“Oylar Ekmel’e, hainleri tekmele”

Öğlen 12’den iftara kadar üç şehir, üç şehirde de belediye ziyaretleri, üç şehirde de sivil toplum kuruluşlarıyla buluşma, Edirne’de Selimiye’de namaz, Kırklareli’de şehir gezisi; Ekmeleddin İhsanoğlu’nun tek güne sığdırılan Trakya turu tıka basa doluydu. Bir de sıcağı, nemi, orucu ekleyin; haliyle zor oldu.
Az zamanda yapılması gereken çok iş olunca, “temposunu etkileyebilir” endişesiyle oruç tutmaması telkininde bulunmuş ekibi İhsanoğlu’na. Velakin ikna etmek mümkün olmamış. İhsanoğlu, sağlık sorunu yaşamadığı sürece seferi de olsa orucunu bırakmamaktan yana.
İkna edememişler dedim ama genelde “ayak direyen” bir tarzı yok İhsanoğlu’nun gördüğüm kadarıyla. Eleştirileri hem dinlemeye hem de gereğini yerine getirmeye açık yapısı. Kampanya tanıtım toplantısında “kağıttan okuması” çok eleştirilmişti, gün boyu kağıt almadı eline mesela. Metinden konuşmadı. Konuşmalarını gittiği yerdeki izlenimlerine göre güncellemeye çalıştı.

***

Coşku derseniz...
İhsanoğlu gelmiş diye izdiham oluşmadı; kimse görmek için birbirini ezmedi açıkçası. Ama bu, -bölgenin nabzını tutanlar bilir- Trakya’nın sonuç konusundaki rahatlığıyla alakalı. “2010 referandumunda da böyleydi. Herkes yazlıklarındaydı. Mitinglere katılım zayıftı ama sandıktan güçlü bir “hayır” çıktı. 10 Ağustos’ta da yüzde 70’in altına düşmez Trakya’nın İhsanoğlu’na desteği...” diyor hem “sokaktaki vatandaş”, hem onun teşkilatmış hali olan “sivil toplum kuruluşları”, hem de buradaki yerel basın mensupları.

***

“Bu yazlık, sahil, deniz, kumsal işi hesapları bozmasın” diyorum.
CHP Kırklareli Milletvekili Turgut Dibek “Ekmeleddin Bey’in adaylığının henüz açıklandığı günlerde, kimi partililerimiz bugüne oranla çok daha tepkili bakarken bile, sabahın 7’sinde 500 kişilik kuyruklar vardı nüfus müdürlüklerinin önlerinde. Trakya insanı sağduyuludur...” diye cevap verdi.

***

Sahaya CHP’nin hakim olduğu bölgelerde CHP, MHP’nin hakim olduğu bölgelerde MHP yardımcı oluyor “Ekmel Bey” in ziyaretlerinin organizasyonuna. Bu manada Trakya’da ön alan parti CHP’ydi. Genel Başkan Yardımcısı Erdoğan Toprak, milletvekilleri Turgut Dibek, Kemal Değirmendereli, Faik Öztrak, Emre Köprülü, Süleyman Çelebi, Candan Yüceer, Sedef Küçük’e MHP Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen de eşlik etti tabii. Bunun dışında her yerde destekçisi beş siyasi partinin de il, ilçe başkanları gerek sahnede, gerek halkla sohbetlerde mutlaka yan yanaydı.
Desteğinin bu partilerle sınırlı olmadığını vurguluyor İhsanoğlu mutlaka konuşmalarında. LDP de artık yanında. Bursa’da “devlet destekli, porselenlerde kebap sunulan muhteşem iftar” yerine bir çok AKP’linin “plastik çatal-kaşıkla bir çorba, bir hurma mönüsüne talim etmeye” gönüllü olmuş, bunu anlatıyor mesela.

***

Tekirdağ’da İnönü Stadı’nın kapısında CHP Gençlik Kolları davul zurnayla, salonun içindeyse Ülkü Ocakları “Oylar Ekmel’e hainleri tekmele” sloganlarıyla yaptı karşılamalarını.
Diğer yerlerde nasıl bilmiyorum ama eşi Füsun Hanım en az Ekmeleddin İhsanoğlu kadar ilgi gördü
İhsanoğlu Tekirdağ’da “Benim annem Rodoslu bir Türk ailenin kızı. Kaybolan bir toprağın kızı. Siz de bunun ne demek olduğunu çok iyi bilirsiniz. Biz vatanımızı kaybetmek istemiyoruz” dediğinde aldı en büyük alkışı.

***

“Ekmek” mottosu epey dalga konusu oldu ama mekan Trakya olunca “buğday başakları” arasında verilen fotoğraflar karşılığını buldu. Ki bir çok vatandaş İhsanoğlu’na çiçek yerine başak demetleri sundu. Sükunetle söylediğinden çoğu lafı arada kaynayıp gidiyor ama belli ki İhsanoğlu aslında tam bir “lafı gediğine oturtma” ustası. Eline tutuşturulan başakların eğik olduğunu görünce;
“Dolu başak eğik olur, tıpkı dolu insan gibi. Dolu insan da bu başaklar gibi mütevazıdır, kibirden, gösterişten uzaktır...” diye ayaküstü Erdoğan’ı selamladı.
İhsanoğlu’na başak dışında bir de bolca Türk bayrağı verildi Trakya’da; o da eline verilen bayrağı bırakmadı, halkı bayrağı sallayarak selamladı.
İhsanoğlu bire bir temas kurduğu insanlar üzerinde kürsüde olduğundan çok daha etkili; net. “Miting yapmama” kararı bence kesinlikle doğru ama bir diğer doğru, “daha çok insana” ulaştırmak konusunda bir “acil eylem planı”na ihtiyaç olduğu.

***

Kimi destekçileri İhsanoğlu’yla ilgili orantısız bir içselleştirme içinde gördüğüm kadarıyla. Gerek yok ki. İhsanoğlu’ndan ne bir “ülkücü”, ne de bir “Kemalist” yaratmak gerekmiyor. Kimseden ilk görüşte aşık olmalarını beklemek gerekmiyor. Bu noktada kimi destekçilerinden çok daha makul, mantıklı buldum açıkçası İhsanoğlu’nu. “Hisler de elbette önemlidir. Heyecan da önemlidir. Ama doğru yol akılla bulunur. Ben herkesi rasyonel düşünmeye davet ediyorum. Aksi halde 5 sene çekeriz” diyor. Haklı. Bu kadar kısa sürede, bu kadar sınırlı imkanla tesis edilmesi güç bağlar için beyhude çırpınmaya gerek yok; bence de 10 Ağustos’ta bu toplumun yüzde 50’den fazlasına “aklın yolu bir” dedirtmek kafi.
İşte bu nedenle “Evet seçmen İhsanoğlu’nu tanımıyor olabilir ama Erdoğan’ı çok iyi tanıyor. Tanıdığımız diğer adaydan memnun değilsek, yeni adaya kendini anlatması için fırsat vermemiz gerekir. Kullanmadığınız her oy Erdoğan’ın hanesine iki oy yazılması demektir. Unutulmamalıdır ki bu seçim aynı zamanda Başkanlık sisteminin oylanacağı bir seçim olacaktır. Parlamenter sistemin öngördüğü tarafsız, herkese el uzatan bir Cumhurbaşkanı mı istiyoruz? İstediğini hoyratça yapan, ötekileştiren, toplumu birbirine düşürmekten çekinmeyen bir Cumhurbaşkanı mı?” diyor CHP’li Turgut Dibek.
Kahin olmaya gerek yok; Trakya’nın cevabı belli. Bakalım bu cevabı Türkiye’nin diğer bölgeleri de sahiplenecek mi.

Yazarın Diğer Yazıları