Osman Pamukoğlu'nun "Strateji" kitabı
Sinan Meydan'a teşekkürle başlıyor kitap. Sinan Meydan "Bir strateji kitabına ihtiyaç var, böyle bir kitabı da ancak siz yazabilirsiniz" demiş ve bu yapıtı kaleme almasına vesile olmuş.
İyi ki olmuş... 462 sayfalık önemli ve değerli bir kitap çıkmış ortaya. İnkılap Yayınları yayımlamış. Osman Pamukoğlu Paşa'nın 14. kitabı...
Tanıyanlar bilirler, Osman Paşa dostumdur, bir süre siyaset arkadaşlığı da yaptık ama o benim açımdan tali derecededir, biz Paşa ile daha çok; insandan, toplumdan, tarihten, felsefeden, edebiyattan ve kitaplardan konuşuruz.
Sinan Meydan tabii ki haklı, stratejiyi en iyi Osman Paşa yazabilirdi elbette. Neden? Çünkü iyi bir kurmay subay, askerliğin yalnız teorisi ile değil pratiği ile de yoğrulmuş; askeri alanda hep başarmış başarmış başarmış... Okumuş durmadan, evi kitap dolu lebalep ve iyi bir kalemi var, yıllar önce "Kalemini de silahı kadar iyi kullanıyor" diye yazmıştım, zaman beni haklı çıkardı.
Şimdi yazıya başlamışım, şaşkınım, bunca yıldır kitap tanıtım ve eleştirisi yaparım, "Ben şimdi neler yazayım, ne yazsam eksik kalacak" dediğim ender kitaplardan birisi ile karşı karşıyayım.
Evet, strateji savaş ve generallik demekmiş kadim yüzyıllarda, sonra "Zaman, kuvvet ve mekânın ustaca kullanılması", olarak tanımlanmaya ve algılanmaya başlamış, sonra sonra askerlik dışındaki alanlarda da kullanılmaya, uygulanmaya başlanınca içeriği ve anlamı daha da varsıllaşmış.
Osman Paşa, işin daha çok askeri yanını yazmış elbette, ne ki, bu yazım öyle bildiğiniz yazımlardan değil, dünya literatüründe ne kadar eser varsa bu konuda yazılmış, hepsini taramış.
Strateji ve taktik birbiriyle akraba kavramlar, bu akrabalık karışmaya da yol açıyor. Öncelikle bu karışıklığa açıklık getiriyor yazarımız, "Strateji yüksek öngörü ile genel planlamaları, taktik ise pratiği temsil eder" diyerek.
Strateji kavramını olaylar, alanlar ve önderler bağlamında el almak anlaşılır olmayı getirir. Bu kitapta bu da yapılıyor. Önce Anibal, Sezar ve İskender'in strateji ve taktikleri ele alınıyor. Okuru sıkmadan anlatılıyor bunlar. Anibal'a "Ya bir yol bulacağız, ya bir yol açacağız" sözünü nelerin söylettiğini de öğreniyorsunuz, Romalı generalin Fabian Stratejisinin önemini de...
Ve sonra sıra Cengiz Han'a geliyor. Cengiz Han'ın bu kadar güzel anlatıldığı bir başka yapıt ben bilmiyorum. Bu kitabın en çok hoşuma giden bölümü bu bölüm oldu. Kısa kısa size bilgiler aktarayım bu bağlamda:
-Dünya tarihinde Cengiz Han'ın gerçekleştirdiği seferler mesafe olarak en uzağa erişenlerdir. Hiçbir zaman bu kadar fazla toprağa bir tek kişi tarafından el konulmamıştır.
-Batı yüzyıllarca onu görmezden gelse de, kazandığı zaferlerin kıyaslanabileceği hiçbir örnek bulunmamaktadır.
-General deyince doğuda Cengiz Han, batıda Napolyon akla gelir.
-Onun başarıları öldükten sonra da devam etmiştir. Oğulları da onun izinden gidip büyük başarılara imza atmışlardır.
Evet, daha yazacak çok şey var ama benim yerim bitiyor. Bu kitabı; başta askerler olmak üzere tüm aydınlara; tarihi, büyük olayların felsefesi ve stratejisi ile öğrenmek isteyenlere, siyasal ve ekonomik karar vericilere, toplumsal kanaat önderlerine, kısacası başarı isteyip başarı anahtarı arayanlara hararetle tavsiye ederim...