden çıkan paralarla yapıldığını biliyor musunuz?
Ben önce eğitimci yazar Mahiye Morgül’ün, “Sicil Referansı Bozuk Çıktı” başlıklı yazısının girişini size aktarayım, varın siz karar verin, Özgürlük Heykeli’nin Türk halkının cebinden çıkan paralarla yapılıp yapılmadığının öyle herkes tarafından bilinip bilinmediğine... “Egemen Bağış, basından öğrendiğimize göre, Los Angles’te demiş ki,” diye başlıyor Morgül, şöyle devam ediyor:
“- Partimin sicili özgürlük heykeli kadar sağlam. Bilmiyor ki, Özgürlük Heykeli’nin ası adı ASİYA idi, o bizim kızımızdı, onu bizden alıp götürdüler, onu Fransız masonları top gibi Amerikan masonlarının kucağına attılar.”
Evet, işin aslı budur.
Gelin hikâyeyi yerimizin elverdiği ölçüde özetleyelim.
1860’lı yıllardır.
İçişlerinde bağımsız olan Osmanlı toprağı olan Mısır, Kavalalı Mehmet Ali Paşa sülalesinden “Hidiv” unvanlı valiler tarafından yönetilmektedir ve zamanın valisi Said Paşa Süveyş Kanalı’nın açılması için Fransız Mühendis Ferdinand de Lessep’e hazırlattığı projeyi Osmanlı Hükümdarı Abdülmecid’e sunar. Projenin bir maddesinde de işte bugün ABD’yi temsil eden o Özgürlük Heykeli’nin yapımı vardı. Firavunlar zamanının giysilerine bürünmüş bir kadın şeklinde olacak ve elinde Asya’nın ışığının Mısır’dan geldiğini sembolize eden bir meşale tutacak olan Heykel, Kanal’ın Akdeniz’e açıldığı yere dikilecekti.
Said Paşa ve proje mühendisi Ferdinand de Lessps heykelin yapımını Fransa’nın tanınmış heykeltıraşlarından Frederic Aguste Barthold’iye sipariş ettiler ve Bartholdi heykelin yapımına hemen başladı. Heykel yapıladursun biz kanal hikayesine kaldığımız yerden devam edelim. Arkasında Fransa’nın olduğu bu projenin Akdeniz ve Hindistan’daki hakimiyetine sekte vuracağını gören İngiltere Abdülmecit’e projeye onay vermemesi için baskı yapar amma Said Paşa İstanbul’un tasdikini beklemeden projenin hayata geçirilmesi için bir şirket kurulmasına izin verir. İngiliz baskısı üzerine İstanbul projeyi 12 yıl onaylamadı. 1863’te Said Paşa öldü, yerine geçen İsmail Paşa Fransız değil, İngiliz taraftarıydı. İşi bir an önce bitirmek isteyen Fransa, İsmail Paşa döneminde, projeyi onaylaması için İstanbul’a daha fazla baskı yapmaya başladı ve sıkışan Sultan Abdülaziz 19 Mart 1866’da yayınladığı bir fermanla Kanal’ın yapımına izin verdi.
Vermekle kalmadı.. Mısır’ın Kanal Şirketi için yaptığı dış borçları devlet garantisi altına aldı. Yetmedi, Kanal Şirketi hisselerine Osmanlı hazinesinden büyük paralar yatırdı.
İşte ABD’nin Özgürlük Heykeli bu paralarla yapıldı. Yontucusu, Frederic Aguste Barthold idi.
Heykelin sipariş edildiği şirket Demir Çelik Kralı Fransız Yahudi’si Eiffel’e aitti.
Mankeni Sınger dikiş makinelerinin kurucusu Yahudi Isaac Sınger’in dul eşi Isabelle Eugeine Boye’den başkası değildi. Heykel tamamlandı lâkin Said Paşa’nın sipariş ettiği, parası Osmanlı hazinesinden çıkan bu heykeli yeni vali İsmail Paşa, istemedi.
Dedi ki:
“- Burası Müslüman bir ülkedir, burada kadın heykeli istemiyorum.”
Öyle de oldu.
Yahudi Eiffel parasını Osmanlı’dan aldığı heykeli, madem Mısır’a dikmiyorsunuz öyleyse size vereyim diyerek Osmanlı’ya teklif etmedi.
Deyim yerindeyse adeta üzerine yattı.
Ve ABD’nin 100. kuruluş yıldönümünde, utanmadan, kendi malı imiş gibi New York Belediyesi’ne hediye etti.
İşte bizim “Pes yani!” dediğimiz bu gasptır.
Neyse..
Heykelin kaidesinin yapılması için New York’ta bir bağış kampanyası düzenlendi, ilk bağışı “World” adında bir gazete çıkaran Macar göçmeni Yahudi Jozeph Pulitzer yaptı, bu Pulitzer, daha sonra verilecek olan Pulitzer ödüllerinin kurucusu Pulitzer’di.
İşte ABD Özgürlük Heykeli’nin hikâyesi bu..
Parası senin benim cebimden çıktı..
Çünkü, Osmanlı’nın borçlarını sen, ben, Cumhuriyetin çocukları olarak ödedik.
Öyleyse o heykel yani Amerika’nın özgürlüğü bile bizimdir..
Yani her an istenir ve geri alınabilir...