Peki, MHP Türkiye’yi nasıl yönetir?
20 Mart 2015'de Yeniçağ'da çıkan “MHP Türkiye'yi Yönetemez!!!” başlıklı yazımızda AKP tarafından özellikle kararsız seçmene yönelik olarak sürdürülen AKP psikolojik harekatını ele almıştım. Bu psikolojik harekat/propaganda yaklaşımının özü, “evet, AKP'den memnun olmasanız da biz iyi-kötü Türkiye'yi yönetiyoruz, oysa MHP hiç yönetemez, özellikle de ekonomiyi yönetemez” şeklindeki psikolojik harekatı ortaya koymaktı. MHP'nin de haklı olarak AKP'nin devleti ayağa düşürdüğü, PKK'nın ülkenin bir bölümünde devletleştiği bir dönemde Türk Milletine ağırlıklı olarak beka tehdidini anlatması, ısrarla devletin bir yıkım sürecine sürüklendiği konusunu gündemde tutması, AKP'nin psikolojik harekatını bir kısım seçmende başarılı kılmıştır. Ancak Haziran 2015 seçimleri yaklaşırken, MHP Yönetimi anlaşılan Türk ekonomisinin yönetimi konusunda da çok etkili isimleri sahneye sürmeye hazırlanmaktadır.
Eski Merkez Bankası başkanı Durmuş Yılmaz, ekonomi bürokrasisinin önemli isimlerinden Erhan Usta, İş dünyasından Erkan Haberal, TÜGİAD Başkanı Ali Yücelen gibi isimlerin MHP'den aday adayı olması, ekonomi dünyasının MHP'ye olan ilgisini göstermektedir. Bu seçimlerde MHP'nin bütün seçimlerden daha fazla ekonomi konuşacağı anlaşılmaktadır.
Türkiye'nin ekonomik olarak da neden MHP iktidarına ihtiyaç duyduğunu MHP'den aday adayı olan TÜGİAD Başkanı Ali Yücelen'in (Ali Yücelen'i hiç tanımadığımı ifade edeyim) açıklaması açık bir şekilde ortaya koymaktadır. Ali Yücelen, Türk iş dünyasının acılarını şu şekilde dile getirmektedir: “Türk işadamlarının bugün Libya'dan kovulduğunu; Türkiye'nin Suriye'de, Mısır'da, Yemen'de diplomatik temsilciliğinin bulunmadığını ve hatta asırlardır Türk toprağı olan Mısır'dan yük taşımacılığında kullanılan araçların bile zorlukla geçebildiğini belirterek; “Türklüğün çekildiği yerlere yeniden dönebilmesini sağlayacağını düşündüklerime bir katkı vermek istiyorum. Bu amaçla Milliyetçi Hareket Partisi'nden aday adaylığını ilan ediyorum.”
Aslında MHP'nin oluşmasına hiçbir katkısı olmadığı yılların birikimi olan ekonomik krizi kucağında bulduğu bir dönemde, en zor ekonomik koşullarda, Türkiye'nin tarihinin en büyük depremlerinin ardından, MHP'nin ekonomi ile ilgili bakanlıklarının büyük bir başarıya imza attıkları ortadadır. Ancak bu konuda MHP kendisini yeterince anlatamamıştır. MHP, milliyetçiliğin zengin bir millet istemek ve milletin zenginleşmesi için çalışmak olduğunu gösterecektir. MHP, zengin bir milletin güçlü bir devleti olur inancı ile milletin zenginleşmesi için çalışacaktır. MHP Türk ekonomisini 12 seneden buyana devam eden ve ülkemizin geleceğini ipotek altına alan dış borç/cari açık/rant ekonomisi ekseninden kurtararak üreten ve yüksek teknolojiyi hedefleyen bir ekonomik zemine oturtacaktır. MHP, yardıma ihtiyaç duyan yurttaşlarına Türk Milletinin kaynaklarından yapılan soygunları engelleyerek daha etkili ve adil bir şekilde yardım edecektir.
Öte yandan MHP öncelikle AKP Hükümetleri tarafından “yere düşürülmüş devleti yerden kaldırarak” işe başlayacaktır. PKK'ya teslim edilen kamu düzeni yeniden tesis edilecektir. Karakollarına sığınan polis tekrar sokaklara hakim olacaktır. Kışlalarından çıkması yasaklanan jandarma ve asker tekrar dağlarda hakim olacaktır. Büyük şehirlerimizde sokaklarda terör estiren PKK çetelerine polis gerektiği gibi davranacaktır. Üniversitelerimiz PKK çetelerinin ini olmaktan çıkarılacaktır.
MHP yönetiminde adalet sistemi o partinin, bu partinin veya şu cemaatin arka bahçesi olmayacaktır. MHP, “Adalet Mülkün Temelidir” anlayışı Türk adalet sistemine tekrar hakim kılınacaktır. AKP döneminde tahrip edilen Türk adalet sistemi yeniden tesis edilecektir. MHP iktidarında Emniyet Genel Müdürlüğüne tekrar “Türk Polisi” diye rahatlıkla hitap edilebilecektir. MHP iktidarında Türk ordusuna yönelik casusluk, sızma ve psikolojik savaş faaliyetlerine izin verilmeyecektir.
MHP, Türkiye'yi komşuları ile çatışmaya sokan, yalnızlaştıran, Türk Milletinin değil, AKP'nin çıkarlarını takip eden dış politikayı da değiştirecektir. MHP iktidarında Türkiye dünya ve komşuları kavga eden, gerilimler yaşayan bir Türkiye değil, “Yurtta Sulh, Cihanda Sulh” ilkesi ile birlikte çalışan bir ülke olacaktır. Türk dış politikası, ideolojik bir yaklaşım ile bir siyasi partinin menfaatlerine kurban edilmeden hayattan kopuk idealler zemininde değil, gerçekçi dış politika anlayışı ile bütün Türk milletinin ve devletinin menfaatlerin gerçekleştirmeyi hedef alarak şekillendirilecek ve yürütülecektir.
Özetle, Türkiye MHP iktidarında aklı başında bir devlet olarak yönetilecektir. Bugün Ankara'da yapılacak olan MHP Kongresi, MHP'nin 7 Haziran seçimlerinden sonra Türkiye Yönetimine taşıyacağı kadroların belirginleşeceği kongre olacaktır inşallah.