Peki o Kin Kapısı ne olacak?
Mazluma bu kadar zulmedilmez ve zalime bu kadar arka çıkılmaz. İnsanın olup bitenlere inanası gelmiyor amma işte o inanılmaz şeyler bir bir oluyor maalesef. Görünen o ki Heybeliada Ruhban Okulu, Rum Patriği Bartholomeos’un istekleri ve tabii ABD ve AB’nin destekleri, destek de ne kelime, direktifleri ile açılacak.
Niçin “direktif” diyoruz, çünkü bu talebin hiçbir makul, hiçbir geçerli tarafı yok. İhtiyaçtan desek, ihtiyaçtan değil, Türkiye’nin çıkarları bunun böyle olmasını gerektiriyor desek, tam tersine, bu Türkiye’nin içine yeni bir fitne, yeni bir ayrışma, yeni bir mozaikleşme tohumu atmanın ta kendisi.
AB’ye bakıyoruz, Türkiye’ye ihtiyacı var. ABD’ye bakıyoruz, Türkiye olmazsa ne Irak’ta, ne Afganistan’da adım atabilecek gibi değil. Rusya Türkiyesiz elsiz ayaksız gibi, İsrail Türkiye’ye muhtaç ve mecbur ve üstelik Türkiye askerî bakımdan dünyanın en hatırı sayılır birkaç ülkesinden biri, ekonomi elbette bu milletin Kurtuluş Savaşı’nı verdiği günlerin çok çok üstünde bir imkânlar alanı, hal böyleyken, nasıl yönetiliyoruz ki, Rum’undan Ermeni’sine, Patrikhane’sinden bölücü örgüt PKK’sına kadar herkes Ankara’dan devamlı bir şeyler alıyor, Ankara’dakiler de sürekli her isteyene her istediğini veriyor, bunu adı da, “Çözümsüzlük çözüm değildir” ve “Kazan kazan” formülü oluyor! Kaybettiklerimizi sayıp duruyoruz Allah rızası için şu kazandıklarımızı da biri çıkıp söylese.
Denilecektir ki, ordu siyasetten elini çekiyor, çeteler çözülüyor ya, daha ne arıyorsunuz.
Bu cevap bile Kıbrıs Rum Kesimi’nin adanın tamamı adına AB üyesi yapılması, Ermenistan sınır kapısının açılmasına ramak kalması, PKK ile masaya oturulması, Irak’ın kuzeyindeki devletçiğin tanınması, İsrail’e verilen tavizler, ABD için nükleer bir çöplük haline gelmemiz ve Anadolu’nun bu ülke için bir savaş gemisi haline getirilmesi, Brüksel kanunlarının Türkiye Büyük Millet Meclisi Kanunları’ndan üstün tutulması ve Heybeliada Ruhban Okulunun Patrik’in dayattığı şartlarda açılacak olması karşılığı ordunun siyasetten elinin çekilmesi anlamına gelir ki, bundan Türkiye’yi yönetenlerin kendi ordusuna karşı dış güçlerle işbirliği yaptığı anlamı çıkar. Yani “Kazan kazan” diye pazarlanan dış politikanın karşı tarafın “kazandıklarına” karşılık Türkiye’nin “kazandıkları” kefesine demokratikleşmenin konulması iddia ve kabul edilemez, kabul edilirse, bunun karşılığının ne olduğunu, Allah korusun, söylemek bile istemiyoruz.Evet, Heybealiada Ruhban Okulu açılacak, hükümet bu karara varmış, bugün bu kararın Türk insanına kabul ettirilmesinin psikolojik savaş safhasındayız.
Biliyorsunuz Mora isyanında on binlerce Müslüman Türk katledilmişti. Bunu biz söylemiyoruz, İngiliz Tarihçi W. Allison Philipis söylüyor:
“- Üç gün boyunca zavallı Türk yerleşimciler bir vahşiler güruhunun şehvetine, zulmüne teslim edildiler. Ne cinsiyet ne de yaş yönünden bir esirgeme yapıldı. Kadınlar ve çocuklar öldürülmeden önce işkenceden geçirildiler. Kıyım öylesine büyük ölçüdeydi ki çete reislerinden Kolokationes’in kendisi bile, kasabaya girdiğinde, ‘Yukarı Hisar Kapısı’ndan başlayarak atımın ayağı hiç yere değmedi’ demektedir. İlerlediği zafer kutlama töreni yolu, Türk cesetlerinden bir halı ile döşenmişti!”
İşte bu vahşetin ve diğerlerinin arkasında Patrikhane’nin olduğu bütün belgeleriyle ve uluslararası gözlemcilerin şahitliğinde ortaya kondu ve işin müsebbibi patrik Gregorius yargılandı, Patrikhane’nin Orta Kapısında asıldı. Olaydan sonra gizli olarak toplanan patrikhane yönetimi ise aynı yerde eşdeğer bir Türk devlet adamı asılana kadar kapının kapalı tutulması kararı verdi. Kapı, Cumhuriyet dönemine kadar zincirliydi, sonra, kaynaklandı.
Patrikhane o kapıyı hâlâ açmıyor amma Hükümet işte bu Patrikhane’de ve o kapıda bir Müslüman Türk’ü asmak için yemin edecek papazların yetiştirileceği okulu açma kararı vermiş bulunuyor.
Dün Bartholomeos’un faaliyetleri ve Patrikhane’nin Kin Kapısı için demediğini bırakmayan yandaş basın bugün Hükümetin kararını halka benimsetmek için nasıl takla atıyor, görün, görün de, ezberlerinizi bozarak Türkiye’de nelerin olup bittiğini yeniden bir değerlendirin bakalım.