Papaz gitti kriz bitti (mi?)
ABD Başkan yardımcısı Pence, kameraların karşısına geçip rahibin kızına sesleniyordu;
"Sana söz veriyorum baban eve dönecek..."
O sıralarda Cumhurbaşkanı Erdoğan ise; "bu fakir görevde oldukça teröristi alamazsın" diye yanıt veriyordu...
Sonuç ortada...
Rahibin bırakılacağının tarihini, ABD'li gazetelerden öğrendik!
*
Tek adamlık sisteminin Türkiye'ye yaşattığı ne ilk ne de son kriz olacaktır bu...
Yasama-Yürütme ve Yargı'nın tek bir kişinin avucunun içinde olması, o ülkeyi her türlü tehdit ve şantaja açık hale getirir diye defalarca uyardık.
Brunson olayı "Türkiye avucumun içinde" zihniyetinin, onur kırıcı, çarpıcı bir sonucudur.
*
Şu başlıklar yandaşlara ait;
"Ajan Brunson'un PKK bağlantısı deşifre oldu..."
"ABD'nin geri almak uğruna Türkiye'ye ekonomik savaş açtığı ajan Brunson..."
Demek ki neymiş; doları-euro'yu fırlatan, milyonlarca yoksulun son kırıntılarını da elinden alan, şirketlerimizi batıran krizi, Trump, rahibi almak için çıkarmış!
Bu durumda yarından itibaren dolar kurunun eski seviyesine gerilemesini beklemeliyiz...
*
Bilemiyoruz... Brunson belki gerçekten suçsuzdu... Peki, bir kaşık suda neden fırtına kopardınız?
Siz daha başından bu yana "bizde yargı bağımsızlığı vardır, müdahalemiz söz konusu olamaz" demek yerine süreci "papaz pazarlığına" döktünüz...
*
Türkiye, ulusal çıkarları söz konusu olduğunda ABD'ye rest çekecek güçtedir.
Kıbrıs harekatını hatırlayınız...
Dönemin Başbakanı Bülent Ecevit, açık tehditlere ve ambargoya rağmen harekatı yapmış, millet arkasında durmuştu...
Bu büyük mirası "papaz pazarlığınızla" yerle bir ettiniz.
*
Hükümet ve korosu, ekonomik krizin ABD ile olan papaz gerilimi nedeniyle çıktığını söylediler.
Bizler ise; AKP'nin kötü yönetiminin, savurganlığının, üretimi yok etmesi ve hukuk devletini ortadan kaldırmasının krize neden olduğunu söyledik...
Brunson, krizin nedeni değil tetiği olabilir...
Hoca'nın hikayesindeki gibi "yorgan gitti kavga bitti" ise, yarın doların eski seviyesine gerilediği güzel bir güne uyanmalıyız...
***
Türkiye'yi "İmam Hatipleştirme" Projesi!
Devlet yönetimine atayacak liyakatli kadro bulamıyorlar!
Aslında memlekette yetişmiş insan gücümüz var ancak AKP zihniyetine uymuyor!
Bu nedenle askeri üniversiteye tarihçi, Denizcilik Fakültesine kadın doğum uzmanı atıyorlar!
*
Kendi çocuklarını yurt dışında en iyi okullara gönderen Saraylılar, milletin çocuklarını İmam Hatiplere mecbur bırakıyorlar! Çünkü onlara arka bahçeden yetişmiş kadrolar lazım...
Diyanet İşleri Başkanlığı bir taraftan "İmam fazlasını" hastanelere ve üniversite yurtlarına "danışman" atayarak eritmeye çalışırken öte yandan bütçesindeki olağanüstü artışlar devam ediyor...
Bakınız;
Diyanet'in bütçesi önümüzdeki yıl 10.4 milyar liraya çıkarıldı!
Memleketin imam ihtiyacını karşılamak ve insanımıza İslam dinini doğru anlatmak için kurulmuş Diyanet'in bütçesi, Türkiye'de Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı bütçesinin 4 katı!
Ulaştırma Bakanlığı'nın bütçesine denk!
Terör kuşatmasındaki ülkemizin güvenliği için hayati önemde olan Milli İstihbarat Teşkilatı'nın bütçesinin 5 katını, imam yapılanmasına harcıyoruz.
Diyanet'in yalnızca personel ödemesi 6.2 milyar liradan 8.5 milyar liraya çıkarıldı! Yani önümüzdeki yıl da Diyanet, öğretmenler atama beklerken İmam kadrosu açmaya devam edecek...
Bu ülkenin gençlerine ve geleceğine yazık değil mi?
(Yazımı kötüye yoracak beslemelere şunu söylüyorum; Cehennemin taşlarını döşeyenler İslam dinini paraya- siyasete alet edenlerdir)
*
Dervişin fikri neyse zikri de odur...
Bana bütçeni söyle sana kim olduğunu söyleyeyim...