Patlayan Brüksel balonunun ardından...
Başbakan Recep Erdoğan’ın Brüksel’de şişirdiği balon, döner dönmez patlatıldı. Bağımsız yargıyla alakalı AB sözcülerinin Türkiye’deki safların gazlandığı gibi ikna edilemediği ortaya çıktı. Geride bırakmak üzere olduğumuz haftada Strazburg’ta Avrupa Konseyi ve Denetim Komisyonu’nun toplantıları vardı.
Denetim Komisyonu 2013 raporunda Türkiye ile ilgili oldukça ciddi uyarılarda bulunmuştu. Başbakan Erdoğan’ın Brüksel ziyareti ve AB sözcülerinin peş peşe yaptığı uyarıların ardından “süreç” havasını merak ettim. Toplantılara katılan CHP Genel Başkan Yardımcısı ve sözcüsü Haluk Koç’u Fransa’da Türkiye’ye dönmeden yakaladım. Gizli yapılan denetim komisyonu toplantısından sonra Haluk Koç, normalde 4 yılda bir yayınlanan Türkiye denetim raporunun erkene alınabilme ihtimalinden bahsetti. Avrupa’nın Türkiye’ye “şu anda” bakışını konuştuk Haluk Koç ile. İşte o söyleşiden;
* Strazburg izlenimlerinizi
almak isterim.
“Burası tabii kendi gündemi ile ilgili. Türkiye yok, Ukrayna olayları bir miktar daha önemli. Sadece Denetim Komisyonu’nda bu monitoring dediğimiz ülkelerin demokrasi statülerini değerlendiren bir komisyon var. Orada Türkiye denetim sonrası ülke konumunda değerlendiriliyor. Son gelişmeler orada ele alındı. Onun toplantıları kapalı oluyor. Sadece o komisyonun üyeleri katılabiliyor. Orada Türkiye ile ilgili değerlendirme oldu. Biz de muhalefet partisi olarak kendi görüşlerimizi ifade ettik yaşananlarla ilgili. İktidar partisinden de Reha Denemeç Bey görüşlerini ifade etti. Denetim Komisyonu, Türkiye’deki son gelişmeler ile ilgili raportörün ağzından bir duyuru yayınladı. O duyuru da; Türkiye’nin demokrasisin hukuk devleti kuralları ile paralel yürümesi gerektiği, yapılabilecek hukuk düzenlemelerinde yargı bağımsızlığının temel alınması ve bunun için de Avrupa Komisyonu’na bağlı olan Venedik Komisyonu’nun önerilerinin, kriterlerinin gündemde olmasını talep ettiklerini içeren sistematik siyasi, diplomatik bir bildirisi yayınlandı. Yani herkes takip ediyor süreci.”
* Süreç derken somutlandırmak
gerekirse.
“Denetim Komisyonu’nun gündeminde olduğu için Türkiye, Türkiye ile ilgili gelişmeler zaman zaman bunun toplantılarında oraya katılan bir iktidar, bir muhalefet milletvekilinin görüşlerine başvurularak değerlendiriliyor. Türkiye raportörü de bir Fransız sosyalist senatör, Bayan Josette Durrieu, bu çerçevede görüşlerini söylüyor. Türkiye’nin denetim raporu geçen sene 2013’de Nisan ayında yayınlanmıştı Avrupa Konseyi’nden. Tekrar böyle bir süreç yok ama gelişmeler nasıl bir hal alır, 4 yılda bir yazılıyor rapor tekrar daha erken bir süre çalıştırılır mı onlar takiple ortaya çıkabilecek gelişmeler.”
* Komisyondaki genel hava neydi?
“Genel hava ağırlıklı olarak buranın temel konuları demokrasi, insan hakları, özgürlükler bağlamında üye ülkeler ile ilgili gelişmeleri değerlendiriyor. Bu hafta ağırlıklı konu genel kurulda Ukrayna’daki gelişmeler çok ciddi tartışmalara sebep oluyor. Çünkü Ukrayna resmen siyaseten ikiye ayrılmış durumda. Bir yanda Rusya’nın baskısı, Rusya’ya yakın ülkelerin veya o çerçevede hareket edenlerin talepleri Ukrayna üzerinde ve onlarla ilgileniyor onlar da. Bir yandan da AB ile ilgili bloke edilen, süreçten rahatsız olan Rusya Federasyonu’nun bugünkü etki alanının dışında kalmak isteyen eski Sovyet ülkelerinin tavırları. O çerçevede ağırlık. Tabii genel olarak enerjiydi, hukuk devletiydi, demokrasiydi diğer konular da paralel olarak yer alıyor.”
* Reha Denemeç nasıl
savunabildi iktidarını?
“O toplantı gizli bir toplantı” ...
* Genel bağlamı ile...
“Çok az zaman kaldı Sayın Denemeç’e öyle söyleyeyim. Daha çok ben konuştum. Sayın Denemeç’e çok az bir zaman kaldı. Denemeç çok uygar bir kimlik. Kendi çerçevesinden söylemesi gerekenleri söyledi.”
* Komisyonu ikna edebildi mi?
“Komisyon sadece fikir alışverişi. Karar verici bir sonuçta toplanmıyor komisyon. Gündeminde sadece Türkiye’deki gelişmeler ile ilgili yarım saatlik bir bölüm zaman ayırmışlardı. Türkiye ile ilgili rapor geçen sene çıktı. Daha erkene de alınabilir gelişmeler bu şekilde olursa bundan sonraki rapor bakımından söylüyorum. ”
* Avrupalılarla özel sohbetleriniz oluyordur mutlaka. Onlardan bir şeyler aktarabilir misiniz?
“Oluyor tabii şu şekilde; yolsuzluk boyutunda orasının da hassas olduğu bir şey. Ama daha tam intikali anladığım kadarıyla yeterli değil. Sayın Başbakan’ın Brüksel temasları bununla ilgili onu söyleyeyim; AP Başkanı Martin Schulz bir konuşma yaptı. 145 dakikalık soru cevaptı ama orada bir bölüm vardı Türkiye ile ilgili. Türkiye Başbakanı Erdoğan da geldi. Siyasi parti liderleriyle, başkanları ile Brüksel’de görüştü. Ama hepsinin söylediği AB standartlarının kendisine hatırlatıldığı konusunda bir vurgu yaptı konuşmasında.”