Oy için mübah olan demokrasi için mi günah!
Bir de, Abdülkadir Aksu'ya, Abdullah Gül'e, Abdullah Veli Seyda'ya, Abdüllatif Şener'e, Ahmet Nurettin Aydın'a, Akif Gülle'ye, Ali Coşkun'a, Ali Sezal'a, Bülent Arınç'a, Ertuğrul Yalçınbayır'a, Eyüp Fatsa'ya, Eyüp Sanay'a, Faruk Çelik'e, Hüseyin Arı'ya, Hüseyin Çelik'e, Hüseyin Kansu'ya, İlyas Aslan'a, İrfan Gündüz'e, İsmail Alptekin'e, İsmail Özgün'e, Kemal Albayrak'a, M.Ergün Dağcıoğlu'na, M.Altan Karapaşaoğlu'na, M.Vecdi Gönül'e, Mahfuz Güler'e, Mahmut Göksu'ya, M.Ejder Arvas'a, Mehmet Özyol'a, Mehmet Çiçek'e, Mehmet Elkatmış'a, M.Ali Şahin'e, Mehmet Fırat'a, Musa Uzunkaya'ya, Mustafa Baş'a, Necati Çetinkaya'ya, Nurettin Aktaş'a, Osman Aslan'a, Osman Pepe'ye, Özkan Öksüz'e, Ramazan Toprak'a, Remzi Çetin'e, Sadık Yakut'a, Sait Açba'ya, Salih Kapusuz'a, Sebahattin Yıldız'a, Şükrü Ünal'a, Tevhit Karakaya'ya, Yahya Akman'a, Zeki Ergezen'e, Zeki Ünal'a, Zülfikar Erol'a sormak lazım şu -AK Partililerin tanımıyla- "siyasi ahlak meselesi" olan milletvekili transferi işini.
***
Bu isimler kim mi?
Bu isimler AK Parti'nin 14 Ağustos 2001'deki kuruluşunu takiben, henüz hiçbir icraatta bulunmamışken, hiçbir seçime girmemişken, sadece "bir (1) günde" sahip olduğu ilk TBMM Grubu'nun üyeleri.
Hafızam beni yanıltmıyorsa MHP'den istifa eden Sadık Yakut, DYP'den istifa eden Necati Çetinkaya ve Hüseyin Çelik ile ANAP'tan istifa eden Ertuğrul Yalçınbayır dışındakilerin tamamı daha önce Fazilet Partisi milletvekiliydi.
***
Ama ne hikmetse, siyasi tarihi 1970'lere Güneş Motel'e hatta daha da öncesine, Güven Partisi'nin grup kurma hakkını kaybetmemesi için, AP Genel Başkanı Demirel'in "ricasıyla" partisinden istifa eden Mustafa Asri Ünsür'ün transferine kadar geri saranlar bu olayın da, aktörlerinin de adını anmıyorlar!
İktidarın, İYİ Parti'yi seçimi sokmamak üzere yargıda neredeyse seferberlik ilan ettiği günlerde, demokrasiyi, siyasallaşmış hukukun gazabından kurtarabilmek için, 15 CHP Milletvekilinin, İYİ Parti'ye -hiç öyle yaratılmak istenen algı gibi hince, ellerini ovuştura ovuştura, bir sinsi planı hayata geçiremenin muzaffer edasıyla filan değil- gözyaşları içinde verdikleri fedakarca desteğin üzerinde tepinenler, nedense, o günü hiç yaşanmamış sayıyorlar!
"Ama Fazilet Partisi zaten kapatılmıştı" diye mi!
Ama Fazilet Partisi'nin devamı olarak Saadet Partisi kurulmuştu ve AK Parti araya girmeseydi, büyük çoğunluğu, siyasi yolculuklarına "doğal olarak Saadet Partisi milletvekili" olarak devam edecekti!
***
Tek bu da değil…
***
3 Kasım 2002'de AK Parti seçime katılmış ama partinin "siyasi yasaklı" olan genel başkanı katılamamıştı.
TBMM'ye girmesi nasıl sağlandı?
BİR: Dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in, önüne ilk gelişinde "öznel, somut ve kişisel" diyerek veto ettiği ama CHP ve özellikle de dönemin Genel Başkanı Deniz Baykal'ın açık/kesin desteğiyle TBMM'den ikinci kere (hiçbir değişiklik olmaksızın) geçirilmesinden sonra onayladığı "kişiye özel" yasa değişikliğiyle…
İKİ: AK Parti'nin başvurusuyla iptal ettirilen Siirt seçimleri sayesinde…
ÜÇ: AK Parti'nin "seçilmiş" vekili Mervan Gül'ün adaylıktan çekilmesi, yani kendi "hakkı"nı devretmesiyle…
***
Kuruluşları, seçilişleri, sanki her şeyleri nizamiymiş gibi siyasete nizam vermeye çalışıyorlar şimdi!
***
Kaldı ki, bir durum, tavır, hal ya "ahlaki"dir, ya "gayri ahlaki"dir; ben yaparsam helal, sen yaparsan haram olur mu?
Mesele, milletvekili transfer etmenin "siyasi ahlaksızlık" olarak tanımlanması değil; bir siyasi parti pekala böyle olduğunu düşünebilir, böyle olduğunu savunabilir. Ama sonrasında da kendisinden bu "siyasi ahlaksızlığa" meyletmemesi beklenir.
Yanlış mı?
Madem ki, AK Parti, milletvekili transferini "siyasi ahlaksızlık" sayıyor…
Veya zurnanın zırt dediği yerden başlayalım; madem ki AK Parti ve MHP yönetimleri, İYİ Parti'nin seçime girebilmek üzere başvurduğu yöntemi "siyasi ahlaksızlık" sayıyor…
Bu mantığa göre, İYİ Parti'nin "siyasi ahlaksızlık" sayesinde girebildiği seçimlerde TBMM'ye soktuğu milletvekilleri de otomatikman "siyasi ahlaksızlığın" neticesi olarak oturmuş oluyorlar o koltuklara değil mi?
Sormazlar mı o zaman, zannınızca "siyasi ahlaksızlık"la girdikleri seçimle milletvekili olmuş olan Tuba Vural Çokal ve Tamer Akkal'ı AK Parti'ye "törenle" kabul etmek ne?
Ya Hayati Arkaz'ı MHP'ye kabul ve hatta davet?
"Yuvaya dönün" çağrısına uyup da beş, on, on beş veya bilmem kaç İYİ Parti'li milletvekili bugün "Dönüyoruz" dese, ne diyecek MHP yöneticileri? "Şekerim, siyaseten hiç ahlaklı olmaz, oturun oturduğunuz yerde" mi?
***
Murat Başesgioğlu…Yusuf Ziya İrbeç… Mehmet Zekai Özcan… Üçü de AK Parti'den ayrılıp MHP'ye geçmişti.
Ya MHP'den AK Parti'ye geçen onca belediye başkanına ne demeli; Karacasu, Tüysüz, Beypazarı, Kiraz…
***
Parti değiştirmeleri kutsuyormuşum gibi olmasın aksine nereden seçilmiş ve nereye geçmiş olursan ol seçmene saygısızlıktır bence.
Bir siyasi partiden oy devşirmek üzere yapılan transfer mübah oluyor da, bir siyasi partinin kazanılmış hakkının gasp edilmesini engellemek üzere yapılan neden günah oluyor onu sorguluyorum sadece