Partizanca!
MERAK EDİLEN YENİ YAYIN DİLİNİN İŞARETİNİ VERDİ:
PARTİZANCA!
Dört saat boyunca, ne idüğü belirsiz,kışkırtıcı, bilgi saptırıcı, hedef kirletici birinin tehdit, tahrik ve hakaretlerini izleten TRT, soru işaretleriyle dolu olan güvenilirliği ve saygınlığını kendi elleriyle yok etti.
“Haberden biraz anlayanlar, TRT’nin yaptığı haberciliği övüyor.” TRT dün sabah 09.00 haberlerinde, Tuncay Güney’le yayınlanan röportajı bu cümleyle savunuyor. Pervasız ve saldırgan. Galiba böyle bir savunma devlet televizyonunda ilk defa yaşanıyor.
Tuncay Güney dolandırıcılıktan yargılanıyor. Ruhsatsız silah, sahte nüfus cüzdanı bulundurmak, otoya sahte plaka satıp takmak, köy arazisini sahte belgelerle ele geçirip satmak, suç işlemek üzere çete oluşturmak suçlarından hakkında açılan dava ağır ceza mahkemesinde.
Adam herkesi suçluyor, ne eski genelkurmay başkanı bırakıyor, ne muhalefet lideri, herkese bir kulp takıyor. AKP, pardon TRT için bulunmaz bir hazine.
Bu yayınla TRT suç üstü yakalanıyor. AKP borazanı olduğunu ilan ediyor.
TRT Ergenekon’un savcısı
Son dakika geçiyor: TRT Ergenekon’un savcısı.
Kendisine yöneltilen eleştirilere karşı, abilerinden öğrendiği saldırgan üslupla cevap veriyor. “Haberden biraz anlayanlar ” diyerek, Tuncay Güney’in saçmalıklarına karşı çıkan cümle alemi, “bunlar bir halttan anlamıyor” diye suçluyor. Bu yayın ve bu savunma üslubundan sonra, TRT işportaya düşüyor. Zaten soru işaretleriyle dolu olan güvenilirliği ve saygınlığını kendi elleriyle yok ediyor.
TRT son dakikayı, herhalde hakkında açılacak davalarda geçirecek. Bundan sonra şok haber mahkeme salonlarında
TRT 09.00 haberleri bütün iletişim okullarında ders olarak okutulması gereken malzeme ile dolu. Haber nasıl çarpıtılır, nasıl taraf olunur, örneklerine emsalsiz katkılar.
Tayyip Erdoğan’ı solladı
TRT IMF’den yeni bir ekibin Türkiye’ye geleceğini bildiriyor:
“Sayın seyirciler IMF’den yeni bir misafir bekleniyor.”
Bu misafir denilen IMF, Tayyip Erdoğan’ın “bizim ümüğümüzü sıkmalarına izin vermeyeceğiz” dediği IMF değil mi?
TRT, partizanlıkta ve taraf olmakta Tayyip Erdoğan’ı bile solluyor...
Yalçın Doğan / Hürriyet
*****
Gazetecilik yapan TRT’ye öneri
TRT’nin yayın politikası değişmiş meğerse. Artık gazetecilik yapacaklarmış. Tuncay Güney’in canlı yayında konuştururlmasının nedeni de buymuş. Demek ki bundan sonra TRT ekranlarında Deniz Feneri soygununu, yolsuzlukları, hükümetin bazı bakanlarının insanın aklını zorlayan icraatlarını da izleyebileceğiz.
Mesela önümüzdeki hafta yayınlamak üzere TRT Haber müdürlüğüne bir önerim var: “Filistin’e bunca yıldır yapılan yardımlar nereye gidiyor” konulu bir haber dosyası olsun bu. Nasıl olup da bugüne kadar yüzlerce milyon doları bulan yardımlara rağmen Gazze’de, Ramallah’ta içecek bir bardak temiz su zor bulunuyor?
Bu konuda danışmanlık için Mercümek’i, Yimpaşçıları, Deniz Fenercileri arayabilirler. İlginç bir haber olur o zaman...
Mehmet Y. Yılmaz / Hürriyet
*****
Müptezel bir parti kuruluşu
TRT her dönemde iktidar baskısına uğradı. Her dönemde iktidarın borazanı olmakla suçlandı. Ama hiçbir zaman böylesine katıksız bir borazan görünümü almadı. TRT artık devlet değil, bir parti kuruluşudur. Hem de en müptezelinden. Bir süredir programları yandaş basının taraflı kalemlerine yaptırıyor, zaten partinin sesi gibi çalışıyordu. TRT 2’de Tuncay Güney adlı provokatöre ekranı saatlerce açarak provokasyonun da sesi oldu.
Birileri bu ruh hastasına ciddi bir nitelik vermek istiyor. TRT 2’ye çıkarılması da onun hezeyanlarına ciddi ve inandırıcı bir nitelik verme atağıydı. TRT’nin yaptığı, o anlatımlara itibar kazandırmaya çalışmaktır... Halktan toplanan paralarla yayın yapan TRT halka ve demokrasiye yönelik bir provokasyona alet oldu sonuçta. Genel Müdür Şahin resmen suç işledi...
Melih Aşık / Milliyet
*****
“Tetikçi” kimmiş anladınız mı şimdi
Abdullah Gül’ün açıklaması mahçuptu, çekingendi, üstü örtülüydü, bu yüzden anlamadınız. Cumhurbaşkanı; “(.....) Birçok insanın ismi sorumsuz şekilde TV ve gazetelerde gündeme gelmekte ve onlar zan altında bırakılmaktadır... Yargıyı ve hukukun işleyişini baskı altına alacak davranışlardan kaçınmalıyız...” dedi...
Bana mı dedi? Sizleri yağlayan, yücelten, yandaşınız olan, uçağınıza binip çanak sorular soran, yemek sofranıza katıldıktan sonra Ergenekon davasında hangi dalganın ne zaman geleceğini, kimin göz atına alınıp kimin tutuklanacağını; sızdırılmış bilgilere sarılarak yazanlara dedi.
Anladınız mı şimdi! “TETİKÇİ” kimmiş!
Bunlar tamamı gizli ve açık sizin propagandanızı yapanlar. Sizin yandaşlarınız; yazı, haber ve TV sohbet toplantılarıyla “Ergenekon Davası’nda hukukun işleyeşini ve yargıyı baskı altına alacak” türden “tetikçi gazetecilik” yapıyorlar. Ne olduğu belirsiz; provakatör, ajan, kışkırtıcı, bilgi kirletici, hedef saptırıcı, hem Hazreti Muhammed’e, hem Musevi havrasında haham olup Hazreti Musa’ya terbiyesizlik eden birini TRT televizyonunda “sayın...” hitaplarıyla, iltifatlarıyla 4 saat konuşturdular. Sizin gazetecileriniz. Uçağınıza bindirdikleriniz. Sofranıza çağırdıklarınız. TRT’ye müdür yaptıklarınız.
Bırakmıyorlar Ergenekon davası, “hukukun üstünlüğü ve yargının bağımsızlığı zedelenmeden” yürüsün. Sizin “tetikçiler” Türkiye’nin darbelerden arınmasının değil Ergenekon üstünden sizin propagandınızı yapma peşindeler. Kardeşiniz Cumhurbaşkanı bile “uyarı yapmak...” zorunda kaldı.
Anladınız mı şimdi! “TETİKÇİ” kimmiş!
Necati Doğru / Vatan
*****
İbrahim Şahin’e teğet geçiyor
Ergenekon için çırpınan TRT’nin bir numarası, Susurlukçuyla adaş iyi mi?
TRT’ci arkadaşlardan rica ediyorum, lütfen İbrahim Şahin’le ilgili haberleri de verin. Korkmayın karışmaz. Biri normal bıyıklı, biri badem.
Yılmaz Özdil/Hürriyet
*****
Tahrik ediyormuş
Taha Akyol, TRT’nin Tuncay Güney’i canlı yayına çıkarmasının ’habercilik heyecanının ürünü’ olduğunu yazmış. Güney gibi ilginç biri “ister istemez haber heyecanını tahrik ediyor”muş! Güney sadece gazetecileri değil, yargı ve güvenlik güçlerini de tahrik ediyor. Sorun da bu değil mi Taha Amca; nasıl oluyor da devletin kurumları böyle bir provokasyona alt ediliyor?
Tele-muayene konferansı
Büyüteç programını sunan İbrahim G. Sarı Yeni Şafak’a yaptığı açıklamada “Gazetecilik refleksiyle, kamuoyunun Güney hakkında doğru kanaate ulaşması için 3 saat yayında tuttuğunu” söyledi. Sanırsınız toplum olarak psikiyatri diploması sahibiyiz, muayene için, telekonferans usulü heyeti toplandık, Güney’e rapor yazacağız. TRT’nin yeni işlevi ‘tıbbi tanı koymak’ mı?
‘Görevli’yi alladılar pulladılar
TRT’ye tepki gösterenlerden İlhan Selçuk, Cumhuriyet’te “Ergenekon soruşturmasında hareket noktası olan Tuncay Güney’in hokkabaz değil görevli olduğunu, bu nedenle de iktidarın aynı anda hem Güney’in ve Ergenekon tertibinin yanında” olduğunu yazdı. Selçuk, Güney’in TRT’de ağırlanmasını ‘dış destekli bir planının militanının allanıp pullanması’ olarak yorumladı.
Neydi,
ne oldu?
Strasbourg’ta Avrupa Konseyi TRT muhabiriydim. Dönemin Strasbourg Büyükelçisi “TRT’ye geçtiğim haberlerden memnun olmadığını” söyledi ve devam etti:“Bundan sonra TRT’ye haber geçmeden önce bana göstereceksiniz. Eğer onaylarsam servis edebilirsiniz. Anlaşıldı mı?”
Cevap verdim:“Bu isteğinizi yerine getirmeyeceğimi bilmenizi istiyorum. Anlaşıldı mı?”
Büyükelçi, “Günah benden gitti. Sizi TRT Genel Müdürü’ne şikayet edeceğim”dedi. Cevabım;“TRT, özerk bir kurumdur.” oldu.
Büyükelçi, gerçekten beni şikayet etmiş. Haber Dairesi Başkanı Doğan Kasaroğlu telefonla aradı; “Büyükelçinin şikayet mektubu yazdığını, TRT Genel Müdürü Adnan Öztırak’ın -TRT’nin özerk olduğunu, TRT muhabirlerinin büyükelçilerden emir almayacağını, haberlerinin sansür edilemeyeceğini büyükelçiye bildirin- dediğini” söyledi.
TRT işte buydu.
Yıllar içinde ne yazık ki, özerklik mevzileri tek tek düştü. İktidarların eli TRT’nin üzerinde oldu.
Tuncay Güney’in TRT 2 ekranında ağırlanışı bağlamında bu anıyı yansıtmakta fayda gördüm.
Güneri Civaoğlu / Milliyet
*****
İzlenme oranını patlatmışlar ya...
Mehmet Altan Tuncay Güney yayınının, TRT’nin izlenme oranını patlattığını söyleyip, “TRT resmi bir kanal olup ilgi mi çekecek, yoksa reyting çekici, daha aktif bir yol mu izleyecek? Yayın politikasını ne belirleyecek?” diye sormuş. Bu sorunun cevabı “kamu yararı” olabilir mi?
*****
MİNİ YORUM
Gazetecilik kısır döngüsü
TRT “devletin televizyonu” kimliği ile tartışmanın odağı. Yayını, devleti hala devam eden bir soruşturmanın tarafı olarak konumlandırdığı için. TRT’nin Tuncay Güney provokayonuna alet olduğu geceyi hiç yaşanmamış sayalım. Medya kuruluşları, iş, sanat, siyaset ve spor dünyasının patronlarının PR ajansı gibi inşa edildikleri ve özel kalem memurluğu, tetikçilik, çantacılık, iş bitiricilik gibi yandallarda uzmanlaşmış gazeteciler(!)in istihdamından vazgeçilmediği sürece “tehdit, hakaret ve tahrik”in habercilik olarak tanımlanması devam etmeyecek mi? Siyasi iktidar, yönetim aracı değil, saltanat amacının adı oldukça, günü geldiğinde lehine çevirebileceği bu kaygan zemini tuzlamaya, cesaret eden çıkar mı dersiniz?