Özelleştirme kime ne getirdi?
Et ve Balık Kurumu 1952 yılında kuruldu. 1990 yılında 35 iş yeri vardı. Kurum sayesinde üretici ve köylü malını uygun fiyatla bu kuruma satıyordu. Tüketici de uygun fiyatla et yiyordu. Böylece bazı kötü niyetli aracıların ve stokçuların spekülasyon yapması önleniyordu.
1995 yılından 2004 yılına Et ve Balık Kurumu kadar 19 iş yeri özelleşti. 5 iş yeri devredildi. 3 iş yeri kapatıldı.
Bu sırada fiyat sorunu yaşandı. Et arzında sorun oldu. Hükümet 2006’da bunların bir kısmını yeniden açmak zorunda kaldı.
Et ve Balık Kurumu, piyasayı tanzim eden kamu altyapı yatırımı niteliğinde idi. Bu ve benzer altyapı kurumlarının özelleştirilmesi, halkın lehine mi oldu, aleyhine mi oldu?
Her şeyden önce siyasette ve ekonomide, yapılan ne varsa, toplumun ve insanların refahını artırmak için yapılır. Siyasi iktidarların temel hedefleri toplumun refah düzeyini artıracak politikaları uygulamaktır.
Aslında piyasa ekonomisinin de temel kuralı, hem üreticinin kârını, hem de tüketicinin faydasını en fazlaya çıkarmaktır. Böyle olursa toplumsal refah artmış olur.
Eğer piyasa ekonomisi tarafından görülmeyen sosyal maliyetler varsa veya sosyal yararlar varsa, bunu da devletin görmesi ve bu fayda ve maliyeti içselleştirmesi gerekir. Yani üretici en yüksek kârı sağlarken, başkasına veya topluma verdiği zararları da ödeyecektir. Buna karşılık eğer eğitim gibi bir malın toplumsal yararı varsa bu hizmete de devlet destek verecektir.
Eğer özelleştirmeyi veya özelleştirme karşıtı olmayı slogan haline getirirsek, sonuç alamayız... En iyisi kendi kendimize aşağıdaki sorulara cevap aramaktır... Bulacağımız cevap, bize özelleştirme konusunda daha iyi düşünme imkânı sağlayacaktır.
1) Özelleştirme sonucu üretim artışı oldu mu? Özelleşen kurumlar daha çok mal üretiyor ve daha çok istihdam sağlıyor mu?
2) Özelleştirmeden sonra tüketici daha kaliteli ve daha fazla çeşitte mal alıyor mu? Örneğin daha kolay ve daha ucuz telefon hizmeti alıyor mu?
3) Özelleşen işletmelerde çalışanların ücretleri arttı mı?
Özelleştirme sonucu üretim düştü.
Sümerbank’ta özelleşen 21 fabrikanın 18’inde üretim yapılmıyor.
SEK’in 31 fabrikası özelleşti... 23’ünde üretim yok.
Orüs’ün 20 fabrikası özelleştirildi... 16’sında üretim yok.
Et ve Balık Kurumu’nun 19 iş yeri özelleşti, 9’unda üretim yok.
Neden üretim düştü... Çünkü bu işletmeleri alanların çoğu, işletmeyi kapatıp, arsalarını sattılar ve arsalarından spekülatif kazanç sağladılar.
Örneğin, Manisa Sümerbank Mensucat Fabrikası, Manisa Ortak Girişim Grubu’na 3 milyon 751 bin dolara satıldı. 4.5 ay sonra bunlar da 145 dönümlük arazinin 55 dönümünü KİPA TESCO şirketine 13 milyon 750 dolara sattılar.
Manisa Et ve Tavuk Kombinası, MAY’a satıldı. Firma, makineleri söküp, taşıdı. Araziyi Klimasan’a 2.8 milyon dolara sattı.
Tüketici daha pahalı mal alıyor?
Tüketici ucuz mu, pahalı mı mal alıyor, sorusuna gelince... Maalesef artık özelleşen işletmelerin ürettiği malları daha pahalı alıyor. Telekom da zaten bilindiği gibi özelleşme işleminden kısa bir süre sonra fiyatları artırdı.
İşsizlik arttı...
Özelleşen işletmelerden birçok insan işsiz kaldı. Üretim düştüğü için elbette işsizlik sorunu ortaya çıkacaktır.
Yani buraya kadar, özelleştirme tüketiciye ve üreticiye yaramadı...Halkın refahını artırmadı...
Ancak özelleştirme yoluyla sağlanan gelirler ile kamu açıkları kapatılır... Devlet borçlanmaz... Faiz gideri olmaz... Yerine bedava sağlık ve eğitim hizmeti yapar... Yol yapar... Tünel yapar... Trafik sorunu azalır... Bu yolla vatandaşın refahı artar... Böylece dolaylı yoldan yansımış olur.
Bu yolla özelleştirme ne kadar fayda sağladı. Bunu da yaşayanlar biliyor. Kendilerinin değerlendirmesi gerekir.