Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Hüseyin Macit YUSUF
Hüseyin Macit YUSUF

Papadopulos'un kuklası olduk...

KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ile Rum Yönetimi lideri Papadopulos, 5 Eylül’de, BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Temsilcisi Michael Möller’in çalışma ofisinde biraraya gelecekler.
8 Temmuz 2006’da, iki lider arasında imzalanan Gambari Mutabakatı’ndan sonra, bugüne kadar herhangi bir görüşme gerçekleşmezken,söz konusu mutabakata göre kurulması gereken komiteler ve çalışma grupları herhangi bir varlık göstermemişken, Papadopulos her fırsatta ben Talat ile görüşmem, O bir barikatı açacak kararı bile veremez, ben olsa olsa Türkiye ile görüşürüm diye tutturmuşken, şimdi bu görüşme ne anlama geliyor?
Faşist Eoka’cı Papadopulos, KKTC Cumhurbaşkanı Talat’ın görüşme maksadıyla yaptığı sayısız çağrıyı reddetmiş; olumsuz tavrıyla Gambari sürecinin de çalışmamasını sağlamıştı. Şimdi ne oldu da Papadopulos Talat’la görüşmeyi kabul etti? Her fırsatta KKTC Cumhurbaşkanı Talat’a ’sahte Devletin, sahte Cumhurbaşkanı’ diye hakaret eden Papadopulos şimdi Talat’la görüşerek neyi amaçlıyor?
Papadopulos, Kıbrıs sorununa çözüm bulmak amacıyla değil, sadece kendi kişisel çıkarlarını düşünerek bu görüşmeyi kabul etmiştir. Bilindiği gibi Şubat 2008’de Rum tarafında Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Papadopulos yeniden adaydır. Papadopulos iç siyasi kaygılarla ve hesaplarla, bir diğer deyişle ’seçim yatırımı’ yapmak ve yeniden seçilmesinin önünü açmak için Talat’la görüşmeyi kabul etmiştir.
Papadopulos’un, 5 Eylül’de Talat’la yapacağı görüşmenin ardından, New York’a giderek BM Genel Kurul çalışmalarına katılacağı ve orada başta BM Genel Sekreteri olmak üzere, BM Güvenlik Konseyi’nin 5 daimi üyesinin Dışişleri Bakanları ile de görüşeceği duyurulmuştur. Papadopulos New York’taki bu temaslarında, Kıbrıs sorununa çözüm bulmak konusunda ’masadan kaçan taraf olmadığını’, bir yılı aşkın bir süredir noktasına virgülüne dahi dokundurmadığı, uzlaşmazlığı yüzünden hiçbir gelişmenin yaşanmadığı 8 Temmuz Gambari mutabakatı konusunda elinden geleni yaptığını; Kıbrıs’lı Türk vatandaşlarına daha iyi bir gelecek hazırlayabilmek için bütünlüklü bir çözüm bulma arayışlarına devam ettiğini ve edeceğini yalanını söyleme imkanı bulacaktır. Hatta daha da ileri giderek Talat’la yaptığı görüşmelerden sonuç alınmasının mümkün olamayacağını, çözüme ancak sözde Kıbrıs Cumhuriyeti ile Türkiye arasında yapılacak görüşmelerle ulaşmanın mümkün olduğu savsatasını da yutturmaya çalışacaktır.
Papadopulos’un Kıbrıs sorununu çözmek gibi bir çabası, düşüncesi ve niyeti yoktur. AB’ye tek yanlı, adil olmayan ve uluslar arası anlaşmaların hilafına üye yapılan Rum Yönetimi, Kıbrıs Türklerinden gaspettiği ’Kıbrıs Cumhuriyeti’nin tek meşru hükümeti’ statüsüyle elde ettiği gücü, yeniden Kıbrıs Türkleri ile paylaşmak istememektedir.
Rum tarafı, yıllardır yaptıkları gibi ’masadan kaçan taraf olmamaya’özen göstererek, Türk tarafını uzlaşmaz olarak suçlayarak ve bu kandırmacayla da dünyanın desteğini alarak sorunu zamana yaymaya çalışmaktadır.
Rum tarafının tek çözüm olarak gördüğü, sözde Kıbrıs Cumhuriyeti’nin mevcut üniter yapısının devamıdır. Ruma göre, Kıbrıs’lı Türkler isterlerse ’bireysel eşit’ olarak bu üniter yapıya katılabileceklerdir. Osmosis yoluyla Türkleri eritme politikası işte budur. Yoksa iki bölgeli-iki toplumlu bir federasyon konusundaki göstermelik yaklaşımları, adayı Helen yapma siyasetlerinde, Enosis’e ulaşmada, bir ’ara hedeftir’.
KKTC Cumhurbaşkanı Talat’ın ’Gündemi’ dahi olmayan, zamanlama bakımından oldukça elverişsiz bir dönemdeki 5 Eylül görüşmeleriyle Papadopulos’a önemli kozlar verdiği ortadadır.
Tasarlanan 5 Eylül görüşmelerinde, KKTC Cumhurbaşkanı Talat, usta bir diplomatik manevrayla, Kıbrıs Türkü için Annan Planından daha kötü sonuçları ihtiva eden, Ankara’dan habersiz imzaladığı, Gambari Mutabakat’ından bizi kurtarabilir ve Kıbrıs Türkü için daha olumlu yeni bir süreç başlatabilirse, Papdopulos’un oyunlarına alet olmayacak ve kuklası olmaktan da kurtulabilmemiz mümkün olacaktır.

Yazarın Diğer Yazıları