Özürlü özür
Üç yıl önce 38 farklı ülkeden 663 kişiden oluşan, 8 gemilik bir konvoyla Gazze’ye insani yardım götüren gemilerden birisi olan Türk bandıralı Mavi Marmara gemisine İsrail askerleri 31 Mayıs 2010 tarihinde baskın yaparak birisi Amerikan vatandaşı sekiz kişiyi öldürmüşlerdir. İsrail askerleri sekiz gemiye de baskın yapmışlar ama herhangi bir dirençle karşılaşmamışlar, sadece Mavi Marmara gemisinde çatışma çıkmış ve insanlar ölmüştür. AKP iktidarının dışında hiçbir hükümet vatandaşlarının ve gemilerinin maruz kaldığı muameleden dolayı İsrail ile sorun yaşamamışlardır. Başbakan Erdoğan, sorun çıkartmak için adeta olayın üstüne atlamıştır. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmalarına rağmen, bu İslamcı militanların Türk halkını ve Türk devletini temsil etme kalitesi ve kabiliyeti yoktur. Mavi Marmara olayının Türk devleti ve Türk milletinin çıkarlarıyla da bir ilgisi yoktur. Beynelmilel İslamcıların bir organizasyonudur. İsrail devleti de Türk milletine karşı bir operasyon yapmamıştır, dolayısıyla bu olayda aşağılanan Türk milleti değil, beynelmilel İslamcılardır. Başbakan Erdoğan, İsrail özrünü Türk milleti adına değil, İslamcı militanlar adına kabul etmesi gerekir.
Başbakan ve yandaşları İsrail özrünü siyasi bir zafer olarak göstermektedirler. Primitif toplum ve insanların en önemli özelliklerinden birisi, duygularını sessizce yaşayamamalarıdır. Abartılı ve görgüsüzce afişe etmeleridir. İsrail geçmişte birçok defa çeşitli ülkelerden benzer nedenlerle özür dilemiştir. Örneğin, 20 Ocak 2010 tarihinde MOSSAD ajanları İngiliz pasaportuyla Dubai’ye girerek Hamas liderlerinden Mahmmud El Mabbuh’u öldürmelerinden sonra İngiliz hükümeti pasaportlarının izinsiz ve bir cinayet için kullanmalarından dolayı çok rahatsız olmuşlar ve İsrail, İngilizlerin kızgınlığını sakinleştirmek için özür dilemiştir. Londra belediye başkanı, Ankara belediye başkanının yaptığı gibi başbakanını tebrik için afişler asmamıştır. İsrail, askerlerinin Temmuz 2011’de sınırda Mısır askerlerini öldürmesi üzerine 12 Ekim 2011 tarihinde Mısır’dan özür dilemiştir. Kahire belediye başkanı afiş astırmamıştır. İsrail 1967 yılında Araplarla yaptığı altı gün savaşında yanlışlıkla ABD’nin Liberty adlı gemisini vurmuş ve ABD’den özür dilemiş ve ABD yönetimi sevinç çığlıkları atmamıştır. Özür’ü kutlama geleneği AKP’ye özgüdür.
İsrail üç yıl sonra niçin özür diledi? Bu özrün iki temel nedeni vardır, birincisi bölgesel nedenler, İran ve Suriye sorunlarının artık bir karara bağlanması gerekiyor, bölgesel bir güç olan Türkiye gibi bir ülkenin bölgedeki gücü ve ağırlığı dikkate alındığında İsrail, Türkiye ile sorunlu olmak istememiştir. Bu bağlamda, AKP’nin barışmadan sonra İsrail ile bölgesel işbirliğini abartmaması gerekir. İkinci temel nedeni; İsrail’in, daha önce olduğu gibi Konya’da kendi savaş uçakları için eğitim uçuşlarına tekrar başlama ihtiyacı, zira İsrail küçük bir ülke olduğundan savaş uçaklarının eğitimi için yeterli genişlikte topraklara sahip değildir. İsrail yıllardan beri NATO tatbikatlarına ve faaliyetlerinin bir kısmına katılmak istemekte, ancak NATO’da kararlar oybirliği ile alınmaktadır, AKP iktidarı Filistinlilere şirin gözükmek için İsrail ile işbirliğini kabul etmiyor, aynı şekilde OECD üyesi olan Türkiye bu örgüte üye olmak isteyen İsrail’in üyeliğini engelliyor. İsrail bu özür ile Türkiye nezdinde çıkarlarını korumak ve AKP’nin uluslararası engellemelerini kaldırmak istemektedir. Eğer ortada bir akıl ve rasyonellik varsa bu İsrail’e aittir. İdeolojik ve ilkel davranarak ülkesinin çıkarlarını gözetmeyenlere değil.