ÖSO'ya ihanet parası Suud'dan...
Suudi Arabistan'ın başını çektiği Katar krizinin boyutlarına daha büyük bir mercekten bakalım.
PKK/PYD'nin güdümündeki Suriye Demokratik Konseyi (SDK) eş başkanı İlham Ahmed, birkaç gün önce Katar krizi bağlamında Suudi Arabistan merkezli Al Riyadh gazetesine açıklamalarda bulundu. Ahmed, Suudi Arabistan'ın Suriye'de istikrar açısından önemli bir rol oynadığını öne sürerek, Suudilerle iş birliği yapmaya hazır olduklarını söyledi ve ekledi; "PYD, Suriye'deki çatışmayı sona erdirmek, milliyetçilikten ve mezhepçilikten uzak demokratik bir Suriye inşa etmek için iş birliğine hazırdır."
Bu açıklamanın hemen ardından, Türk medyasının gündemine "Fırat Kalkanı'na ABD sabotajı" başlıklarıyla Pentagon ve CIA destekli grupların kışkırtmasıyla ÖSO gruplarının birbirine girdiği haberleri düştü. Haber yüzde yüz doğru. Fazlası yok eksiği var. YENİÇAĞ okurları, Fırat Kalkanı operasyonu sırasında ve sonrasında ABD'nin parayla satın aldığı ÖSO içindeki bazı ihanet çetelerinin Mehmetçiğe yaptığı kalleşlikleri belge ve fotoğrafları ile bu köşeden faş ettiğimiz çok iyi hatırlar. Devam eden bu ihanet dizisinin hedefi ne?.. Kürt koridoruna kama sokan TSK'yı El Bab'dan çıkarmak. Bölgedeki güvenilir kaynaklardan ulaştığımız son sıcak bilgilerle sahadaki durumdan devam edelim;
ÖSO grupları arasında gerçekleşen çatışmalar sadece bölge hakimiyeti ve buralardan sağlanan gelirler yüzünden meydana gelmiyor. Tamam!.. Mevcut zafiyetler harekete geçiriliyor ancak oyun daha büyük. ABD, Rakka'dan sonrası için hazırlık yapıyor ve parayı da bölgede Suudi Arabistan saçıyor. Tahrir el Şam, aldığı para desteğiyle birlikte silah gücüyle ÖSO'nun dağılması için büyük baskı yapıyor. İdlib'in güvenliğinde büyük sıkıntı var. Ankara'ya bugüne kadar yaşanan çatışmalarda 30 kişinin öldüğü bilgisi geliyor. Ayrıca, ÖSO'daki ihanet çetelerinin içinde 35 kişi SDG, 35 kişi de Suriye rejimi saflarına geçmiş. Şu rakamlardaki ince dengeye bakın!.. Kaynaklar, önümüzdeki günlerde 100'e yakın kalleş ÖSO mensubunun da saf değiştireceğini bildiriyor. Bilgisine başvurduğum Ankara'daki üst düzey bir kaynak, "Suudi Arabistan para yağdırıyor" diyor.
İsrail-S.Arabistan ortaklığı
Orta Doğu bataklığındaki merceği biraz daha büyütelim;
2015'in Haziran ayı başında Waşington'daki ünlü düşünce kuruluşu Dış İlişkiler Konseyi- CFR-, S.Arabistan ve İsrail'den önemli birer konuşmacıyı aynı konferansta ağırladı. Seçime odaklanmış Türkiye'nin gündemine gelmeyen bu konferansta yer alan konuşmacıların önemi 2014 yılı başından bu yana İsrail ile S.Arabistan arasındaki gizli görüşmelerin resmen açığa çıkmış olmasıydı. İsrail ve S. Arabistan birbirlerini diplomatik olarak tanımadığı gibi S.Arabistan İsrail'in var olma hakkını bile tanımıyor güya!.. İşte o konferansta bu gizli görüşmelere ilişkin açıklamalarda bulundular.
Ana konu İran olmasına rağmen İran'la bağlantılı konuların (Suriye, Irak, Hizbullah, Yemen vs..) bu gizli görüşmelerde konuşulması kaçınılmazdı. S.Arabistan'dan gelen kişi Enver Macid Eşki (emekli general, S.Arabistan'ın eski Waşington büyükelçisi) söyledikleriyle aslında S.Arabistan'ın politikalarını da deşifre ediyor, bir anlamda resmi bir anlam yüklüyordu. İsrail'den gelen kişi ise üst düzey diplomat Dore Gold'du.
Macid Eşki konuşmasında İran'la ilgili görüşlerini açıklayıp, görüşlerini Orta Doğu için yedi aşamalı bir plan ile sonlandırıyordu. Bu plandaki listenin en üstünde İsrail ve Araplar arasında barışı sağlamak yer alıyordu. İkinci olarak İran'daki rejim değişikliği... Listede ayrıca büyük bir Arap Birliği, bölgesel bir Arap askeri gücü kurma vardı. Macid Eşki'nin açıkladığı Orta Doğu planında şu an Irak, Suriye, Türkiye ve İran'a ait olan bölgelerde Kürtlerin yaşadığı toprakları kopararak bağımsız büyük bir Kürdistan oluşturma aşaması da bulunuyordu.
Stratejist, 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Başkanı Cahit Armağan Dilek, durumu şöyle analiz ediyor;
"S.Arabistan'ın gizli görüşmeler yaptığı İsrail'in, bağımsız bir Kürdistan'ı desteklediğini ve hatta en üst seviyede açıkça bunu beyan ettiklerini biliyoruz. Ama AKP'nin sözde yakın dostu Suudi Krallığının, Türkiye'nin arkasından dolaplar çevirdiğinin böylece açığa çıkması, AKP hükümetinin dış politikasının tutarsızlığını, öngörüsüzlüğünü, Türkiye'nin bekasını göz ardı ettiğini, Orta Doğu ülkelerinin dış politikalarını Dışişleri Bakanlıklarıyla değil gizli servisler üzerinden yürüttükleri gerçeğini kavrayamadığını göstermektedir."
Dilek, devam ediyor;
"İsrail'in, özellikle IŞİD tehdidiyle birlikte en üst seviyeden sürekli açıkladığı 'derhal bağımsız Kürdistan kurulmalı, bunu ilk tanıyan İsrail olacaktır' söylemi. Ve S.Arabistan bu İsrail ile gizli görüşmelerle Türkiye'nin kuyusunu kazıyor, toprakları parçalama planları yapıp destek veriyor. Dolayısıyla PYD/YPG yetkilisinin 'S.Arabistan ile iş birliği yapabiliriz' açıklaması hiç de şaşırtıcı değil. PYD/YPG'ye maddi yardım yapıyor ya da yapacak olması hiç de şaşırtıcı olmayacaktır."
Fotoğrafta flu bir nokta var mı?..