Payitaht İl Başkanı; Ama hangi partinin?
AK Parti İstanbul İl Başkanı, kendisini aynı zamanda "Osmanlı İmparatorluğu'nun payitahtının il başkanı" olarak da gördüğünü söylemiş.
İşaret ettiği dönemde ne AK Parti, ne de içinden geldiği söylenen "Millî Görüş" partileri mevcut değildi. Acaba, İstanbul İl Başkanı'nın, kendilerinin "selefi" varsaydığı Osmanlı dönemi siyasi partisi hangisi?
Hangi siyasi partinin "payitaht il başkanı" olarak görüyor kendisini?
***
Prens Sabahattin'in, Ahrar Fırkası'nın mı?
Derviş Vahdeti, Hacı Mehmed, Hacı Kazım, Saidi Nursi'lerin İttihad-ı Muhammedi Fırkası'nın mı?
Mevlanzade Rıfat'ın, Radikal Avam Fırkası'nın mı?
Kürt Şerif Paşa'nın, İslahat-ı Esasiye-i Osmaniye Fırkası'nın mı?
***
Ama niye "muhalif" olsun ki?
Kendisi, iktidar partisinin İstanbul İl Başkanı olduğuna göre, bu denklik şartı içinde değerlendirmek, -herhalde- bu zeminde aramak gerekir o günkü muadilini.
Seçenekler belli;
Ya Hürriyet ve İtilaf, ya İttihat ve Terakki!
***
Genel Başkanı'nın bugüne kadar verdiği birçok demeçte, bir dönem MHP'yi, bir dönem CHP'yi kast ederek, "Biz İttihat ve Terakki'nin izindekilere rağmen bu mücadeleyi yürütüyoruz" dediği, Genel Başkan Vekili'nin daha geçenlerde İttihat ve Terakki'yi "Milletten kopuk, tepeden inmeci, Jakoben" diye nitelendirdiği bir siyasi partinin selefinin, Enver, Talat ve Cemal Paşa'ların, ve dahi Mustafa Kemal'in İttihat ve Terakki'si olma ihtimali bir hayli zayıf gibi…
Bu durumda, selef, Damat Ferit'in, Ali Kemal'in, Mustafa Sabri'nin, Said Molla'nın, Refi'i Cevad'ın Hürriyet ve İtilaf Fırkası mı?
***
Hani şu;
Hem İngiliz Muhipleri Cemiyeti'ne, hem de Teali İslam Cemiyeti'ne üye olan, "mütareke payitahtı"nda şeyhülislamlık yapan, Mustafa Kemal ve arkadaşlarının idam fetvasını yazan, Nemrut Mustafa Divanı'nın, Ermeni Patrikhanesi'nin yalancı şahitlerinin ifadelerine dayanan hükmünce idam edilen Boğazlıyan Kaymakamı -Millî Şehit- Kemal Bey'in idam fetvasını yazan, Şeyh Sait'i koruyup kollayan, İngiliz gemisiyle kaçtığı Yunanistan'da Türklük'ten istifasını sunan Mustafa Sabri'nin fırkası olan…
"Memleketimizin hâl ve istikbalini kurtaracak yegane çare İngiliz himayesidir. Millet, zamanı geçmeden bu himayeyi istemelidir" diye açık açık İngiltere'nin Türkiye'nin idaresini ele almasını isteyen, İngiltere'yi "İslam aleminin dostu ve hakiki yardımcısı" ilan eden, Kemal Bey, idam sehpasından, "Ecnebi devletlere yaranmak için beni asıyorlar. Eğer adalet buna diyorlarsa kahrolsun böyle adalet" diye haykırırken, cellatlara, "Söyletmeyin bu alçak herifi!.. Hemen asın bu köpeği, ne duruyorsunuz itoğlu itler" diye çullanan, İngiliz Muhipleri Cemiyeti'nin de başkanlığını yapan, İngiliz ajan Rahip Frew'e yazdığı "jurnal ve iş birliği" mektupları, hem millî mücadeleye karşı girişilen isyanların hem de "Kürdistan" fitnesinin kimler eliyle organize edildiğini ortaya koyan Sait Molla'nın fırkası olan…
Hemen her gün "Türkler kendi güçleri ile adam olamaz. İngilizler elimizden tutarak bizi kurtaracak", "Vatanını seven bütün Osmanlılar, İngiliz taraftarıdır" diye yazılar döşenen, Kaymakam Kemal Bey'in cenaze töreninden sonra, "Devletin resmî üniformasını taşıyan bir sürü haydut, devlet tarafından asılmış bir haydudun cenazesine karışarak kargaşa yaratmışlardır. Bunların da yakalanarak, cenazesine katıldıkları haydudun akıbetine uğratılması gerekmektedir" yazan Refi'i Cevad'ın fırkası olan…
Bütün musibetlerin sebebinin "Kurtarıcı Ferit Paşa yerine Mustafa Kemal'in ardından gitmek" olduğunu savunan Ali Kemal'in fırkası olan…
İşgalcilerden "Türkiye'nin İngiliz mandasına alınmasını", "Mustafa Kemal'in üzerine ordu gönderilmesini" isteyen, İngilizlerle "Türkiye İngiliz mandasında olmasını, Bağımsız bir Kürdistan'ın teşkiline engel olunmamasını, Müslüman ülkelerde hilafetin manevi kuvvet ve yetkilerinin İngiltere lehine kullanılmasını, Osmanlı'nın Mısır ve Kıbrıs üzerindeki bütün haklarından feragat etmesini, Her vilayete İngiliz konsolos atanmasını ve bunların valilerin müşavirliğini yapmasını, Seçimlerin bu İngiliz müşavirlerin kontrolünde yapılmasını, Bağımsız bir Ermenistan'ın kurulmasını, Boğazlar'ın İngiliz kontrolünde olmasını, Milli cereyanların İngilizlerin oluşturacağı bir zabıtayla bastırılmasını" öngören gizli bir anlaşma imzalayan Damat Ferit'in fırkası olan…
Bu Hürriyet ve İtilaf mı?
***
Maazallah!
Duyan gören de, Atatürk'ün ismini de, cismini buharlaştıran politikaların, ara ara su yüzüne çıkan Montrö, Lozan alerjilerinin, ümmeti millete yeğ tutan anlayışın perde arkasında böyle bir tarihi şuuraltı olduğunu zannedecek!
"İstanbul İl Başkanı" olmak iyidir iyi; ne gerek var "payitaht" işlerine girip de suyu bulandırmaya şimdi!