Özentisiz büyük adam; Demirel
17 Haziran 2015'te Merhum Süleyman Demirel'i kaybetmiştik. 18 Haziran da Babalar Günü...
Baba bizim toplumumuzda velinimettir, yavruları uğruna her türlü fedakarlığı seve seve yapan, karşılık beklemeyen yiğit adamdır. Meydanlar, Merhum Demirel geldiğinde "Baba" sesiyle inlerdi.
Demirel'i kaybedeli tam iki yıl oldu. O'nun Türk siyasetindeki ağırlıklı yerini, devlet adamlığı kimliğinin değerini, zekasını, hazır cevaplılığını, olumlu, yapıcı, birleştirici kişiliğini özlüyoruz.
S. Demirel çok iyi araştırılması, değerlendirilmesi ve üzerinde ciddiyetle durulması gereken bir şahsiyettir.
Merhum Demirel, 1960 askeri darbesinden sonraki buhranlı, fırtınalı dönemde politikaya girdi. Merhum Suat Hayri Ürgüplü'nün Başbakanlığındaki hükümette Başbakan Yardımcısı oldu. Sonra Başbakanlıkları başladı.
Devletin röntgenini çekti
Ben kendisini DPT'de tanıdım. Son derece sakin; adeta çelikten çekilmiş sinirlere sahipti. Fevkalade denilmeye layık bir dikkatin sahibiydi. Hiçbir ayrıntı gözünden kaçmazdı.
Demirel ailesi örnek bir muhabbet iklimi içinde idi. Nazmiye Hanımefendi bazı günler Başbakanlığa gelir, kendisinin kullandığı arabasıyla Süleyman Beyefendi'yi eve götürürdü. Bu Türkiye için bir ilkti. Nazmiye Hanımefendi, Süleyman Beyefendi'nin dinleneceği, sevgi ve şefkatle dirileceği bir yuvanın sıcak iklimini sağlamayı hayat gayesi bildi. Güniz Sokak'taki eve Sn. Demirel'in emriyle gündüz, gece, saat 2'de, 4'te, 5'te çok gittim. Ceketli, kravatlı, ayakkabıları ayağında, tam bir devlet adamı ciddiyeti ile huzuruna kabul eder, sorularını yöneltir, cevaplarımızı dinlerdi
27 Mayıs Darbesi yapıldığında Demirel, Ordu Donatım Okulu'nda öğrencidir. Askerler "Türkiye Ortadoğu Amme İdaresi Enstitüsü"ne "Merkezi Hükümet Teşkilatı"nın yeniden düzenlenmesi ile ilgili bir rapor hazırlanması görevi verir. O tarihte Doç. Dr. olan Mümtaz Soysal Proje Müdürü, Süleyman Demirel de Genel Koordinatör olarak tayin edilir. Projede üç bin kişi çalışır. Bu çalışmanın içinde bulunmak Merhum Demirel'e devletin röntgenini vermiştir. Ağır ve masraflı çalışan bir Devlet Teşkilatı karşısında Demirel'in hızlı, verimli çalışan bir "Devlet Planlama Teşkilatı" modelini tasarladığını anlıyoruz. Nitekim Başbakanlıkları döneminde bu modeli dikkatle uygulamaya koymuştur. Karar gücü gerektiren bütün konular, fonlar DPT bünyesinde toplanmıştır. Merhum Demirel'in %7 kalkınma hızına ulaşılan Başbakanlığı döneminde bu planlama modeli itici güç olmuştur.
Tarım sektörüne büyük önem ve ağırlık veren Demirel, kalkınmayı tarıma dayalı sanayi olarak düzenlemiştir. Ticaret Bakanlığı bünyesinde yer alan kooperatif birlikleri tarım sektörünün kooperatifleşmesinde, üreticinin eline para geçmesinde önemli görevler üstlenmiştir.
Taban fiyatlarının tespiti, alım bedellerinin T.C. Ziraat Bankası şubelerine ulaştırılması dikkatle takip ettiği konulardır. Merhum "kendi kendisine yeten 7 ülkeden biriyiz" diyerek kıvanç duyardı. Demirel'in kendi kendine yeten Türkiye'sinden, 126 ülkeden tarım ürünü ithal eden Türkiye'ye geldik! İnsanları sabırla dinlemek Demirel'in temel özelliğidir. Bu özellik Cumhurbaşkanlığı döneminde, o zaman sayısı 60 olan üniversitelerin rektörleri ile her yıl bir kere yaptığı toplantılarda da ön plana çıkmıştır. Söz konusu toplantılarda, rektörlerin kendi üniversiteleri ile ilgili dert, sıkıntı, şikayetlerini dikkatle dinler, toplantıya katılan uzmanlarının aldığı notları değerlendirerek çözüm çareleri üretirdi.
Kimliğini hiç kaybetmedi
T. Odalar Birliği, T. Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonu, Türk- İş, T. Ziraat Odaları Birliği kendi mensuplarının sorunlarını çözmek, siyasi iradeye bunları ulaştırmak, kamuoyu desteği sağlamak için çalışmalar yapmak gayretindeydi.
S. Demirel, 4 ayda bir masanın etrafında meslek kuruluşlarını toplayarak, toplantıya katılmasını istediği DPT uzmanları ile birlikte bu konuları ele alıyordu
Merhum Demirel, Atatürk'ün millet hayatındaki değerli yerini bilen bir insandı. Kadınlarımızı layık olduğu yere yücelten Atatürk bir asır devam eden Türkiye'nin nereyi hedef alması gerektiği tartışmalarına son vermiş, Batı medeniyetini hedef olarak seçmiştir.
Eğitim sisteminin kültür malzemesi millîdir. O'nun Millî Eğitime verdiği hedef; "Bizim insanımızı yetiştirmek" olmuştur.
Bu yolda S. Demirel; cehaletin, köyleri kavuran susuzluğun üzerine yılmayan bir irade ve azimle gitti. Okula, elektriğe suya kavuşan köy sayısı artıkça O çok daha mutlu bir duygu iklimi içine giriyordu. Merhum S. Demirel köyünün saf, temiz, özentisiz kimliğini hiç kaybetmedi. Yaradan'ın verdiği sağlık ve üstün zekayı, çalışma iradesini milletinin emrine, hizmetine cömertçe sundu.
Merhum Demirel'i rahmetle yad ediyor, hepinizin Babalar Günü'nü tebrik ediyorum.
Not: Makalemin ulaştırılması konusundaki teknik sorunları aşmada büyük destek sağlayan Villa Kılıç Otel'in yöneticileri ve tüm personeline teşekkür ediyorum.