Partilerin seçim avantajları ve dezavantajları (I)

7 Haziran seçimlerinden bugüne kadar yapılan farklı anketlerden, 1 Kasım genel seçimlerin tekrarında, Meclis aritmetiğinin değişmeyeceği gözleniyor.

Siyasi partilerin iki aylık sürede, 7 Haziran seçimlerinde halkın vermiş olduğu mesajları iyi okuyup-okumadıkları, Meclis başkanlık seçimlerindeki tutumları, koalisyon görüşmelerindeki ciddiyetleri, önemli ölçüde kendileri için artı veya eksi puan oluşturdu. Kalan iki aylık sürede de kayıpları veya kazançları olacaktır. Ekonomik gidişatta beklentilerden farklı bir mucize de olabilir. Bu nedenle bugünkü kamuoyu yoklamalarının tamamı rafa kalkabilir.

Yapılan kamuoyu yoklamalarının da ışığında, siyasi partilerin avantajları ve dezavantajları nelerdir? Bu avantaj veya dezavantajlarını nasıl yönetebilirler?

AKP ile başlarsak, AKP'ye en büyük zararı, taraflı medya veriyor.

AKP'yi her şart altında farklı bir gerekçe bularak destekleyen, adeta kör parmağım gözüne diyen medya inandırıcı olamıyor. İnsan aklı ile aday edercesine dengeyi bozuyor ve bu nedenle tepki çekiyor.

Koalisyon görüşmelerinde kimin hatalı olduğu anketlerde farklı görünüyor. Seçimde ne kadar etkili olur, net değil. Bununla birlikte AKP koalisyon görüşmelerinde ve bunun kamuoyuna izahı konusunda inandırıcı olamadığı için aleyhte değerlendirilebilir.

Öte yandan, AKAM'ın 24 ilde 1.624 katılımcı ile yaptığı anket sonuçlarına göre, ''Davutoğlu'nun görevi iade etmesinden sonra, Cumhurbaşkanı bu defa hükümet kurma görevini Kılıçdaroğu'na vermeli miydi?'' sorusuna evet diyenler oranı yüzde 67 ve hayır diyenler oranı yüzde 19 çıkıyor.

Ayrıca Cumhurbaşkanı ''Sarayın yolunu bilemeyenlere görev vermem'' diyerek Anayasayı ve teamülleri askıya aldı. Bu durum seçmen tarafından sorgulanacaktır.

Terör olayının maliyeti veya oy getirisi ve bu anlamda MHP tabanından oy alıp almayacağı da net değildir.

Ekonomik sorunlar AKP'nin önünde en büyük engeldir. Metropol'ün 28 ilde 2483 kişi ile yaptığı ankete göre göre, 15 Ağustos 2015 tarihi itibariyle, halkın yüzde 65.7'si ekonominin kötü yönetildiğini, buna karşılık yalnızca yüzde 26.4'ü iyi yönetildiğini düşünüyor.

Seçmenler arasında, yeniden ''AKP tek başına iktidara gelirse, ekonomi düzelir'' diyeceklere AKP'nin 13 yıllık iktidarı ve küresel ekonomik sorunlar engel teşkil edecektir. ''Ekonomiyi bu duruma AKP getirdiyse, yeniden nasıl düzeltir?'' sorusu daha öne çıkacaktır. Buna rağmen geçmişte yüksek kârlar sağlamış kesimler AKP'nin yeniden tek başına iktidara gelmesini istiyor olabilir.

Yine Metropol'ün aynı araştırmasında, "Sizce AKP'nin bu seçimlerde tek başına iktidar olması için yetecek oyu almamasının asıl sorumlusu kimdir?'' sorusunu AKP'ye oy verenlerin yüzde 56.3'ü cevaplamış, yüzde 43.7'si ise cevap vermemiş veya fikrim yok demiştir.

Yalnızca cevap verenleri yani, yüzde 56.3'lük kesimi yeniden hesaplarsak, cevap verenlerin de yüzde 29.84'ü Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı, yüzde 47.60'ı örgütü ve 22.56'sı da Davutoğlu'nu sorumlu tutmuştur. (Aşağıdaki tablo.)

AKP'ye oy vermiş olanların 7 Haziran'da

AKP iktidarı neden kaybetti sorusuna cevapları:

5-011.jpg

Sonuç olarak, 1 Kasım seçimleri, kendi beklentisinin aksine AKP'yi hayal kırıklığına da uğratabilir. (Devam edecek.)

Yazarın Diğer Yazıları